بَاب
إِذَا شَكَّ
فِي
الْوَلَدِ
27-28. Erkek Hanımının
Doğurduğu Çocuğun Kendisinden Olup Olmadığından Şüphelenecek Olursa
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
خَلَفٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ جَاءَ
رَجُلٌ إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْ بَنِي فَزَارَةَ
فَقَالَ
إِنَّ
امْرَأَتِي
جَاءَتْ
بِوَلَدٍ
أَسْوَدَ
فَقَالَ هَلْ
لَكَ مِنْ
إِبِلٍ قَالَ
نَعَمْ قَالَ
مَا أَلْوَانُهَا
قَالَ حُمْرٌ
قَالَ فَهَلْ
فِيهَا مِنْ
أَوْرَقَ قَالَ
إِنَّ فِيهَا
لَوُرْقًا
قَالَ فَأَنَّى
تُرَاهُ
قَالَ عَسَى
أَنْ يَكُونَ
نَزَعَهُ
عِرْقٌ قَالَ
وَهَذَا
عَسَى أَنْ
يَكُونَ
نَزَعَهُ
عِرْقٌ
Ebû Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki: Fezâre Oğullarından bir adam Nebi (s.a.v.)'e gelerek, Karım siyah
bir çocuk dünyaya getirdi, (ne buyurursunuz?) dedi. (Hz. Nebi:) "Senin
develerin var mı?" diye sordu. (O kimse); Evet diye cevâp verdi. (Hz. Nebi
de); "Onların renkleri nasıldır?" buyurdu. (Adam); Kırmızıdır, diye
karşılık verdi. (Hz. Nebi);
"İçlerinden yağız olanları da var mı?" diye sordu. (O kimse
de) İçlerinde gerçekten yağız olanları da var, cevâbını verdi. Bunun üzerine
(Hz. Nebi); "Bunun nereden geldiği zannedebilir?" dedi. (Adam da) Onu
bir damarın çekmiş olması mümkündür diye cevâp verdi. (Bunun üzerine Hz. Nebi):
"Şu halde bu (çocuğu) da bir damarın çekmiş olması mümkündür."
buyurdu.
İzah:
Buhârî, talâk, hudûd,
i'tisâm; Müslim, liân; Tirmizî, velâ; Nesâî; talâk; îbn Mâce, nikâh; Ahmed b.
Hanbel, II, 233, 237, 239, 279.
Hanımının dünyaya
getirdiği çocuğun kendisinden olup olmadığı
hususunda şüpheye düşerek Rasûl-i Ekrem'e gelip ona yukarıdaki
sorulan yönelterek bu mevzûya ışık tutmasına vesile olan sahâbî Damdâm b.
Katâde'dir.
Hadîs ulemâsından
Hattâbî bu hadîs-i şerîfle ilgili görüşlerini şöyle ifâde etmiştir; Rasûl-i
Ekrem'e bu sorulan yönelten sahâbî bu sorularıyla karısının dünyaya getirdiği
çocuğun kendisinden olup olmadığından şüpheye düştüğünü ta'riz yoluyla ifâde
etmek ve Rasûl-i Ekrem'in bu çocuğun kendisinin olmadığına hükmetmesini te'mîn
etmek istemiştir. Fakat Hz. Nebi çocuğun annesinin nikâhı altında bulunduğu
kimseye âid olduğuna hükmetmiş, renk farkının hüküm vermek için yeterli bir
delîl olamayacağını ifâde etmek istemiş, buna tohumlan bir olan develerde görülen
çeşitli renkleri misâl göstermiştir. Bu hadîste kıyası isbât için geçerli bir
delîl olduğuna ve birbirlerine benzeyen iki şeyin aynı hükümde olacaklarına,
kinayeli sözlerden hadd îâzım gelmediğine, kazfın ancak sarih sözlerle
sabit.olabileceğine delîl vardır."