SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 2033 >>

بَاب فِي إِتْيَانِ الْمَدِينَةِ

94-95. (Mekke Dönüşü) Medine'ye Uğramak

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلَّا إِلَى ثَلَاثَةِ مَسَاجِدَ مَسْجِدِ الْحَرَامِ وَمَسْجِدِي هَذَا وَالْمَسْجِدِ الْأَقْصَى

 

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "(Namaz ve ibâdet için) hiçbir mescid'e yolculuk edilmez. (Fazla sevap umarak) yalnız (şu) üç mescide yolculuk edilebilir: Mescid-i Haram, Benim Mescidim (yani Mescid-i Nebevi) ve Mescid-i Aksâ"

 

 

İzah:

Buhârî, mescid-i Mekke, savm; sayd; Müslim, hac; Tirmizî, salât; Nesâî, mesâcid; Dârimî, salât, Ahmed b. Hanbel, II, 234, 238, 278, 501; III, 7, 34, 45, 51, 53, 64, 71, 77, 78, 93, VI  7, 398.

 

…… cümlesinin asıl mânâsı,  "Semerler bağlanmaz" demektir. Bu söz yola çıkmaktan kinayedir. Çün­kü sefere çıkmak için binilecek hayvana semer vurmak gerekir. Maksat yolculuk olduğu için bu yolculuğun çeşitli vâsıtalarla yapılmasıyla yaya olarak yapılması arasında bir fark yoktur.

 

Konumuzu teşkil eden bu hadis Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde şu mânâya gelen lâfızlarla rivayet edilmiştir: "Ebû Basra bir kerre namaz kılmak için Tur(-i Sinâ'y)a gitmiş ve dönerken Ebû Hureyre (r.a.)'e rastla­mıştı. Ebû Hureyre Ona nereden geldiğini sorunca "Tür'dan geldiğim ifâ­de etti. Bunun üzerine Ebû Hureyre (r.a.) şöyle dedi:

 

Eğer Tur'a gitmezden önce seninle görüşmüş olsaydım hiç gitmez­din. Çünkü Resûlullah (s.a.v.), "Üç Mescidden başka hiçbir mescide (na­maz için) yolculuğa çıkmayınız. Mescid-i Haram, Benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa"[Ahmed b. Hanbel, VI, 7.] buyurdu.

 

"Lâ tüşeddü" kelimesinin başında bulunan "lâ" harfi "nehy" anla­mında kullanılmış bir olumsuzluk edatıdır. Nehy sığası yerine nefy sığası­nın kullanılmasındaki nükteyi Bedrüdin el-Aynî şöyle açıklıyor: "Bu anla­tım tarzında muhatabı üç mescidin ziyaretine en beliğ bir şekilde teşvik, bunların dışındaki mescidlere gitmekten lâtif bir şekilde men ve tahzîr var­dır."

 

Mescid-i Haram'dan maksat, Harem-i Şerifin tümüdür. Mescid-i Aksa, Kudüs'teki mesciddir. Bu mescid Kabe'den ya mesafe ya da zaman itiba­rıyla uzak olduğu için ona "En uzak" mânâsına gelen "Aksa" sıfatı veril­miştir. Bir hadiste Kabe ile Mescid-i Aksâ'mn kuruluşları arasında kırk yıllık zaman- bulunduğu bildirilmiştir. Hz. Adem ile Dâvûd aleyhisselam arasında bundan kat kat fazla zaman geçmesine bakarak bazıları bu hadi­si müşkil görmüşlerse de kendilerine şöyle cevap verilmiştir: "Her iki mes­cidin de temellerini melekler atmıştır. İki temel atma arasında kırk yıllık zaman vardır. Sonra Hz. Dâvûd ile Hz. Süleyman (aleyhisselam) Mescid-i Aksâ'nın binasını yapmışlardır. Bazıları da "bu mescide Mescd-i Aksa denilmesi, Medine mescidine uzak olduğu içindir" demişlerdir. Zira Medi­ne Mekke'ye uzaktır. Kudüs ise, daha da yüksektir. İşte "Aksa" sıfatının verilmesinin sebebi budur. Yerinin yüksekliğine bakarak bu ismin verilmiş olduğunu söyleyenler de vardır.[A. Davudoğlu, Sahih-i Müslim tercemesi ve şerhi, VII, 199-200.] Mescid-i ResûTden maksat, da Medine Mescididir.