SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1795 >>

بَاب فِي الْإِقْرَانِ

24. Kır'an Haccı

 

Hem hac, hem de umre için birden ihrama girmeye "Hacc-ı Kıran =  kıran haccı" denir. Bu hacda, umre ile hac arasında fasıla yoktur.

Hacc-ı Kıran'da bulunacak zât, mîkatte veya daha önce, umre ile hacca birlikte niyet edip, iki rekât namaz kılar, sonra umre ile birlikte hacca niyet eder. Daha sonra telbiyede bulunur ve ihramın şartlarına riâyet eder.

 

Mekke'ye girince umresini yapar. Ka'be'yi tavaf eder. Safa ile Merve arasında "sa'y" eder. Sonra haccın menâsikini ifâ eder. Cemreleri taşla­dıktan sonra tıraştan önce kurban kesmek, haccı-ı kıran ve hacc-ı temettü' yapanlara caizdir. Bunu kesmeyenler arefe gününe kadar üçgün, bayram çıktıktan sonra da istedikleri zaman yedi gün, toplam on gün oruç tutarlar.

 

Hacc-ı kırana niyet eden bir kimse umresini yapmadan Arfat'a gide­cek olursa, umresi bozulur.

Hacc-ı kıran ile hacc-ı temettü' afakîlere (Harem hâricinden gelen taş­ralılara) mahsûsdur.

 

Mekke'de veya Mekke ile mîkat arasında oturanlar bu iki haccı yap­mazlar. Ayrıca tavafın çoğunu ifa etmeden önce hac ihramını umre ihra­mına idhal etmeye de hacc-ı kıran denildiği gibi, en az bir şavtlık tavaf, yapmadan, umre ihramını hac ihramına idhal etmeye de "hacc-ı kıran" denir. Fakat bu ikinci şekil Hanefîlerce mekruh, Melikîler ve Şâfiîlerce, en sahîh olan kavle göre, bâtıldır.

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ قَالَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي إِسْحَقَ وَعَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ صُهَيْبٍ وَحُمَيْدٌ الطَّوِيلُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُمْ سَمِعُوهُ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُلَبِّي بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ جَمِيعًا يَقُولُ لَبَّيْكَ عُمْرَةً وَحَجًّا لَبَّيْكَ عُمْرَةً وَحَجًّا

 

Enes b. Mâlik'in şöyle dediği rivayet olunmuştur: Ben, Resûlullah (s.a.v.)'i, "Umre ile hac için lebbeyk! Umre ile hac için lebbeyk!" derken işittim.

 

 

İzah:

Buhârî, hac; Müslim, hac; Tirmizî, hac; Nesâî, hac; İbn Mâce, menâsik; Muvattâ, hac ; Dârİmî, menâsik; Ahmed b. Hanbel, I, 136; II, 53; III, 99, 485.

 

Bu hadis-i  şerif,  "Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Veda haccında hac ile umreyi birleştirerek kıran haccı yapmıştır" diyerek kıran haccının diğer haclardan daha faziletli olduğunu söyleyen Ha­nefi ulemasıyla Sevrî ve İshâk'ın delilidir. Sözü geçen ilim adamlarına gö­re fazilet bakımından kıran haccından sonra "temettü” haccı, daha son­ra da "ifrad" haccı gelir. Şafiî ulemâsından Nevevî ile el-Müzenî, İbnu'I-Münzir, Takıyyu'ddîn Sübkî de bu görüştedirler. Bu konuda konumuzu teşkil eden hadisten başka şu hadisleri de delil olarak gösterirler:

 

1. Enes'den (rivayet edilmiştir): "Resülullah (s.a.v.)'i hac ve umreyi beraberce yapmak için teîbiye getirirken işittim"[Nesâî, menâsik; Müslim, hac] Mezkûr ulemâya göre bu hadis Hz. Nebiin Veda haccında hacc-i kıran yaptığını en açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

 

Ancak tercümesini sunduğumuz bu Enes hadisinin altında Müslim ve Nesâî, Bekr b. Abdullah el-müzenî'den şu anlamda bir hadis rivayet et­mişlerdir. Enes'in, "Resûlullah (s.a.v.)'i umre ile haccı birlikte yapmak için telbiye getirirken işittim" dediğini duydum. Bunu hemen İbn Ömer'e an­lattım. Bana "sadece hac içiff ihrama gir" dedi. Daha sonra Enes'le karşı­laştım. O'na İbn Ömer'in söylediklerini naklettim. "Siz bizi çocuk zanne­diyorsunuz! Resûlullah'ın "umre ile birlikte hacca niyet ettim" diyerek ihrama girdiğini bizzat işittim" dedi.[Nesâî, menâsik;.Müslim, hac] Her ne kadar Hz. İbn Ömer'in sözü ile Hz. Enes'in sözü biribirine aykırı gibi görünüyorsa da aslında aralarında bir çelişki yoktur. Çünkü Hz. İbn Ömer Resûlullah'ın ihrama girerken yaptığı niyeti işitmiş ve onu nakletmiştir. Hz. Enes ise, daha son­ra Resûl-i Ekrem'in umreyle haccı birleştirip ikisine birden niyet edişini duymuş ve onu nakletmiştir. Daha doğrusu İbn Ömer'in rivayeti Hz. Nebi'in ihramının başlangıcıyla Hz. Enes'in rivayeti de son tarafıyla ilgilidir.

 

2. "Resûlullah (s.a.v.) hacla umrenin arasını birleştirmiştir. Sonra vefa­tına kadar bundan nehy buyurmamış, bunu haram kılan bir Kur'ân âyeti de inmemiştir."[Müslim, hac; es-Sâ'âti, el-Fethu'r-Rabbânî] Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) Veda haccında kıran haccı yap­tığını açıkça ifade eden bu hadis-i şerifler, tbn Ömer, Âişe, Câbir, Ömer b. el-Hattâb, Ali, İmrân b. Husayn gibi sahabe-i kiramdan rivayet edildiği halde bir numara önceki Hz. Muâviye hadisi, "Hz. Nebi (s.a.v.)'in Veda haccında ifrâd haccı yaptığını ifade etmektedir. Bununla beraber bu rivayetlerin arasını şu şekilde uzlaştırmak mümkündür. Hazret-i Pey­gamberin Veda haccında, haccı ifrâda niyet ettiğini söyleyenler, Fahr-i Kâinat Efendimizin sadece hacca niyet ettiğini görmüş ve umreye niyet ettiğini görmemiş olmalılar ki sadece gördüklerini nakletmekle yetinmişlerdir. Yahutta, "Hz. Nebi ifrâd haccı yaptı" derken "ifrâd" kelimesiyle, Hz. Nebidin hayatı boyunca tek bir defa hac yaptığını kasdetmektedirler.

 

Hz. Nebi'in temettü' haccı yaptığını rivayet eden ashâb ise, Hz. Nebi'i umre için ihrama girerken görmüş olup hafif sesle hac için niyet edişi yüzünden duyamamış olmalıdırlar. Yahutta "Hz. Nebi hacc-ı temettü' yaptı" sözüyle haccı kıran kastedilmiştir. Çünkü Arapla­rın eskiden kıran kelimesi yerine "temettü' " kelime kullandıkları bilin­mektedir. Ayrıca Resûl-i Ekrem Efendimizin Veda haccında kıran haccı yaptığını ifâde eden hadisler aksini ifâde eden hadislere nisbetle tercihe şayandır. Çünkü:

 

1. Kıran haccı yaptığını ifade eden hadislerin râvileri güvenilir kimse­lerdir ve bu hadisler diğerlerine nisbetle daha uzundur. Bilindiği gibi güve­nilir râvilerin rivayet ettiği ilâveler kabul ve tercih edilir.

 

2. Kıran haccı yaptığına dair olan hadisler daha çoktur.

 

3. Kıran haccı yaptığını ifade eden hadisler te'vile muhtaç değildirler. İfrâd haccı yaptığını ifade eden hadislerse te'vîle muhtaçdırlar.

 

4. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin, Veda haccında ashabına hac ile umreyi birleştirmelerini emrettiği bilinmektedir. Kendisi ifrâd haccı yaptı­ğı halde ashabına aksini emretmesi düşünülemez.

 

5. İfrâd haccı yaptığını rivayet eden râviler hakkında ulemâ ihtilâf ettiği halde, kıran haccı yaptığını rivayet edenler hakkında böyle bir ihti­lâf yoktur. Hakkında ihtilaf olmayan kimselerin yaptığı rivayetin ihtilaflı kimselerin yaptığı rivayete tercih edildiği bilinen bir gerçektir, tbn Hazm'-ın beyânına göre Rasûl-i Ekrem'in yaptığı haccın ifrâd haccı olduğunu rivayet eden kimseler, aynı zamanda kıran haccı yaptığını da rivayet et­mişlerdir. Hacc-ı kıran yaptığı aynı zamanda Hz. Ali'den ve İmrân b. Husayn'dan da rivayet olunmuştur. Yine İbn Hazm'ın beyânına göre kı­ran haccı yaptığını rivayet eden mü'minlerin annesi Hafsa ile Berâ b. Azib ve Enes b. Mâlik'den gelen rivayetlerde ızdırab ve ihtilâf olmadığı halde aksini rivayet edenlerin rivayetleri muzdaribdir. Bütün bu durumlar gözönünde bulundurulursa bu konuda gelen hadisler Rasûl-i Ekrem'in Veda Haccında Kıran haccı yaptığım kesinlikle ortaya koyarlar.[Aynî, Umdetu’l-Kârî, IX, 175.]