SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1791 >>

DEVAM: 23. İfrad Haccı (Umresiz Hac)

 

حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنِي أَبِي حَدَّثَنَا النَّهَّاسُ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِذَا أَهَلَّ الرَّجُلُ بِالْحَجِّ ثُمَّ قَدِمَ مَكَّةَ فَطَافَ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ حَلَّ وَهِيَ عُمْرَةٌ قَالَ أَبُو دَاوُد رَوَاهُ ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَطَاءٍ دَخَلَ أَصْحَابُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُهِلِّينَ بِالْحَجِّ خَالِصًا فَجَعَلَهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عُمْرَةً

 

İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.); "Bir kimse (sadece) hacca niyet eder, sonra Mekke'ye gelir de Beyt-i ve Safa ile Merve'yi tavaf ederse ihramdan çıkabilir ve bu (yaptığı) umredir," buyurmuştur.

 

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi İbn Cüreyc de bir adam vasıta­sıyla Ata'dan (şu şekilde) rivayet etmiştir: "Nebi (s.a.v.)'in as­habı sadece hacca niyet ederek (Mekke'ye) gelmişti. (Ashabının ni­yet ettiği) haca umreye çevirtti."

 

 

İzah:

es-Sa'âti, el-Fethu'r-rabbânî, XII, 97.

 

Bu hadis-i şerif, "ifrâd haccına niyet eden bir kimsenin kudüm tavafını yaptıktan sonra ihramdan çıkabileceği­ni ve yaptığı bu amelin umre sayılacağım" söyleyen Hz. İbn Abbâs'ın delilidir. Ulemânın büyük çoğunluğuna göre ise, sadece kudüm tavafını ifâ etmekle ihramdan çıkmak caiz değildir. İhramdan çıkabilmek için Ara­fat'ta vakfe yaparak Minâ'da şeytan taşlayıp kurban kesmek ve ziyaret tavafını ifâ etmek gerekir.

 

Hz. İbn Abbas'm görüşü Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste şu mâ­nâya gelen sözlerle ifâde edilmektedir:

 

İbn Cureyc dedi ki: Bana Âtâ şöyle söyledi: İbn Abbâs dedi ki:

 

Beyt'i tavaf eden ister hacı olsun isterse hacı olmasın ihramdan çıkar. (İbn Cureyc) Atâ'ya:

 

Acaba bunu neye istinaden söylüyordu? diye sordum.

 

Allah Teâlâ'nın: "sonra onun hill yeri Beyt-i Atîk'dir." âyet-i kerîmesine [Hac 33] istinaden, cevâbını verdi.

 

Ama bu Arafat'dan sonra olacaktır, dedim; Atâ:

 

Nebi (s.a.v.)'in Veda Haccında kendilerine verdiği hilPe çıkma emrinden diyordu, dedi."[Müslim, hac]

 

Bu konuda Nevevî diyor ki: "İbn Abbâs'ın âyetle istidlali doğru de­ğildir. Çünkü âyet-i kerime'de bu hususa delâlet yoktur. Âyet kurbanın yalnız Harem-i Şerifte kesileceğini bildirmektedir. Onda ihramdan çık­mak olsaydı, tavafa lüzum kalmadan mücerred kurbanlık Harem-i Şerife varmakla ihramdan çıkmak icâb ederdi. İbn Abbâs'm Veda Haccında Pey­gamber (s.a.v.)'in verdiği hilPe çıkma emriyle istidlali de doğru değildir. Zira bu emirde mücerred Kâ'be'yi tavaftan sonra ihramdan çıkılacağına delâlet yoktur. Resûlullah (s.a.v.)'in emri o seneye mahsûs olmak üzere haccı umreye tebdil hakkındadır."[Nevevî, Şerhu Müslim, VIII, 230.]

 

Bazıları Hz. İbn Abbâs'ın kavlini te'vil etmiş ve "Onun maksadı haccı tamamlayamadan kalanlardır. Böyleleri tavaf ve sa'yden sonra ihram­dan çıkarlar demek istemiştir" şeklinde mütâlâa yürütmüşlerse de, bu te'­vil ihtimalden uzak görülmüştür.

 

Çünkü rivayetlerin birinde İbn Abbâs'ın "Hacı olsun olmasın, Beyti tavaf eden kimse ihramdan çıkar" dediği bildirilmektedir. [Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme ve Şerhi, VI, 499.]

 

Ulemânın büyük çoğunluğuna göre bu hadis Resûl-i Ekrem'e ulaşan merfû' bir hadis değildir. İbn Abbâs'ın kendi sözüdür .ve senedinde ule­mânın zayıf olduğunda ittifak ettiği "Nehhâs" vardır. Durum onu göste­riyor ki, bu hadisin merfû olarak rivayeti münkerdir. Gerçekte bu hadisi Atâ, İbn Abbâs'dan mevkuf olarak rivayet etmiştir ve şu anlamdadır: "Kim hacca niyet ederek (Ka'be'ye) gelir de, Beyt'i ve Safa ile Merve arasım tavaf edecek olursa, haccı umreye dönüşür."[es-Sâ'âti, el-Fethü'r-Rabbânî, XII, 97.] Bu hadisi İmâm Ahmed Müsned'inde hasen bir senedle rivayet etmiştir. Ve Zahirî ulemâsından bazıları bu hadisle amel etmişledir.

 

İmâm Ahmed'e göre, hacc-ı ifrâda niyet ederek Ka'be'ye gelip de Beyt-i Şerifi ve Safa ile Merve arasını tavaf eden bir kimsenin ihramdan çıkması müstehâbdır. Ebû Dâvûd metnin sonuna "Nebi (s.a.v.)'in as­habı sadece hacca niyet ederek (Mekke'ye) gelmişti. (Ashabının niyet etti­ği) haccı umreye çevirtti," anlamındaki ta'liki ilâve etmekle . "yanında hedy kurbanı olmayan ve ifrâd haccı yapmak maksadıyla Mekke'ye gelen bir kimsenin tavafı ve sa'yı yaptıktan sonra ihramdan çıkabileceğini" söy­leyen Hz. îbn Abbâs'ın görüşünü delillendirmek ve takviye etmek istemiş­se de ulemânın büyük çoğunluğuna göre Resûl-i Ekrem'in bu emri Veda Haccında bulunan ashab-ı kirama âit özel bir emirdir. Câhiliyye çağından kalan "hac mevsiminde umre yapılamayacağı" yolundaki görüşü yıkmak için verilmiştir. Hz. İbn Abbâs'ın görüşünü destekleyici bir delil olmaktan uzaktır. Bu ta'lik daha uzun şekliyle 1787 numaralı hadiste geçmişti.