DEVAM: 37-38. Kumalar
Arası Eşitlik
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ أَبِي قِلَابَةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
يَزِيدَ
الْخَطْمِيِّ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقْسِمُ
فَيَعْدِلُ
وَيَقُولُ
اللَّهُمَّ
هَذَا
قَسْمِي
فِيمَا
أَمْلِكُ فَلَا
تَلُمْنِي
فِيمَا
تَمْلِكُ
وَلَا أَمْلِكُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
يَعْنِي
الْقَلْبَ
Âişe (r.anha)'dan;
demiştir ki: "Rasûlullah (s.a.v.) gecelerini hanımları arasında
paylaştırarak adaleti sağlar ve; "Ey
Allah'ım, benim elimden gelen taksimim budur. Senin gücün yetip de benim
gücümün yetmediği hususlarda beni hesaba çekme." diye dua ederdi.
Ebu Dâvûd dedi ki:
(Rasul-i Ekrem "Senin gücünün yetip de benim gücümün yetmediği"
sözüyle) kalbi(ni) kasdediyor.
İzah:
Tirmizi, Nikâh; Nesâı,
nikâh; İbn-i Mâce, nikâh; Darimî, nikâh; Ahmed b. Hanbel, VI, 144.
Musannif Ebu Davud'un
hadisin sonunda açıkladığı gibi Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) efendimiz "senin
gücünün yetip de benim gücümün yetmediği" sözüyle, kalb'le ilgili olan
sevgiyi kasdetmiştir. Çünkü gönülle ilgili duygu ve düşünceler çoğu zaman insan
iradesinin ve gücünün dışında doğar ve gelişir. Aslında Allah'ın insanı
gücünün üstünde olan meselelerde sorumlu tutmadığı bilindiği halde Hz. Peygamberin
kendi gücü dışında olan, ailelerine eşit bir şekilde sevgi beslemekten muaf
tutulması için Allah'a dua etmesinin hikmeti aslında Allah'ın bu gibi
meselelerde insanı sorumlu tutması mümkün iken lütuf ve fazlından dolayı,
insanları bu meselede sorumlu tutmadığını şükür makamında itiraf etmek ve bu
sayede söz konusu nimetin devamına vesile olmaktır. Yahut-ta kulun Rabbine olan
ihtiyacını dile getirmektir.