بَاب
فِي
التَّلَقِّي
164. (Seferden
Dönenleri) Karşılamak
حَدَّثَنَا
ابْنُ
السَّرْحِ
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ السَّائِبِ
بْنِ يَزِيدَ
قَالَ لَمَّا
قَدِمَ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْمَدِينَةَ
مِنْ
غَزْوَةِ
تَبُوكَ تَلَقَّاهُ
النَّاسُ
فَلَقِيتُهُ
مَعَ الصِّبْيَانِ
عَلَى
ثَنِيَّةِ
الْوَدَاعِ
es-Saib b. Yezid'den
demiştir ki: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Tebük gazvesinden döndüğü zaman,
kendisini halk (yolda) karşıladı çocuklarla birlikte ben de o'nu Veda tepesinde
karşıladım.
İzah:
Buhârî, cihad; Tirmizî,
cihad
Tebuk; Medine ile Şam
arasında bir yerin adıdır. Karayolu ile hacca gidenler, Tebük'ten geçerler.
Tebük gazvesi, miladın 630. senesinde, (hicretin 9. senesinde) vuku bulmuştur.
Seniyyetü'l-veda:
Medine'nin dışında bulunan bir tepedir. Cahiliyye devrinde, Medine'den taşraya
gitmek isteyenler buradan uğurlandığı için bu tepeye Uğurlama tepesi anlamına
Seniyyetü'l-veda ismi verilmiştir.
Çocukları, savaştan
veya hacdan dönen kimseleri karşılamaya göndermekte onları güzel ahlaklara
alıştırmak ve onlara seferden dönenlerin duasını kazandırmak gibi faydalar
vardır. el-Mihleb'in beyanına göre hacıları ve gazileri yolda sevinçle
karşılamakta emr-i maruf manası vardır. Bu iyi amellerden biridir.