DEVAM: 77. Taşları
Atmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سَعِيدٍ عَنْ
ابْنِ جُرَيْجٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
أَبُو
الزُّبَيْرِ
أَنَّهُ
سَمِعَ
جَابِرَ بْنَ
عَبْدِ اللَّهِ
يَقُولُ
رَأَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَرْمِي
عَلَى رَاحِلَتِهِ
يَوْمَ
النَّحْرِ
ضُحًى
فَأَمَّا بَعْدَ
ذَلِكَ
فَبَعْدَ
زَوَالِ
الشَّمْسِ
İbn Cüreyc'den
naklediğildiğine göre Ebu'z-Zübeyr şöyle demiştir: Ben Cabir b. Abdullah’ı şöyle
derken işittim: Ben Resûlullah (s.a.v.)'i kurban bayramının birinci günü kuşluk
vakti (Akabe Cemresinde) taş atarken gördüm. Daha sonra(ki günlerde) bunu
güneşin zevalinden sonra yaptı.
İzah:
Buhari, hac; Müslim,
hac; Tirmizî, hac; Nesaî, menâsik; Darimi, menâsik; Ahmet b. Hanbel, III, 313, 319, 400.
Duhâ vakti
"dahve-i kubra" denilen Ve şer'î nehârın yansı sayılan (kaba kuşIuk)
istivâ" zamanı demektir.
Bu hadis-i şerif
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in ilk günkü taşları Minâ'da Akabe Cemresinde kuşluk vakti
attığını diğer günlerde de cemreleri zevalden (güneş batıya kaydıktan) sonra
attığım ifade etmektedir.