DEVAM: 18-19. Hür Veya
Köle Bir Erkekle Evli İken Hürriyetine Kavuşan Bir Cariye(Nin Nikahının Feshi)
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
هِشَامِ بْنِ
عُرْوَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
عَائِشَةَ
فِي قِصَّةِ
بَرِيرَةَ
قَالَتْ
كَانَ
زَوْجُهَا عَبْدًا
فَخَيَّرَهَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَاخْتَارَتْ
نَفْسَهَا
وَلَوْ كَانَ
حُرًّا لَمْ
يُخَيِّرْهَا
Aişe (r.anhâ) Berîre
kıssası hakkında şöyle demiştir: (Berire'nin) kocası bir köle idi. (Berîre
hürriyetine kavuşunca) Peygamber (s.a.v.) kendisini muhayyer bıraktı. (Bunun
üzerine) Berîre, kendisini tercih etti (Ve kocasından ayrıldı.
Bu hadisin râvisi Urve
dedi ki) eğer (Hz. Berire'nin kocası) hür olsaydı (Rasûl-i Ekrem) Berîre'yi
muhayyer bırakmazdı.
İzah:
Müslim, ıtk: Tirmizî,
redâ; Nesaî, talak
Hz.Berire'nin
hürriyetine kavuşması olayı Nesâî'nin Sünen'inde şu mânâya gelen lâfızlarla
anlatılmaktadır. Berire azâd edilmesi karşılığında her sene bir kıyye ödemek
şartıyla dokuz kıyye ödemek üzere anlaştı. Sonra da Hz. Aişe'ye gelerek
kendisine yardım etmesini istedi. Hz. Aişe (r.anha) ise:
Yardım edemem, eğer
isterlerse velayet bende olmak şartıyla bütün taksitlerini bir seferde onlara
öderim, dedi. Berîre gitti, ailesiyle bu hususta konuştu. Onlar ancak velayet
kendilerinde kalmak şartıyla teklifini kabul edebileceklerini ifade ettiler.
Bunun üzerine Berîre tekrar Aişe'ye geldi o sırada da yanlarına Rasûlullah
(s.a.v.) geldi. Berire ailesinin kendisine söylediklerinim nakletti. Hz. Aişe:
Hayır ancak velayet
bende olmak şartıyla, dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
"Mesele
nedir?" diye sordu. Aişe (r.anha);
Ya Rasûlallah! Berire
bana geldi anlaşmasındaki borcunu ödemek üzere benden yardım istiyor. Ben de
velayet bende olmak şartıyla taksitlerini bir defada ödeyebileceğimi, değilse
yardım edemeyeceğimi söyledim. O da durumu ailesine anlattı. Onlar da velayet
kendilerinde kalmak şartıyla razı olabileceklerini söylemişler, dedi. Bunun
üzerine Rasûluİlah (s.a.v.):
"Onu satın al, velayetin
de onlarda kalması şartını kabul et. Çünkü velayet, azâd edenin hakkıdır"
buyurdu. Sonra kalktı bir hutbe irad etti. Allah'a hamd ve sena ettikten sonra
şöyle devam etti: "Bir kısım insanlara ne oluyor da, Allah'ın kitabında
olmayan şartlan ileri sürüyorlar, filanı satın alıp azat et velayet de bende
kalsın diyorlar. Allah'ın kitabı en doğru olanıdır. Allah'ın şartı şartların en
itimad edilenidir. Allah'ın kitabında olmayan bütün şartlar, yüz şart da olsa
bâtıldır" buyurdu. Rasûlullah (s.a.v.) Berîre'yi kocasından ayrılıp
ayrılmamakta muhayyer bıraktı. Kocası köle idi. Berire hürriyetini seçti. Urve
dedi ki, eğer Berire'nin kocası (Muğis), hür olsaydı, Rasûlullah Berire'yi
muhayyer bırakmazdı.[Nesâî, talak]
Hz. Berire'nin başından
geçen olay bundan ibarettir ve hicretin dokuzuncu yılında cereyan etmiştir.
Çünkü Hz. Abbas Medine'ye hicretin sekizinci yılının sonlarında vukua gelen
Taif gazvesinden sonra yerleşmiştir. İbn Abbas (r.a.)'ın beyânına göre Hz.
Abbas Hz. Berire'nin bu hadisesine şâhid olmuştur. Mevzumuzu teşkil eden bu
hadis-i şeriften Hz. Berire'nin kocasının köle olduğu anlaşılmaktadır:
1. Bu olayı anlatan Hz.
Aişe, Hz. Berire'nin kocasının köle olduğunu bizzat kendi dili ile ifade
etmektedir.
2. Hadisin sonuna
Urvenin ilave ettiği "Berire'nin kocası hür olsaydı (Rasûl-i Ekrem) onu
muhayyer bırakmazdı" cümlesi de bunu ifâde etmektedir ve bu söz, bu
hadise idrac edilmiştir.