بَاب
فِي ابْنِ
السَّبِيلِ
يَأْكُلُ
مِنْ التَّمْرِ
وَيَشْرَبُ
مِنْ
اللَّبَنِ
إِذَا مَرَّ
بِهِ
85. Yolcu (Yolda)
Rastladığı Hurmayı Yiyebilir, Ve Önüne Gelen (Temiz Hayvanların) Sütünden
İçebilir Mi?
حَدَّثَنَا
عَيَّاشُ
بْنُ
الْوَلِيدِ
الرَّقَّامُ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى حَدَّثَنَا
سَعِيدٌ عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ
سَمُرَةَ
بْنِ
جُنْدُبٍ
أَنَّ
نَبِيَّ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
إِذَا أَتَى
أَحَدُكُمْ
عَلَى مَاشِيَةٍ
فَإِنْ كَانَ
فِيهَا
صَاحِبُهَا
فَلْيَسْتَأْذِنْهُ
فَإِنْ
أَذِنَ لَهُ
فَلْيَحْتَلِبْ
وَلْيَشْرَبْ
فَإِنْ لَمْ
يَكُنْ
فِيهَا
فَلْيُصَوِّتْ
ثَلَاثًا
فَإِنْ
أَجَابَهُ
فَلْيَسْتَأْذِنْهُ
وَإِلَّا
فَلْيَحْتَلِبْ
وَلْيَشْرَبْ
وَلَا
يَحْمِلْ
Semûre b. Cundub
(r.a.)'den rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz (yolculuğu esnasında sağlıklı) bir hayvanla karşılaşırsa (bir
baksın eğer) onun sahibi varsa (sahibinden) izin istesin. Eğer kendisine izin
verirse (hayvanı) sağsın ve (sütünü) içsin.Eğer sahibi yoksa üç (defa)
seslensin eğer (sahibi) ona cevap verecek olursa, ondan izin istesin. Eğer
cevap veren olmazsa (hayvanı) sağsın, (sütünü) içsin ve (artanı)
götürmesin."
İzah:
Tirmizi, buyu
Bu hadisin tefsirinde
ulema ihtilaf etmiştir. Hadis ulemasından bazılarına göre bu hadis-i şerif, bir
yolcunun önüne gelen koyun, sığır ve deve cinsinden sahipsiz bir hayvanın
sütünü sağıp içmesinin ve uğramış olduğu bir bahçenin meyvesini yemesinin caiz
olduğunu ifâde etmektedir. Hz. Nebi bunun caiz olduğunu haber verdiğine göre
sahipsiz olan bir hayvanın sütünü sağıp içen, ya da uğradığı bir bahçenin
meyvesini yiyen bir kimse, içtiği sütün ya da yediği meyvenin kıymetini
sahibine ödemesi de gerekmez. İmam Ahmed'in meşhur olan görüşü budur.
Bazılarına göre ise,
zaruret olmadıkça bir yolcunun sahipsiz bir bahçeye girip meyvesini yemesi,
sahipsiz bir hayvanı sağıp sütünü içmesi caiz değildir. Ancak zaruret icabı
böyle bir bahçenin meyvesini yiyebildiği gibi sahipsiz bir hayvanın sütünü de
içebilir. Ancak daha sonra kıymetini sahibine ödemesi gerekir, imam Malik ile
Şafiî ve Ebu Hanife bu görüştedirler. Bu görüşte olan ulemanın delillerinden
bazıları şunlardır:
1. Allah Teâlâ Kur'an-ı
Kerimende; "Ey inananlar, mallarınızı aranızda (İslam şeriatının helâl
kılmadığı, faiz, kumar, hırsızlık ve gasb v.s. gibi) bâtıl sebeblerle
yemeyin..."[Nisâ 29] buyurmuştur. Sahibinden izin almadan sağmal bir
hayvanın sütünü sağıp içmek o kimsenin malını haksızlıkla yemektir.
2. O hayvanın bir yetim
malı olması ihtimali de vardır. Eğer yetim malıysa o zaman "zulüm ile
öksüzlerin mallarını yiyenler, karınlarına sadece ateş doldurmaktadırlar ve çılgın bir ateşe
gireceklerdir."[Nisâ 10] âyet-i kerimesindeki tehdidin kapsamına girmiş
olurlar.
3. "Sizin
kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız biribirinize haramdır..."[bk. 1905 numaralı hadis.]
4. "Sizden biriniz,
iznini almadan din kardeşinin sağmal hayvanını sağmasın..."[bk. 2623
numaralı hadis.] Birinci görüşü savunanlar bu delillerin hepsine ayrı ayrı
cevap vermişlerdir. İbn Kayyım el-Cevziyye bunlan uzun uzun açıklamıştır.[Tefsilat
İçin bk. Avnü'l-Ma'bûd, VII, 277-285.]
Tuhfetu'l-ahvezî
yazarının açıklamasına göre bazıları bu mevzudaki farklı hadislerin arasını şu
şekilde uzlaştırmışlardır:
1. Bu mevzuda gelen
hadislerdeki bir bahçeye uğrayan kimsenin onun meyvelerinden yemesine, karşısına
gelen sağmal bir hayvanın sütünden içmesine izin veren hadisler mal sahibinin
özel veya genel mânâda izni bulunmasıyla ilgilidir. Bu mevzudaki yasaklayıcı
hadisler ise, mal sahibinin izni bulunmamasıyla ilgilidir.
2. Bazılarına göre ise,
bu hadislerdeki izin, yolculardan zaruret halinde olanlara, açlıktan ölme
durumunda kalanlara aittir. Bu mevzudaki yasaklayıcı hadisler ise, bunların
dışında kalan kimselerle ilgilidir.
3. Bazılarına göre ise,
bu mevzudaki yasaklayıcı hadisler mal sahibinin, malını yiyen veya içen
kimseden daha muhtaç olması ile ilgilidir. Nitekim şu hadis-i şerifde bu
gerçeği ifade etmektedir: "Biz (bir defa) Rasû-lullah (s.a.v.) ile
birlikte yolculuk ederken memeleri "ıda" denilen bitki ile bağlanmış
bir deve sürüsü ile karşılaştık. Biz (sütünü sağıp içmek üzere) develerin
olduğu yerde toplandık. Bunun Üzerine Rasûlullah (s.a.v.) bizi çağırdı. Biz de
onun yamna döndük. Rasûl-i Ekrem: "Şüphesiz bu deve sürüsü müslümanlardan bir ev
halkının malıdır. Sütü de onların azığı ve Allah'dan sonra (muhtaç oldukları)
bereket (ve hayırlı malı) dir. İçinde yol azığınız bulunan kaplarınızın yanma
döndüğünüzde içindeki azıklarınızın götürülmüş olduğunu görmeniz sizi
sevindirir mi?" buyurdu. Sahâ-bîler "Hayır" dediler. Rasûl-i
Ekrem de: "Şüphesiz bu da öyledir" buyurdu.[bk. Ibn Mâce, ticâret]
4. Bazıların a göre bu
mevzudaki hadislerdeki izin mal sahibinin zengin olmasıyla yasak da fakir
olmasıyla ilgilidir.
5. Bazılarına göre ise,
bu mevzudaki yasaklayıcı hadisler memeleri kese ile bağlı koyunların
sağılmasıyla İlgilidir. İzin ise, memeleri sarılı olmayan koyunların
sağılmasıyla ilgilidir. Ancak tmam Ahmed'in rivayet ettiği; "Eğer siz bu
hayvanı mutlak sağacaksanız sağın, sütünü için (fakat kalanı da sağıp
evlerinize) götürmeyin."[bk. Ahmed b. Hanbel, 11-405.] anlamındaki hadis
bu mevzuda memeleri sarılı hayvanla sarılı olmayan arasında bir fark olmadığını
ifade etmektedir.
6. bmVl-Arabî'ye göre
ise, bu mevzuda gelen bazı hadislerdeki ruhsatlar bu ruhsatların âdet halinde
yaşadığı memleketlerle ve oranın halkıyla ilgilidir. Hicaz, Şam ve diğer bazı
memleketler ve ruhsatın ta eski zamanlardan beri âdet halinde yaşayıp geldiği
yerlerdir.
7. bû Davud'a göre, bu
iznin bulunduğu hadisler sadece yolcular içindir.
8. Bazılarına göre ise,
bu izin zimmîlerin mallarına aittir. Bu mevzudaki yasaklar da müslümanlann
mallarıyla ilgilidir.
9. Hanefi ulemasından
Tah&vTye göre ise, sözkonusu hadis-i şeriflerde geçen izin, yolcuları
evlerde misafir etmenin vâcib olduğu dönemlere aittir. Daha sonra bu vacibin
neshedilmesiyle bu izin de neshedilmiştir.[Mubârekfûri, Tufetül-ahvezi, IV,
519-520.]