DEVAM: 47-48. Meniyi
Dışarı Akıtmak (Azl)
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
رَبِيعَةَ
بْنِ أَبِي
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ يَحْيَى
بْنِ حَبَّانَ
عَنْ ابْنِ
مُحَيْرِيزٍ
قَالَ دَخَلْتُ
الْمَسْجِدَ
فَرَأَيْتُ
أَبَا
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيَّ
فَجَلَسْتُ
إِلَيْهِ
فَسَأَلْتُهُ
عَنْ
الْعَزْلِ
فَقَالَ
أَبُو
سَعِيدٍ خَرَجْنَا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي غَزْوَةِ
بَنِي الْمُصْطَلِقِ
فَأَصَبْنَا
سَبْيًا مِنْ
سَبْيِ
الْعَرَبِ فَاشْتَهَيْنَا
النِّسَاءَ
وَاشْتَدَّتْ
عَلَيْنَا
الْعُزْبَةُ
وَأَحْبَبْنَا
الْفِدَاءَ
فَأَرَدْنَا
أَنْ
نَعْزِلَ
ثُمَّ قُلْنَا
نَعْزِلُ
وَرَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَيْنَ أَظْهُرِنَا
قَبْلَ أَنْ
نَسْأَلَهُ
عَنْ ذَلِكَ
فَسَأَلْنَاهُ
عَنْ ذَلِكَ
فَقَالَ مَا
عَلَيْكُمْ
أَنْ لَا تَفْعَلُوا
مَا مِنْ
نَسَمَةٍ
كَائِنَةٍ إِلَى
يَوْمِ
الْقِيَامَةِ
إِلَّا
وَهِيَ كَائِنَةٌ
İbn Muhayriz'den;
demiştir ki (Bir gün) Mescide girmiştim.
O anda Ebu Said el-Hudri'yi gördüm (varıp) yanına otur-' dum. Ve ona azli
sordum. (Şöyle) cevap verdi.
Rasûlullah (s.a.v.)'le
birlikte Beni Mustalik savaşına çıkmıştık. Araplardan bir gurup kadını esir
aldık. Bir müddet sonra kadınları iyice arzulamaya başladık ve bekarlık da
bizim için (artık) zorlaşmaya başlamıştı. Bizde (onların karşılığında elde
edeceğimiz) kıymeti arzu edip azil yapmayı tercih ettik. Sonra (kendi
kendimize) "Rasûlullah (s.a.v.) aramızda olduğu halde kendisine sormadan
azil yapıyoruz'* dedik ve Bunu kendisine sorduk. (Şöyle) cevap verdi; "Bunu
terketmenizde size bir zarar yoktur. O kıyamete kadar (dünyaya gelmesi
mukadder) olan her canlı mutlaka (Dünyaya gelmiş) olacaktır."
İzah:
Buharî, itk, meğâzî,
nikâh; Müslim, nikâh; Muvatta, talâk; Ahmed b. Hanbel, III, 68; Nesâî, nikâh
55.
Benû Mustalik,
(mustalik oğulları) Mekkenin güneyinde yerleşmiş bir
arap kabilesidir.Islamiyetin zuhurundan beri tnüslümanlarla, Mustalik
oğulları arasındaki ilişkiler iyi değildi.
Hicretin beşinci
yılında da Hendek harbinden Önce müşriklerin ittifak kurma çalışmaları
sırasında Mustalikoğulları kabilesi başkanı Medine'ye hücuma karar verdi. Bu
haberin doğruluğunu tesbit ettiren Hz. Peygamber daha çabuk davranarak onların
üzerine yürüdü. On kadar Mustalikli öldürüldü, yüzden fazlası kadın olmak üzere
altıyüz'ün üzerinde esir alındı. İkibin deve ve beşbin koyun ele geçirildi. Bu
savaş esnasında münafıklar bazı fesat hareketlerine giriştiler. Bunların en
başta geleni islam tarihinde ifk (iftira) hadisesi diye bilinen, Hz. Âişe'ye
yaptıkları iftiradır. Siyer ve hadis kitapları bu hadiseyi red ve cerh etmek
için uzun uzadıya uğraşırlar. Fakat Kur'an'da "Niçin herkes bu hadiseyi
duyduğu zaman, büyük bir iftiradır demediler?"[Nur 16] âyet-i kerimesi
nazil olduktan sonra bu iftira ile uğraşmaya değmez. Şüphesiz hâdise bir takım
iftiraların nasıl revaç bulunduğunu gösterir. Nitekim o zaman bazı müslümanlar
da, bu büyük iftiraya inanmışlar ve bunlar tmam Müslîm ile sair zevatın beyânı
veçhile cezaya uğratılmışlardı.
Bugünkü hıristiyan
yazarlar da, bu hâdise ile uzun uzadıya meşgıı olurlar. Bu hususta eski
münafıklarla yarış ederler. Fakat onlardan başka ne beklenebilir?[Doğrul Ö. R.
Asr-i Saadet,. I, 286.]
2171 numaralı hadisin
şerhinde de açıkladığımız gibi bir cariye efendisinden bir çocuk dünyaya
getirecek olursa artık efendisinin o cariyeyi satması haram olur. tşte
müslümanlar Beni Mustalik savaşında ele geçirdikleri cariyelere azil
yaparlarken bunu hesab ediyorlardı. Çünkü bu mü-câhidler ele geçirdikleri
cariyeleri satmak istiyorlardı. Fakat cariyeler hâmile kalırsa, onları
satamayacaklardı. tşte bu endişeyle .cariyelerin hâmile kalmalarını önlemek
için azl yoluna baş vurmuşlardı. Metinde geçen, "onların karşılığında
elde edeceğimiz kıymeti arzu edip azil yapmayı tercih ettik" sözüyle kasd
edilen mana budur.