بَاب
مَا جَاءَ فِي
أَكْلِ
اللَّحْمِ
لَا يُدْرَى
أَذُكِرَ
اسْمُ
اللَّهِ
عَلَيْهِ أَمْ
لَا
18-19. (Kesilirken)
Üzerine Besmele Çekilip Çekilmediği Bilinmeyen (Bir Hayvanın) Etini Yemek (Caiz
Midir)?
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ ح و
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ
ح و
حَدَّثَنَا
يُوسُفُ بْنُ
مُوسَى
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ حَيَّانَ
وَمُحَاضِرٌ
الْمَعْنَى
عَنْ هِشَامِ
بْنِ
عُرْوَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
عَائِشَةَ وَلَمْ
يَذْكُرَا
عَنْ
حَمَّادٍ
وَمَالِكٍ
عَنْ
عَائِشَةَ
أَنَّهُمْ
قَالُوا يَا
رَسُولَ
اللَّهِ إِنَّ
قَوْمًا
حَدِيثُو
عَهْدٍ
بِالْجَاهِلِيَّةِ
يَأْتُونَ
بِلُحْمَانٍ
لَا نَدْرِي
أَذَكَرُوا
اسْمَ
اللَّهِ
عَلَيْهَا أَمْ
لَمْ
يَذْكُرُوا
أَفَنَأْكُلُ
مِنْهَا
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
سَمُّوا
اللَّهَ وَكُلُوا
Hz. Aişe'den demiştir
ki; Ashab-ı kiram'dan bazıları Fahr-i Kainat efendimizin huzuruna gelerek:
"Ey Allah'ın Rasûlü, cahiliyyet döneminden yeni kurtulmuş olan bazı
kimseler (kesilirken) üzerine Allah'ın isminin anılıp anılmadığını bilmediğimiz
(hayvanların) etleri(ni) getiriyorlar biz bu, etlerden yiyebilir miyiz?"
diye sormuşlar da Resulullah (S.A.V.): "Bismillah deyiniz ve
yeyiniz!" buyurmuştur.
İzah:
Buhârî, tevhid, buyu,
zebaih; Ebû Dâvûd, edahi; Nesaî, dahaya, İbn Mâce, zebaih; Muvatta, zebaih
Metinde geçen Bismillah
deyiniz ve yeyiniz sözüyle etiymeden önce çekilen besmelenin, hayvanı keserken
çekilmesi gereken besmelenin yerini tutacağı kasdedilmiş değildir. Bu cümle
ile, müsIümanlar tarafından getirilen bir etin, âit olduğu hayvanın, kesilirken
besmeleyle mi yoksa besmelesiz mi kesildiğinin araştırılması gerekmediği, bu
etin besmeleyle kesilmiş bir hayvana ait olduğu kabul edilerek besmele ile
yenile-bileceği ifâde edilmek istenmektedir.
Durum böyle olunca,
kendisine müslümanlar tarafından bir et takdim edilen bir müslüman için önemli
olan bu etin ait olduğu hayvanın nasıl kesildiğini araştırmak değil, yerken
besmele çekmektir; ancak bu etin ait olduğu hayvanın besmelesiz olarak ya da
İslâmî ölçülere aykırı olarak kesildiğine dâir kesin bir bilgisi varsa; o
zaman hüküm değişir ve bilgisinin icab ettirdiği şekilde hareket etmesi
gerekir.
İmâm Mâlik'e göre;
kesilirken besmeleyle kesilip kesilmediği bilinmeyen, fakat müslümanlar
tarafından takdim edilen bir hayvanın etini besmele çekerek yemenin helâl olması,
İslâm'ın ilk yıllarına aittir; sonradan bu hüküm "Kesilirken üzerine
Allah'ı adlanılmayan (hayvan)lardan yemeyin.”[En'âm,121]
âyet-i kerîmesiyle
neshedilmiştir.
İbn Abd'il-Berr'e göre;
İmâm Mâlik (r.a.)'ın bu görüşü delilsiz ve isabetsizdir; çünkü O'nun, bu
hadisin hükmünü neshettiğini söylediği âyet-i kerime Mekke'de nazil olmuştur;
oysa mevzûmuzu teşkil eden hadis-i şerif-Medine'de sâdır olmuştur ve
Medînelilere söz konusu eti getiren müslümanlar Medine'nin çöllerinde yaşayan
bedevî müslümanlardır.