بَاب
الْمُحْرِمِ
يَغْتَسِلُ
37. İhramlı Kimse
Yıkanabilir
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ
أَسْلَمَ عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
حُنَيْنٍ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
عَبَّاسٍ
وَالْمِسْوَرَ
بْنَ مَخْرَمَةَ
اخْتَلَفَا
بِالْأَبْوَاءِ
فَقَالَ
ابْنُ
عَبَّاسٍ
يَغْسِلُ
الْمُحْرِمُ
رَأْسَهُ
وَقَالَ
الْمِسْوَرُ
لَا يَغْسِلُ
الْمُحْرِمُ
رَأْسَهُ
فَأَرْسَلَهُ
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَبَّاسٍ
إِلَى أَبِي
أَيُّوبَ
الْأَنْصَارِيِّ
فَوَجَدَهُ
يَغْتَسِلُ
بَيْنَ
الْقَرْنَيْنِ
وَهُوَ
يُسْتَرُ
بِثَوْبٍ
قَالَ فَسَلَّمْتُ
عَلَيْهِ
قَالَ مَنْ
هَذَا قُلْتُ
أَنَا عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
حُنَيْنٍ أَرْسَلَنِي
إِلَيْكَ
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَبَّاسٍ
أَسْأَلُكَ
كَيْفَ كَانَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَغْسِلُ
رَأْسَهُ
وَهُوَ
مُحْرِمٌ
قَالَ
فَوَضَعَ
أَبُو أَيُّوبَ
يَدَهُ عَلَى
الثَّوْبِ
فَطَأْطَأَهُ
حَتَّى بَدَا
لِي رَأْسُهُ
ثُمَّ قَالَ
لِإِنْسَانٍ
يَصُبُّ
عَلَيْهِ
اصْبُبْ قَالَ
فَصَبَّ
عَلَى
رَأْسِهِ
ثُمَّ حَرَّكَ
أَبُو
أَيُّوبَ
رَأْسَهُ
بِيَدَيْهِ
فَأَقْبَلَ
بِهِمَا
وَأَدْبَرَ
ثُمَّ قَالَ
هَكَذَا
رَأَيْتُهُ
يَفْعَلُ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Abdullah b. Huneyn'in
babası (Huneyn)'den rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Abbâs ile el-Misver
(el-Ebvâ" (denilen yer)de görüş ayrılığına düştüler. İbn Abbâs,
"îhramlı kimse başını yıkayabilir" dedi. el-Misver de "İhramlı
kimse başını yıkayamaz" dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbâs, Abdullah b.
Huneyn'i (bu meseleyi sormak üzere) Ebû Eyyûb el-Ensârî'ye gönderdi. (Abdullah
b. Huneyn) onu kuyunun iki direği arasında bir örtü elbise ile örtülü olduğu
halde yıkanırken buldu. (Abdullah b. Huneyn) dedi ki: Kendisine selâm verdim.
"Sen kimsin?" dedi.
Abdullah b. Huneyn'im.
Rasûlullah'ın ihramlıyken başını nasıl yıkadığını sormam için beni sana
Abdullah b. Abbâs gönderdi, dedim. Ebû Eyyûb elini örtünün (elbisenin) üzerine
koyarak onu biraz aşağı indirdi, Nihayet başı göründü. Sonra kendisine su döken
adama: Dök! dedi. O da başına su döktü. Sonra başını elleriyle ovarak ellerini
öne ve arkaya götürdü ve; Resûlullah (S.A.V.)'i işte böyle yaparken gördüm,
dedi.
İzah:
Buhârî, cezâu's-sayd;
Müslim, hac; Nesâî, menâsik; İbn Mâce, menâsik, Muvatta', hac ; Ahmed b.
Hanbel, V, 418.
Ebvâ: Cuhfe'nin
kuzeyinde ve Cuhfe'ye 23 mil (42.665 mt) uzaklıkta bir köyün adıdır.Resûl-i
Ekrem (S.A.V.)'in annesi Âmine bint Vehb'in kabri buradadır. Yağmurlardan
oluşan seller buraya indiği için bu ismi almıştır. Abdullah b. Abbâs ile Misver
arasında geçen bu tartışmanın sebebi başta saçların bulunmasıdır. Çünkü başı yıkarken
saçların dökülmesi veya kırılması söz konusudur.
Buhârî'nin rivayetinde
bu hadisin sonunda şu ilâveler vardır: "Daha sonra ben onların yanına
döndüm ve (Ebû Eyyûb el-Ensârî'den duyduklarımı) haber verdim de Misver, İbn
Abbas'a "ben seninle hiçbir zaman tartışamam" dedi."