بَاب
فِي
الْإِقْرَانِ
24. Kır'an Haccı
Hem hac, hem de umre
için birden ihrama girmeye "Hacc-ı Kıran =
kıran haccı" denir. Bu hacda, umre ile hac arasında fasıla yoktur.
Hacc-ı Kıran'da
bulunacak zât, mîkatte veya daha önce, umre ile hacca birlikte niyet edip, iki
rekât namaz kılar, sonra umre ile birlikte hacca niyet eder. Daha sonra
telbiyede bulunur ve ihramın şartlarına riâyet eder.
Mekke'ye girince
umresini yapar. Ka'be'yi tavaf eder. Safa ile Merve arasında "sa'y"
eder. Sonra haccın menâsikini ifâ eder. Cemreleri taşladıktan sonra tıraştan
önce kurban kesmek, haccı-ı kıran ve hacc-ı temettü' yapanlara caizdir. Bunu
kesmeyenler arefe gününe kadar üçgün, bayram çıktıktan sonra da istedikleri
zaman yedi gün, toplam on gün oruç tutarlar.
Hacc-ı kırana niyet
eden bir kimse umresini yapmadan Arfat'a gidecek olursa, umresi bozulur.
Hacc-ı kıran ile
hacc-ı temettü' afakîlere (Harem hâricinden gelen taşralılara) mahsûsdur.
Mekke'de veya Mekke
ile mîkat arasında oturanlar bu iki haccı yapmazlar. Ayrıca tavafın çoğunu ifa
etmeden önce hac ihramını umre ihramına idhal etmeye de hacc-ı kıran denildiği
gibi, en az bir şavtlık tavaf, yapmadan, umre ihramını hac ihramına idhal
etmeye de "hacc-ı kıran" denir. Fakat bu ikinci şekil Hanefîlerce
mekruh, Melikîler ve Şâfiîlerce, en sahîh olan kavle göre, bâtıldır.
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
قَالَ حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
أَخْبَرَنَا
يَحْيَى بْنُ
أَبِي
إِسْحَقَ
وَعَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ
صُهَيْبٍ
وَحُمَيْدٌ
الطَّوِيلُ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
أَنَّهُمْ
سَمِعُوهُ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُلَبِّي
بِالْحَجِّ
وَالْعُمْرَةِ
جَمِيعًا
يَقُولُ لَبَّيْكَ
عُمْرَةً
وَحَجًّا
لَبَّيْكَ
عُمْرَةً
وَحَجًّا
Enes b. Mâlik'in şöyle
dediği rivayet olunmuştur: Ben, Resûlullah (s.a.v.)'i, "Umre ile hac için
lebbeyk! Umre ile hac için lebbeyk!" derken işittim.
İzah:
Buhârî, hac; Müslim,
hac; Tirmizî, hac; Nesâî, hac; İbn Mâce, menâsik; Muvattâ, hac ; Dârİmî,
menâsik; Ahmed b. Hanbel, I, 136; II, 53; III, 99, 485.
Bu hadis-i şerif,
"Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Veda haccında hac ile umreyi birleştirerek
kıran haccı yapmıştır" diyerek kıran haccının diğer haclardan daha
faziletli olduğunu söyleyen Hanefi ulemasıyla Sevrî ve İshâk'ın delilidir.
Sözü geçen ilim adamlarına göre fazilet bakımından kıran haccından sonra
"temettü” haccı, daha sonra da "ifrad" haccı gelir. Şafiî
ulemâsından Nevevî ile el-Müzenî, İbnu'I-Münzir, Takıyyu'ddîn Sübkî de bu
görüştedirler. Bu konuda konumuzu teşkil eden hadisten başka şu hadisleri de
delil olarak gösterirler:
1. Enes'den (rivayet
edilmiştir): "Resülullah (s.a.v.)'i hac ve umreyi beraberce yapmak için
teîbiye getirirken işittim"[Nesâî, menâsik; Müslim, hac] Mezkûr ulemâya
göre bu hadis Hz. Nebiin Veda haccında hacc-i kıran yaptığını en açık bir
şekilde ortaya koymaktadır.
Ancak tercümesini
sunduğumuz bu Enes hadisinin altında Müslim ve Nesâî, Bekr b. Abdullah
el-müzenî'den şu anlamda bir hadis rivayet etmişlerdir. Enes'in, "Resûlullah
(s.a.v.)'i umre ile haccı birlikte yapmak için telbiye getirirken işittim"
dediğini duydum. Bunu hemen İbn Ömer'e anlattım. Bana "sadece hac içiff
ihrama gir" dedi. Daha sonra Enes'le karşılaştım. O'na İbn Ömer'in
söylediklerini naklettim. "Siz bizi çocuk zannediyorsunuz! Resûlullah'ın
"umre ile birlikte hacca niyet ettim" diyerek ihrama girdiğini bizzat
işittim" dedi.[Nesâî, menâsik;.Müslim, hac] Her ne kadar Hz. İbn Ömer'in
sözü ile Hz. Enes'in sözü biribirine aykırı gibi görünüyorsa da aslında
aralarında bir çelişki yoktur. Çünkü Hz. İbn Ömer Resûlullah'ın ihrama girerken
yaptığı niyeti işitmiş ve onu nakletmiştir. Hz. Enes ise, daha sonra Resûl-i
Ekrem'in umreyle haccı birleştirip ikisine birden niyet edişini duymuş ve onu
nakletmiştir. Daha doğrusu İbn Ömer'in rivayeti Hz. Nebi'in ihramının
başlangıcıyla Hz. Enes'in rivayeti de son tarafıyla ilgilidir.
2. "Resûlullah
(s.a.v.) hacla umrenin arasını birleştirmiştir. Sonra vefatına kadar bundan
nehy buyurmamış, bunu haram kılan bir Kur'ân âyeti de inmemiştir."[Müslim,
hac; es-Sâ'âti, el-Fethu'r-Rabbânî] Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) Veda haccında
kıran haccı yaptığını açıkça ifade eden bu hadis-i şerifler, tbn Ömer, Âişe,
Câbir, Ömer b. el-Hattâb, Ali, İmrân b. Husayn gibi sahabe-i kiramdan rivayet
edildiği halde bir numara önceki Hz. Muâviye hadisi, "Hz. Nebi (s.a.v.)'in
Veda haccında ifrâd haccı yaptığını ifade etmektedir. Bununla beraber bu
rivayetlerin arasını şu şekilde uzlaştırmak mümkündür. Hazret-i Peygamberin
Veda haccında, haccı ifrâda niyet ettiğini söyleyenler, Fahr-i Kâinat
Efendimizin sadece hacca niyet ettiğini görmüş ve umreye niyet ettiğini
görmemiş olmalılar ki sadece gördüklerini nakletmekle yetinmişlerdir. Yahutta,
"Hz. Nebi ifrâd haccı yaptı" derken "ifrâd" kelimesiyle,
Hz. Nebidin hayatı boyunca tek bir defa hac yaptığını kasdetmektedirler.
Hz. Nebi'in temettü'
haccı yaptığını rivayet eden ashâb ise, Hz. Nebi'i umre için ihrama girerken
görmüş olup hafif sesle hac için niyet edişi yüzünden duyamamış olmalıdırlar.
Yahutta "Hz. Nebi hacc-ı temettü' yaptı" sözüyle haccı kıran
kastedilmiştir. Çünkü Arapların eskiden kıran kelimesi yerine "temettü'
" kelime kullandıkları bilinmektedir. Ayrıca Resûl-i Ekrem Efendimizin
Veda haccında kıran haccı yaptığını ifâde eden hadisler aksini ifâde eden
hadislere nisbetle tercihe şayandır. Çünkü:
1. Kıran haccı
yaptığını ifade eden hadislerin râvileri güvenilir kimselerdir ve bu hadisler
diğerlerine nisbetle daha uzundur. Bilindiği gibi güvenilir râvilerin rivayet
ettiği ilâveler kabul ve tercih edilir.
2. Kıran haccı
yaptığına dair olan hadisler daha çoktur.
3. Kıran haccı
yaptığını ifade eden hadisler te'vile muhtaç değildirler. İfrâd haccı yaptığını
ifade eden hadislerse te'vîle muhtaçdırlar.
4. Resûl-i Ekrem
(s.a.v.) Efendimizin, Veda haccında ashabına hac ile umreyi birleştirmelerini
emrettiği bilinmektedir. Kendisi ifrâd haccı yaptığı halde ashabına aksini
emretmesi düşünülemez.
5. İfrâd haccı
yaptığını rivayet eden râviler hakkında ulemâ ihtilâf ettiği halde, kıran haccı
yaptığını rivayet edenler hakkında böyle bir ihtilâf yoktur. Hakkında ihtilaf
olmayan kimselerin yaptığı rivayetin ihtilaflı kimselerin yaptığı rivayete
tercih edildiği bilinen bir gerçektir, tbn Hazm'-ın beyânına göre Rasûl-i
Ekrem'in yaptığı haccın ifrâd haccı olduğunu rivayet eden kimseler, aynı
zamanda kıran haccı yaptığını da rivayet etmişlerdir. Hacc-ı kıran yaptığı
aynı zamanda Hz. Ali'den ve İmrân b. Husayn'dan da rivayet olunmuştur. Yine İbn
Hazm'ın beyânına göre kıran haccı yaptığını rivayet eden mü'minlerin annesi
Hafsa ile Berâ b. Azib ve Enes b. Mâlik'den gelen rivayetlerde ızdırab ve
ihtilâf olmadığı halde aksini rivayet edenlerin rivayetleri muzdaribdir. Bütün
bu durumlar gözönünde bulundurulursa bu konuda gelen hadisler Rasûl-i Ekrem'in
Veda Haccında Kıran haccı yaptığım kesinlikle ortaya koyarlar.[Aynî,
Umdetu’l-Kârî, IX, 175.]