SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2319 >>

بَاب الشَّهْرِ يَكُونُ تِسْعًا وَعِشْرِينَ

4. (Ramazan) Ayı 29 Gün Olur

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ الْأَسْوَدِ بْنِ قَيْسٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَمْرٍو يَعْنِي ابْنَ سَعِيدِ بْنِ الْعَاصِ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ لَا نَكْتُبُ وَلَا نَحْسُبُ الشَّهْرُ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا وَخَنَسَ سُلَيْمَانُ أُصْبُعَهُ فِي الثَّالِثَةِ يَعْنِي تِسْعًا وَعِشْرِينَ وَثَلَاثِينَ

 

İbn Ömer (r.a)'dan demiştir ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu; "Biz ümmî bir milletiz, yazmayı ve hesabı bilmeyiz. Ay (parmakları ile işaret ederek) şöyle, şöyle, şöyledir."

 

(Ebü Dâvûd dedi ki, Râvi) Süleyman üçüncü işarette bir parmağını yumdu, yani (ay) yirmi dokuz veya otuzdur.

 

 

İzah:

Buhari, savm; Müslim, savm; İbn Mâce, savm; Nesâî, savm; Ahmed b. Hanbel, I, 184; II, 43, 52, 122, 129.

 

Rasûlullah s.a.v.'in hadis-i şerifteki "biz" kelimesinden kasdı, arap milleti, olabileceği gibi ki genel de bu anlam dillendirilmektedir, Kıyamet'e kadar gelip gelecek tüm islam ümmeti'nin hesap yapmaya değil emre bağlılığını da ifade edebilir. Zira İslam ümmetinin en önemli özelliklerinden biri: ''işittik itaat ettik'' demeleridir. Hesab'ın ise işe yaramadığını artık herkes biliyor. Ayın hızının değişken olduğunu ve bunun kestirilemediğini araştırıp görebilirsiniz. Zaten Nebi s.a.v. Bulutlu havada 30'a tamamlayın diyor, hesap bilenler hesap yapsın demiyor. Bazılarına göre hesab'ı bilen yapar bilmeyen ayı takib eder ki İbnu'l-Mubareğinde dediği gibi bu akla aykırıdır, zira islamın hükümleri herkes için aynıdır bu şekilde bir ayrım da tefriktir. Ki bunlar artık gereksiz tartışmalar, hesab'ın işe yaramadığını zaten görmekteyiz. Gelelim ilk iddia'ya yani ümmi ile arapların kasdedildiğine: Diyelim ki araplar cahildi, roma çin pers halkları ay hesabını iyimi biliyordu.  Aşağıda arapların ümmi sayıldığı ve buna bağlı olarak yapılan diğer açıklamaları aynen aktarıyorum:

 

Rasûlullah s.a.v.'in hadis-i şerifteki "biz" kelimesinden kasdı, arap milletidir.

 

Ümmî, okuma yazma bilmeyen, anasından doğduğu gibi kalan demektir.

 

Nebi s.a.v. önce, "biz ümmî bir milletiz" buyurmuş, sonra da ümmiyi beyan etmek üzere "okuma ve hesap bilmeyiz" sözlerini ilâve et­miştir.

 

Hesaptan maksadın sayma olduğunu söyleyenler olduğu gibi, yıldızların hareketlerinin hesabı yani yıldızlar ilmi olduğunu söyleyenler de vardır.

 

Nebi s.a.v.'in arap milletini tümüyle okuma yazma ve hesap bilmemeye nisbet etmesi, genel bir değerlendirmedir, "Tümüyle okuma yazma bilmeyiz" manasına değildir. Çünkü içlerinde okuma yazma bilen ve hesaptan anlayanlar vardı.

 

Hadis-i şerifteki ifâdeye göre Rasûlullah (s.a.v.) efendimiz önce kendilerinin ümmî bir toplum olduklarını ifade etmiş sonra da elleri ile işaret ederek ayın 29 gün olduğunu bildirmiştir. Ebû Davud'un beyânına göre râvi Süleyman b. Harb iki defa her iki elinin parmaklarını tümüyle açarak üçüncüsünde de bir parmağını yumarak Hz. Peygamber'in "böyle böyle böyle" tarzındaki ifadesini tarif etmiştir. Buna göre ay 29 gün olmuş olur.

 

Müslim'in rivayetine göre İbn Ömer hadisi haber verirken bizzat Ra­sûlullah'ın, üçüncü işarette bir parmağını yumarak 29'u gösterdiğini daha sonra her üç seferinde de tüm parmaklarıyla işaret ederek otuzu ifâde ettiğini söyler.

 

Ebû Davud'un rivayetinde otuzu işaret eden bölüm kısa geçilmiş, sa­dece otuza temas edilmekle yetinilmiştir. Otuz ifâdesi Ebû Davud'un bir izahıdır.

 

Müslimdeki rivayetin yardımı ile de diyebiliriz ki Hz. Peygamber bir ayın kaç gün olduğunu anlatırken önce, parmaklarıyla 29'u sonra da 30'u işaret ederek bazan böyle bazan da böyle olur buyurmuştur.

 

Hattâbî örfe ve galib âdete göre ayın genelde otuz, yirmi dokuzun ise, bazan olduğunu Rasûlullah'ın yirmi dokuzu beyân ederken galibe de­ğil, nâdire işaret ettiğini söyler.

 

İbn Battal ve diğer bazı âlimler bu hadisi izah ederken şöyle derler:

 

"Biz öyle bir milletiz ki oruç ve diğer ibadetlerin vakitlerini tayin için bize hesap ve yazıyı bilmeyi gerektiren şeyler teklif edilmemiştir. Bizim ibâdetlerimiz açık bâzı alametlere bağlanmıştır. Bunları bilme konusunda hesap âlimler ile başkaları denktir."

 

Mahir: Güzel olan açıklama bu som paragraftır.

 

Allah İbn Battal'dan razı olsun.