DEVAM: 41. Oruç Borcu
Olduğu Halde Ölen Kimsenin Durumu
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ أَبِي
حُصَيْنٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ إِذَا
مَرِضَ
الرَّجُلُ
فِي رَمَضَانَ
ثُمَّ مَاتَ
وَلَمْ
يَصُمْ
أُطْعِمَ
عَنْهُ وَلَمْ
يَكُنْ
عَلَيْهِ
قَضَاءٌ
وَإِنْ كَانَ عَلَيْهِ
نَذْرٌ قَضَى
عَنْهُ
وَلِيُّهُ
İbn Abbâs (r.a)'dan;
demiştir ki: Bir adam ramazanda hastalanır,
sonra orucunu tutmadan ölürse
onun yerine yemek yedirilir, (sadaka verilir). Artık onun kazası yoktur. Eğer
kişinin nezir borcu varsa velisi onu kaza eder.
İzah:
Beyhâkî,
es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 257.
Bu eserde İbn Abbas,
nezirle ramazan orucu arasını ayırmakta kişinin edâ edemediği nezir borcunun
velisi tarafından oruç tutarak ramazandan dolayı olan borcunun ise, fidye ile
ödeneceğini söylemektedir. Bilindiği gibi bu görüşü Hanbeliler de benimsemişlerdir.
Ancak bu eser, mevkuf olduğu için delil olamaz.