SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 2085 >>

DEVAM: 18-19. Nikah Akdinde Velinin Lüzumu

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ بْنِ أَعْيَنَ حَدَّثَنَا أَبُو عُبَيْدَةَ الْحَدَّادُ عَنْ يُونُسَ وَإِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِي إِسْحَقَ عَنْ أَبِي بُرْدَةَ عَنْ أَبِي مُوسَى أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا نِكَاحَ إِلَّا بِوَلِيٍّ

 

قَالَ أَبُو دَاوُد وَهُوَ يُونُسُ عَنْ أَبِي بُرْدَةَ وَإِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِي إِسْحَقَ عَنْ أَبِي بُرْدَةَ

 

Ebu Musa'dan rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.); "Velisiz nikâh olmaz*' buyurmuştur.

 

Ebû Dâvud dedi ki: O Yunus, Ebu Bürde'den; İsrail'de Ebu İshak vasıtasıyla Ebu Bürde'den (rivayet etti).

 

 

Buharî, nikah; Tirmizî, nikah; İbn Mâce, nikah; darimî, nikah, Ahmed b. Hanbel, 1, 250; IV, 294, 413, 418; VI, 260.

 

İzah:

Musannif Ebû Davud'un metnin sonuna ilâve ettiği ta’likten anlaşıldığına göre  hadisin râvilerinden Yunus b. Ebi İshak bu hadisi Ebu Bürde'den bizzat kendisi rivayet etmiştir. Kendi­siyle Ebû Bürde arasında Ebu İshak yoktur. Gerçekten imam Tirmizî'nin şu sözününde bu gerçeği teyid etmekte olduğu açıktır: "Ebu Ubeyde el-Haddad ise, Yunus b. Ebi İshak'tan (o) Ebu Bürde'den (o) Ebu Musa'dan  (O'da) Peygamber (s.a.v.)'den rivayet etti." Bu senette Ebu İshak'tan bah­setmedi. Fakat el-Haddad'ın dışındaki râviler Yunus ile Ebu Bürde arasın­da Ebu îshak'ın da bulunduğunu söylediler"[Tirmizî, nikah] Bu konuda ulemadan bir cemaat de el-Haddad gibi düşünmüş ve bu hadisin senedinde Yunus ile Ebu Bürde arasında Ebu îshak'ın bulunmadığını söylemişlerdir. Nitekim Hakim de Müstedrek'inde bu görüşten hareket etmiştir. [Hakim, el-Müstedrek, II,  171.] Metinde geçen "nikah yoktur" sözü iki manaya gelebilir:

 

1. Buradaki olumsuzluk edatı gerçek mânâsında kullanılmış olabilir, bu durumda cümle "velisiz kıyılan nikâh kıyılmamış sayılır ve hükümsüzdür'l anlamına gelir.

 

2. Olumsuzluk, nikâh akdinin aslî unsurları ile ilgili olmayıp vasıfları, sıhhati ve kemâli ile ilgili olabilir. Fıkıh kitaplarında ayrıntılı olarak açık­landığı üzere bu iki durum hükümleri ve neticeleri bakımından biribirle-rinden çok farklıdırlar.