DEVAM: 12-13. Kitap
Ehlinin Kestiklerini Yemenin Hükmü
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
إِسْرَائِيلُ
حَدَّثَنَا
سِمَاكٌ عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ فِي
قَوْلِهِ
وَإِنَّ
الشَّيَاطِينَ
لَيُوحُونَ
إِلَى أَوْلِيَائِهِمْ
يَقُولُونَ
مَا ذَبَحَ
اللَّهُ
فَلَا
تَأْكُلُوا
وَمَا
ذَبَحْتُمْ
أَنْتُمْ
فَكُلُوا
فَأَنْزَلَ
اللَّهُ
عَزَّ وَجَلَّ
وَلَا
تَأْكُلُوا
مِمَّا لَمْ
يُذْكَرْ
اسْمُ
اللَّهِ
عَلَيْهِ
ibn Abbâs'ın "...
şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmeleri için fısıldar (telkinde
bulunurlar."[En’am 121.] âyeti kerimesi hakkında şöyle (söylediği rivayet
olunmuştur.
Kureyş müşrikleri bu
âyet-i kerimede açıklandığı şekilde şeytanlardan duydukları fısıltılara uyarak:
Muhammed ashabına: "Allah'ın kestiklerini yemeyiniz, kendi kestiklerinizi
yeyiniz." (diyor) diye dedikodu yapmaya başladılar. Bunun üzerine (Yüce)
Allah (kesilirken) "üzerine Allah'ın adı anılmayan (hayvanlardan
yemeyin."[En’am 121.] (âyet-i kerimesini) indirdi.
İzah:
İbn Mâce, zebaih
Metinde sözü geçen
şeytanlardan maksat cinlerdir. Onların dostlarından maksat da müşrik olan
Kureyşlilere yaklaşarak
"Muhammed,
sahabilerine Allah'ın Öldürdüklerini yemeyiniz de kendi ellerinizle
kestiklerinizi yeyin diyor, bu nasıl olur, siz onlarla mücadele edin de onları
bu düşünceden vazgeçirin" diye kalplerine vesvese veriyorlardı. Hz. İbn
Abbas'ın bildirdiğine göre şeytanların Kureyşlilere verdiği bu vesvese üzerine,
Cenab-ı Hakk yukarıda mealini sunduğumuz En'ârh sûresinin 121. âyet-i
kerimesini indirmiştir.
Müfessirleen bir
kısmına göre; metinde geçen şeytan kelimesiyle kas-dedilen şeytanlaşmış olan
insanlardır. Dostlarından maksat da onların yandaşlarıdır. Nitekim şu hadis-i
şerif bu gerçeği ifade etmektedir:
"Kureyş müşrikleri
(Rumlar'a karşı) İran'la mektuplaştılar. İranlılar da Kureyşle mektuplaştı.
İranlılar Kureyş müşriklerine muhakkak ki Muham-med ve ashabı Allah'ın emrine
uyduklarını iddia ederek, Allah'ın altın bıçakla kestiğini (ölü hayvan için bu
tabiri kullanıyorlar) yemiyorlar da, kendi kestiklerini yiyorlar- diye bir
mektup yazdılar. Kureyşliler de bunu Hz. Mu-hammed'e ve sahabilerine mektupla
bildirdiler. Derken Müslümanlardan bir kısmının kafalarına bazı istifhamlar
belirmeye başladı. Bunun üzerine "Çünkü bu bir fısktır, doğrusu şeytanlar
sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına telkinde
bulunurlar."[En'âm: 121] âyet-i kerimesi indi.[Taberi, Camiü'l Beyan
VIII-16.]
Sözü geçen İslam
düşmanları "Muhammed sahabilerine -Allah'ın kestiklerini yemeyiniz-
diyor" sözleriyle leş size haram kılındı..."[Mâide 3] âyet-i kerimesine, "kendi
kestiklerinizi yiyiniz diyor" sözleriyle de "Henüz canlan çıkmadan
kestikleriniz hâriç onları yiyebilirsiniz..."[Mâide 3] âyet-i kerimesine işaret ediyorlardı.
Fakat yüce Allah En'âm sûresinin 121. âyetini indirerek üzerine Allah'ın ismi
anılmadan kesilen veya kendi kendine ölen hayvanların etlerini yeminin Allah'a
isyan olduğunu açıklayarak, inananları bu felaketten ve ölü hayvan eti yemek
gibi iğrence bir fiili işlemekten korumuştur.