SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1875 >>

DEVAM: 47. Ka'be'nin Rükünlerini Selamlamak

 

حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ أَنَّهُ أُخْبِرَ بِقَوْلِ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا إِنَّ الْحِجْرَ بَعْضُهُ مِنْ الْبَيْتِ فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ وَاللَّهِ إِنِّي لَأَظُنُّ عَائِشَةَ إِنْ كَانَتْ سَمِعَتْ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي لَأَظُنُّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَتْرُكْ اسْتِلَامَهُمَا إِلَّا أَنَّهُمَا لَيْسَا عَلَى قَوَاعِدِ الْبَيْتِ وَلَا طَافَ النَّاسُ وَرَاءَ الْحِجْرِ إِلَّا لِذَلِكَ

 

İbn Ömer'den (rivayet olunduğuna göre), Kendisine Hz. Aişe'nin; "Hıcr'ın bir kısmı Beyt'dendi (Beytin sınırları içerisine dahildi)" dediği haber verilmiş bunun üzerine (İbn Ömer de) Allah'a yemin ederim ki, Aişe'nin bunu Resullullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den duyduğuna kesinlikle inanıyorum. (Şimdi) kesinlikle anlıyorum ki Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (Kabe'nin dört rükününden) ikisini selamlamayışı sadece bu iki rüknün (Beyt'in Hz. İbrahim tarafından atılan) temelleri üzerinde olmayışındandır ve halen (Beyt'in), Hicrin dışından tavaf edişinin sebebi de bundan başka bir şey değildir.

 

 

Diğer tahric: Buhari, hac; Müslim, hac

 

 

AÇIKLAMA:

 

Bilindiği gibi Kabe'nin kuzey tarafında yarım daîre şeklinde bir duvar vardır ki buna "Hatîm"  denir. Kabe'nin Kuzey tarafında bir köşesine "Rükn-i Şamî, diğer köşesine de "Rükn-i Irakî" denir. Bu Hatîm'in kuşattığı ve Hatimle Ka’be arasında kalan yere "Hıcr" denir. Ka’be'nin altın oluğu bu kısmın üzerine akar. Ka’be-i Muazzama'yı tavaf ederken Ka’be ile Hatîm arasındaki açıklıktan geçmeyip bu duvarın dışından geçerek tavaf edilmesi şarttır.

 

Bu,duvarın yüksekliği 131 santim'dir. Yarım daire şeklinde kuşatmış ol­duğu kısma "Hıcr-i İsmail" denir. Çünkü İsmail a.s. buraya defnedilmiştir. Kabe ile bu duvarın doğu ucu arasında 230 santimlik bir mesafe bulunduğu gibi Kabe ile batı ucu arasında 223 santimliklik bir mesafe vardır.

 

Kureyş, Nebi Efendimize Nebilik verilmeden beş sene önce Kabe'yi yeniden bina etmişlerdi. Malî imkanları yetişmediği için Kabe'yi Hz. İbrahim'in yaptığı genişlikte yapmamışlar, bu sebeble Kabe'nin kuzey kısmında bulunan ve aslında Kabe'den olan bir bölüm yeni inşaatın dışın­da kalmıştı. Metinde geçen "Hıcr'ın bir kısmı Beyt'dendi" cümlesiyle bu gerçeğe işaret edilmek istenmiştir. Nitekim Müslim'de şu anlama gelen bir hadisi şerif vardır: "Ey Aişe! Eğer kavmin şirkten yeni kurtulmuş olma­saydı, ben Kabe'yi yıkar da yere yapışık (alçak) yapardım. Ona biri doğu­da biri batıda iki kapı açardım. Hıcr tarafından da ona altı arşın yer katardım, çünkü Kureyş Kabe'yi bina ederken onu küçültmüştür."[Müslim, hac]

 

Metinde geçen "ezunnu" kelimesi "eteyekkanu, kesinlikle biliyorum" anlamında kullanıldığı gibi "in" harfi de şartiyye olarak değil, "inne"den muhaffef bir harf olarak tahkik anlamında kullanılmıştır. Biz de tercüme­yi buna göre yaptık.