DEVAM: 27-28. Mehir
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ أَيُّوبَ
عَنْ
مُحَمَّدٍ
عَنْ أَبِي
الْعَجْفَاءِ
السُّلَمِيِّ
قَالَ
خَطَبَنَا
عُمَرُ رَحِمَهُ
اللَّهُ
فَقَالَ
أَلَا لَا
تُغَالُوا
بِصُدُقِ النِّسَاءِ
فَإِنَّهَا
لَوْ كَانَتْ
مَكْرُمَةً
فِي
الدُّنْيَا
أَوْ تَقْوَى
عِنْدَ اللَّهِ
لَكَانَ
أَوْلَاكُمْ
بِهَا النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ مَا
أَصْدَقَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
امْرَأَةً
مِنْ
نِسَائِهِ
وَلَا أُصْدِقَتْ
امْرَأَةٌ
مِنْ
بَنَاتِهِ
أَكْثَرَ
مِنْ
ثِنْتَيْ
عَشْرَةَ
أُوقِيَّةً
Ebü'L-Acfâ
es-Sülemî'den; demiştir ki: Ömer (r.a.) bize bir hutbe irâd ederek (şöyle)
dedi: "Dikkat ediniz, kadınların mehrinde aşırı gitmeyiniz. Zira mehirleri
çoğaltmak dünyada kendisiyle övünülecek birşey veya Allah katında bir takva
olsaydı, ona Peygamber (s.a.v.) sizden daha lâyık idi. Oysa ne Resûlullah
(s.a.v.) kadınlarından birine on iki okkadan (fazla) mehir verdi ne de kızlarından
birine on iki okkadan fazla mehir verildi."
Diğer tahric: Tirmizi,
nikah, Nesai, nikah, İbni Mace, nikah (1887), Darimi, nikah, Ahmed b. Hanbel,
I, 41, 48.
AÇIKLAMA:
Eğer mehrin çokluğu
dünyada kendisiyle övünülecek bir şey olsaydı, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) onu
ailelerine herkesten daha fazla mehir isterdi. Oysa Resûl-i Ekrem (s.a.v.)
kendisi hanımlarına on iki okkadan (480 dirhem gümüşten) fazla mehir vermediği
gibi kızları için de on iki okkadan fazlasını istemedi. Aslında haddi aşkın
olan mehir zamanla erkeğin kadına karşı kinlenmesine ve "Ben senin için
kırba ipine varıncaya kadar her külfete katlandım." demesine sebep
olur.[bk. ibn Mâce, nikâh]
Mevzûmuzu teşkil eden
bu haberde Resûl-i Ekrem'in ailelerine on iki okkadan fazla mehir vermediği,
kızları için de on iki okkadan fazla mehir almadığı rivayet edilirken bir
önceki Hz .Âişe hadîsinde Resûl-i Ekrem'in ailelerine on iki buçuk okka mehir
verdiğinden bahsedilmiş olması bu iki hadîs arasında bir çelişki olduğunu
göstermez, çünkü;
1- Aslında Resûl-i
Ekrem'in bizzat kendi ailelerine vermiş olduğu mehir on iki buçuk okka olduğu
halde Hz. Ömer'in bunu yuvarlak hesap olarak kısaca on iki okka deyivermesi
mümkündür.
2- Bir önceki hadîsin
şerhinde de ifâde ettiğimiz gibi Resûl-i Ekrem ailelerinin her birine mehir
olarak on iki buçuk okka vermiş değildir. Bu bakımdan bâzılarına on iki buçuk
okka mehir verdiği halde bâzılarına da on iki okka mehir vermiş olabilir.