DEVAM: 75. Mina’da
Namaz
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ مَعْمَرٍ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
أَنَّ
عُثْمَانَ إِنَّمَا
صَلَّى
بِمِنًى
أَرْبَعًا
لِأَنَّهُ
أَجْمَعَ عَلَى
الْإِقَامَةِ
بَعْدَ
الْحَجِّ
Zührî'den rivayet
olunduğuna göre Osman (r.a.) hacdan sonra (Minâ'da bir süre) ikâmet etmeye
kesin karar verdiği için Minâ'da (dört rekatlı namazları) dört rekat (olarak)
kılmıştır.
İzah:
Kütüb-i sitte
sahiplerinden sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.
Bu haber
"Hz.-Osman' Mekke'de evlendiği Tâif'te mal-mülk edindiği
ve bu sebeple
hacdan sonra Medine'ye dönmeden önce Mekke'de bir süre
kalmaya kesin karar yerdiği için Mekke'de ikâmet ettiği müddetçe dört rekath
namazları kısaltmadan kılmıştır" diyen Hanefî ulemâsının delilidir. Bu
görüşte olan Hanefî ulemasına göre Mekke'de evlendiği için orası kendisinin
vatan-ı aslîsi olmuştur.
Her ne kadar bu görüş
ilende gelecek olan, "Muhacirler Veda tavafından sonra Mekke'de sadece üç
gün kalabilirler." anlamındaki 2022 numaralı hadis-i şerife zahiren
aykırı düşmekte ise de 2022 numaralı hadisin hükmü Mekke'nin Fethinden önceki
zamanlar için geçerlidir. Mekke'nin fethinden sonra bu hadisin hükmü
yürürlükten kaldırılmıştır. Şafiî ulemâsından îmanı Nevevî'de bu mevzuda,
"muhacirlerin Mekke'de bir süre ikâmet etmesinde hiçbir sakınca yoktur.
Muhacirler için haram olan Mekke'ye yerleşmek ve orayı yurt (vatan-ı
aslî)edinmektir. Bazılarına göre Mekke'yi yurt edinmekte de bir sakınca
yoktur.. Muhacirlerin Mekke'de ikâmet etmelerini nehyeden hadisin hükmü,
Mekke'den.Medine'ye hicret etmenin farz olduğu fetih öncesi dönemlerine
aittir." diyor.[Fethu'l-Bârî, VIII, 269.] Konumuzu teşkil eden bu haber
munkatı' denilen zayıf hadis çeşitlerindendir. Çünkü bu hadisin râvilerinden
olan Zührî'nin Hz. Osman'a erişmediği bilinen bir gerçektir.