بَاب
فِي حُقُوقِ
الْمَالِ
32. Mal'daki Haklar
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَوَانَةَ
عَنْ عَاصِمِ
بْنِ أَبِي
النَّجُودِ
عَنْ شَقِيقٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ كُنَّا
نَعُدُّ
الْمَاعُونَ
عَلَى عَهْدِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَوَرَ
الدَّلْوِ
وَالْقِدْرِ
Abdullah (b.
Mes'ûd)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) zamanında mâûnu, kova ve
tencerenin ödünç olarak verilmesi sayardık.
İzah:
Sadece Ebû Dâvûd
rivayet etmiştir.
Mâûn kelimesinden
“Mâûnu esirgerler"[Mâûn 7.] âyetindeki "el-mâûn" kelimesi
kast edilmiştir. Mâ-
ûn, örfen ödünç olarak
verilen tencere, keser, balta ve kova gibi ev işlerinde kullanılan eşyanın
adıdır.
îkrime'den rivayet
edildiğine göre mâûn'un başı, malın zekâtı, aşağısı da elek, kova ve iğnedir.
Zemahşerî Keşşaf adlı
tefsirinde der ki: "Bu eşyanın ihtiyaç anında ödünç olarak istenip de
verilmemesi sakıncalı ve şahsiyeti zedeleyicidir."[Keşşâf. IV, 806.] Bu
hadiste yardımlaşma teşvik edilmiş, cimrilik zemmedilmiştir.