DEVAM: 17-18. Hul'u
(Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması)
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
قَالَ عِدَّةُ
الْمُخْتَلِعَةِ
حَيْضَةٌ
İbn Ömer (r.a.)'den;
demiştir ki: "Hulu yapılan bir kadın'ın iddeti bir hayız süresidir."
İzah:
Sadece Ebû Dâvud
rivayet etmiştir.
Bir önceki hadisin
şerhinde yaptığımız açıklamalar bu eser için de geçerlidir. Tekrara lüzum
görmüyoruz. Ancak burada şu hususa temas etmekte fayda varır: Allâme
el-,Bâcûrî "yapılması zarurî olan bir fiili yapmamak üzere üç talak üzere
yemin eden bir kimsenin bu yeminden kurtulması için karısına hulu' yapmasının
caiz olduğunu" söylemişse de, bazı ulema bunun hiç bir delile dayanmayan
bâtıl bir iddia olduğunu söylemişlerdir. Hanbefi ulemasından İbnu'l-Kayyim bu
görüşü tenkid ederken şunları söylüyor: "Allah nikahı feshetme hakkını
insanların keyf ve arzusuna bırakmamıştır. Karı-koca bir arada yaşadıkları
sürece, Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından endişeye düştükleri zaman
nikahı feshetme hakkı doğar. Yine bu gibi hallerde kişinin karısını bir bedel
karşılığında boşaması meşru olur. Sünnet bunu emretmektedir. Bunun aksine
hareket ne Rasûl-i Ekrem zamanında ne de ashâb-ı kiram ve tabiîn zamanında caiz
görülmüştür. Böyle bir uygulama dinen bâtıl sayılan bir hileden başka bir şey
değildir.
Böyle bir hilenin
meşruluğunu mezheb imamlarından hiçbirisi de savunmamıştır. Muteahhirîn
ulemasından bazılarının bu gibi hileler ihdas ettikleri ve hatta tamamen kendi
eserleri olan bu gibi hileleri mezhep imamlarına isnad ettikleri görülmüşse de
bu isnadların hiç birisinde doğruluk payı bulunmamaktadır.[İbnu'l-Kayyim, İ'lâmü'l-muvakkiîn, III, 218-219.]