DEVAM: 100. Pasaportla
İslam Ülkesine Girip Casusluk Yapan Kimselerin Durumu
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ أَنَّ
هَاشِمَ بْنَ
الْقَاسِمِ
وَهِشَامًا
حَدَّثَاهُمْ
قَالَا
حَدَّثَنَا
عِكْرِمَةُ
قَالَ
حَدَّثَنِي
إِيَاسُ بْنُ
سَلَمَةَ
قَالَ حَدَّثَنِي
أَبِي قَالَ
غَزَوْتُ
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
هَوَازِنَ
قَالَ
فَبَيْنَمَا
نَحْنُ نَتَضَحَّى
وَعَامَّتُنَا
مُشَاةٌ
وَفِينَا
ضَعَفَةٌ
إِذْ جَاءَ
رَجُلٌ عَلَى
جَمَلٍ
أَحْمَرَ
فَانْتَزَعَ
طَلَقًا مِنْ
حَقْوِ
الْبَعِيرِ
فَقَيَّدَ
بِهِ
جَمَلَهُ
ثُمَّ جَاءَ
يَتَغَدَّى
مَعَ
الْقَوْمِ
فَلَمَّا
رَأَى ضَعَفَتَهُمْ
وَرِقَّةَ
ظَهْرِهِمْ
خَرَجَ يَعْدُو
إِلَى
جَمَلِهِ
فَأَطْلَقَهُ
ثُمَّ أَنَاخَهُ
فَقَعَدَ
عَلَيْهِ
ثُمَّ خَرَجَ يَرْكُضُهُ
وَاتَّبَعَهُ
رَجُلٌ مِنْ
أَسْلَمَ
عَلَى نَاقَةٍ
وَرْقَاءَ
هِيَ
أَمْثَلُ
ظَهْرِ
الْقَوْمِ
قَالَ
فَخَرَجْتُ
أَعْدُو
فَأَدْرَكْتُهُ
وَرَأْسُ
النَّاقَةِ
عِنْدَ
وَرِكِ الْجَمَلِ
وَكُنْتُ
عِنْدَ
وَرِكِ
النَّاقَةِ
ثُمَّ
تَقَدَّمْتُ
حَتَّى
كُنْتُ عِنْدَ
وَرِكِ
الْجَمَلِ
ثُمَّ
تَقَدَّمْتُ
حَتَّى
أَخَذْتُ
بِخِطَامِ
الْجَمَلِ
فَأَنَخْتُهُ
فَلَمَّا وَضَعَ
رُكْبَتَهُ
بِالْأَرْضِ
اخْتَرَطْتُ
سَيْفِي
فَأَضْرِبُ
رَأْسَهُ
فَنَدَرَ فَجِئْتُ
بِرَاحِلَتِهِ
وَمَا
عَلَيْهَا أَقُودُهَا
فَاسْتَقْبَلَنِي
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي
النَّاسِ
مُقْبِلًا فَقَالَ
مَنْ قَتَلَ
الرَّجُلَ
فَقَالُوا سَلَمَةُ
بْنُ
الْأَكْوَعِ
فَقَالَ لَهُ
سَلَبُهُ
أَجْمَعُ
قَالَ
هَارُونُ
هَذَا لَفْظُ
هَاشِمٍ
İyâs b. Seleme'nin
babası Seleme'den; Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte Hevâzin'de savaş'a
katıldım. Kahvaltı yapıyorduk. Çoğumuz yaya idi ve bizde bir zayıflık hâli
vardı. Ansızın kırmızı bir erkek deve üzerinde bir adam çikageldi. Devenin
boşböğründen deriden yapılmış bir ip çıkardı, onunla devesini bağladı, sonra
geldi cemaatle birlikte kahvaltı yapmaya başladı. (Cemaatin) zayıflığını ve
hayvanların cılızlığını görünce, (birdenbire) çıkıp devesine doğru koştu ve onu
çözdü sonra çöktürüp üzerine oturdu, sonra da onu koşturmaya başladı. Boz bir
dişi deve üzerinde Eslem (kabilesin)den bir adam da onun ardına düştü. Bu deve cemaatin
hayvanlarının en iyisiydi. Ben de koşarak çıktım ve o (birinci adamı takip
eden) adama yetiştim. Dişi deve'nin başı erkek devenin kalçası hizasında idi.
Ben de dişi devenin kalçası hizasında idim. Sonra ilerledim erkek devenin
kalçası hizasına geldim. Sonra daha da ilerledim, devenin yularını yakalayıp
onu çöktürdüm. Deve dizini yere koyunca kılıcımı çekip (adam'ın) başına vurdum.
Derhal (yere) düştü. Hayvanı yüküyle birlikte çekip getirdim. Rasûlullah
(s.a.v.) (yüzünü) dönerek beni karşıladı ve "Bu adamı kim öldürdü?"
diye sordu. (Oradakiler);
Seleme b. el-Ekva
(öldürdü) dediler. Bunun üzerine Rasûlullah; "Bunun bütün eşyası
onundur." buyurdu.
Râvi Harun dedi ki; bu
rivayet Hâşime aittir.
İzah:
bk. Müslim, cihâd
Metinde geçen kelimesi,
yan, böğür ve kemer gibi mânâlara gelir. Burada devenin böğrü anlamında
kullanılmıştır. Bu durumda sözü geçen kimsenin devenin böğründe sarih olan bir
ipi çözüp aldığı anlaşılıyor. Bu kelime Müslim'in sahihinde şeklinde rivayet
edilmiştir ise; "Develerin bağlanmasına yarayan deriden yapılmış ip"
demektir.