DEVAM: 12-13. Kitap
Ehlinin Kestiklerini Yemenin Hükmü
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
عِمْرَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ عَنْ
عَطَاءِ بْنِ
السَّائِبِ
عَنْ سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ جَاءَتْ
الْيَهُودُ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالُوا
نَأْكُلُ مِمَّا
قَتَلْنَا
وَلَا
نَأْكُلُ
مِمَّا قَتَلَ
اللَّهُ
فَأَنْزَلَ
اللَّهُ
وَلَا تَأْكُلُوا
مِمَّا لَمْ
يُذْكَرْ
اسْمُ اللَّهِ
عَلَيْهِ
إِلَى آخِرِ
الْآيَةِ
İbn Abbas'dan demiştir
ki: Yahudiler Rasûlullah (S.A.V.)'e gelerek: Kendi öldürdüklerimizi yiyoruz da
Allah'ın öldürdüklerini yemiyoruz. (Bu nasıl olur?) dediler. Bunun üzerine
(Yüce) Allah: "Kesilirken üzerine Allah'ın adı anılmayan (hayvan)lardan
yemeyin"[Mâide: 121] âyet-i (kerimesi)ni sonuna kadar indirdi.
İzah:
Tirmizî, tefsir
Metinde geçen
"Yahudiler" kelimesi Tirmizî'nin Süneninde"Bazı kişiler"
anlamına gelen "nas" şeklinde rivayet edilmiştir. Tirmizi'nin bu
rivayetine göre, Rasûlullah'ın huzuruna gelerek "Allah'ın öldürdükleri
yenmiyor da insanların kestikleri niçin yeniyor?" diye kendilerine
mantıklı, gerçekte ise son derece basit bîr soru soran kimseler Yahudiler
değil, Medineli bazı müslümanlardır. Nitekim Hafız İbn Kesir.de mevzumuzu
teşkil eden bu hadiste geçen "Yahudiler, Rasûlullah (S.A.V.)'e
geldiler" rivayetini tenkid etmiştir ve düşüncelerini şöyle ifade
etmiştir:
Bu hadisi İbn Cerir de
Muhammed İbn Abdul-Ala, Süfyan îbn Vekî' kanalıyla İmrân İbn Uyeyne'den rivayet
etmiştir. Hadisi, Bezzâr da Muhammed İbn Musa el-Haraşî'den, o da İmran ibn
Uyeyne'den rivayet etmiştir.
Ancak bu üç yönden
şübhelidir.
İlk olarak, Yahudiler
ölü etinin mubah olduğu görüşünde değildirler ki, Hz. Peygamber ile
tartışsınlar.
İkinci olarak, bu âyet
En'âm sûresindendir ve Mekke'de nazil olmuştur.
Üçüncü olarak bu hadisi
Tirmizî Muhammed İbn Musa el-Haraşı kanalıyla... Said İbn Cübeyr'den o da İbn
Abbas'tan rivayet etmiştir. Ayrıca hadisi Tirmizî de bir grub insan Hz.
Peygamber (S.A.V.)'e geldi... lafzı ile rivayet etmiş ve hasen garib hadis
olduğunu söylemiştir. İbn Cerir de bu hadisi çeşitli yollardan rivayet etmiştir
ye bu rivayetlerin hiçbirinde de Hz. Peygam-ber'e gelen kimselerin Yahudiler
olduğuna dair bir ifade yoktur. Bu bakımdan Tirmizî'nin rivayeti mevzumuzu
teşkil eden Ebû Davud'un rivayetine tercih edilmeye lâyıktır.
Konumuzla ilgili
hadis-i şerifte, ölü hayvanla, şer'î usule göre kesilmiş hayvan, arasındaki
farka işaret edilmiş ve kendi kendine ölen ya da semavî bir dine mensub olmayan
bir kimse tarafından kesilen hayvanın ölü hayvan, semavî bir dine mensub olan
bir kimsenin kestiği hayvanın da serî usule göre kesilmiş hayvan olduğu ifade
edilmektedir. Hattâbî, bir hayvanı keserken "Allah'ı anma" meselesi
hakkında şu açıklamayı yapar:
"Bu hadisteki
âyet-i kerimede mevzu bahs edilen "Allah'ın ismini anma" dan maksat
onu dil iie talaffuz etmek değildir. Binaenaleyh bir hayvanı kesen insan, eğer
onu Allah'a ve Allah'ın ismine inanarak kesmişse, diliyle Allah'ın ismini
söylememiş bile olsa, o hayvan serî usule göre kesilmiş sayılır. Hz. İbn Abbas,
âyeti böyle tefsir etmiştir..."