DEVAM: 121. Esirin Mal
Karşılığında Serbest Bırakılması (Nın Hükmü)
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
قَالَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
جَدِّهِ فِي
هَذِهِ
الْقِصَّةِ
قَالَ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رُدُّوا
عَلَيْهِمْ
نِسَاءَهُمْ
وَأَبْنَاءَهُمْ
فَمَنْ مَسَكَ
بِشَيْءٍ
مِنْ هَذَا
الْفَيْءِ
فَإِنَّ لَهُ
بِهِ
عَلَيْنَا
سِتَّ
فَرَائِضَ
مِنْ أَوَّلِ
شَيْءٍ
يُفِيئُهُ
اللَّهُ
عَلَيْنَا
ثُمَّ دَنَا
يَعْنِي
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْ بَعِيرٍ
فَأَخَذَ
وَبَرَةً
مِنْ
سَنَامِهِ
ثُمَّ قَالَ
يَا أَيُّهَا
النَّاسُ
إِنَّهُ
لَيْسَ لِي
مِنْ هَذَا الْفَيْءِ
شَيْءٌ وَلَا
هَذَا
وَرَفَعَ أُصْبُعَيْهِ
إِلَّا
الْخُمُسَ
وَالْخُمُسُ مَرْدُودٌ
عَلَيْكُمْ
فَأَدُّوا
الْخِيَاطَ
وَالْمِخْيَطَ
فَقَامَ
رَجُلٌ فِي
يَدِهِ
كُبَّةٌ مِنْ شَعْرٍ
فَقَالَ
أَخَذْتُ
هَذِهِ
لِأُصْلِحَ
بِهَا
بَرْذَعَةً
لِي فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَمَّا مَا
كَانَ لِي
وَلِبَنِي
عَبْدِ الْمُطَّلِبِ
فَهُوَ لَكَ
فَقَالَ
أَمَّا إِذْ
بَلَغَتْ مَا
أَرَى فَلَا
أَرَبَ لِي
فِيهَا
وَنَبَذَهَا
Amr b. Şuayb'ın
dedesinden, demiştirki: Şu, (hevazin elçileriyle ilgili) hadisede Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem; “Onların kadınlarını (ve oğullarını) kendilerine geri
veriniz (içinizden) her kim şu ganimetten bir hisse ele geçirir (de sonra onu
geri verir) se (şunu bilsin ki iade edeceği) bu ganimet karşılığında ona
Allah'ın bize vereceği ilk ganimetten altı deve vermek üzerimize borçtur."
buyurmuş sonra bir deveye yaklaşıp hörgücünden bir tüy kopararak:
"Ey insanlar benim
için şu ganimetten ve şu (elimdeki)nden hiç bir pay yoktur" (demiş) ve
(tüy tuttuğu) iki parmağını kaldırıp (sözlerine devam ederek), "Ancak
beşte biri müstesna. O beşte bir de (tarafımdan) size geri verilmiştir.
Binaenaleyh (ganimetten almış olduğunuz mallardan her şeyi hatta) iplik ile
iğneyi (bile sahiplerine iade edilmek üzere geri) veriniz." buyurmuş.
Bunun üzerine elinde kıldan yumak olan bir adam kalkıp; Ben Devemin palanı
altında bulunan çul'u tamir etmek için (ganimet mallarından) şu yumağı almıştım
dedi. Rasûlullah (s.a.v.)'da;
"Benim ve
Abdulmuttalib oğulları için olan (ganimet) senindir" buyurdu. (O adam da
bir yumak hukuki bakımdan şu) Gördüğüm (hal)e erişmişse artık benim ona ihtiyacım
yoktur dedi ve onu (elinden) atıverdi.
İzah:
Ahmed b.Hanbel, II,
184.
Hevazin elçileriyle
ilgili olayı bir önceki hadisin şerhinde açıklamıştık. Bilindiği gibi
Hz.Peygamberin ganimetlerde üç hakkı vardır:
1. Ganimetlerin tümünün
beşte birinin beşte biri. Yani ganemitlerin tümünün beşte biri ayrılınca bu
beşte bir de tekrar beşe ayrılıp şu beş sınıf arasında paylaştırılır:
a) Hz.Peygamber
b) Hz.Peygamberin
yakınları
c) Öksüzler
d) Miskinler
e) Yolcular
2. Safiyy; Hz. Peygamberin
bir peygamber olarak seçip alabileceği pay
3. Mücahidlerle
birlikte onlardan birine denk olarak aldığı pay
Ancak Hz.Peygamber
Hevazinlilerden elde edilen ganimetlerden sadece beşte birden düşen hakkını
almış onu da geri vermiş ve ileri de eline ganimetten yada feyden geçecek olan
payını da yine esirlerini karşılıksız olarak bırakmak istemeyen mücahidlere,
bırakacakları esirler için fidye olarak vermeyi vadetmek suretiyle
borçlanmıştır.
Biz bu hadisle ilgili
hükümleri bir önceki hadisin şerhinde ve fıkıh ulemasının bu meseleyle ilgili
görüşlerimde 2690 numaralı hadisin şerhinde açıkladığımız için burada tekrara
lüzum görmüyoruz.
Ancak şurasını ilâve
etmek isteriz ki, bu hadis-i şerif "Hz.Peygamberin vefatıyla ganimetlerden
aldığı payı ve dolayısıyla, akrabalarının payı yürürlükten kalkmıştır. Bu
paylar ayet-i kerimede hak sahibi oldukları Rasulü ek-remle birlikte zikredilen
öksüzlere, miskinlere ve yolculara intikal etmiştir." diyen Hanefi
ulemasının delilidir. Bazıfarına göre ise Hz.Peygamberin ve akrabalarının bu
payı Rasûlüllah'ın hayatında harcadığı yerlere harcanmak şartıyla devlet
reisine bırakılmıştır. Devlet reisi onu, islamm savunması için gerekli olan
hazırlıkları yapmak için sarfeder. Metinde geçen "...İplik ile iğneyi
(bile) veriniz." cümlesi, "ganimetler arasında bulunan az miktardaki
malların da taksime tabi olduğuna delalet etmektedir. Ayrıca bundan yiyecek
maddeleri müstesnadır." diyen İmam Şafii (r.a) in delilidir. îmam Malik
ise ganimet malları arasında bulunan kıymetsiz şeylerin taksimden önce
alınmasında bir sakınca görmemiştir.