SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1618 >>

DEVAM: 20. Fıtır Sadakası'nın Miktarı Nedir?

 

حَدَّثَنَا حَامِدُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ ح و حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ ابْنِ عَجْلَانَ سَمِعَ عِيَاضًا قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ يَقُولُ لَا أُخْرِجُ أَبَدًا إِلَّا صَاعًا إِنَّا كُنَّا نُخْرِجُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَاعَ تَمْرٍ أَوْ شَعِيرٍ أَوْ أَقِطٍ أَوْ زَبِيبٍ هَذَا حَدِيثُ يَحْيَى زَادَ سُفْيَانُ أَوْ صَاعًا مِنْ دَقِيقٍ قَالَ حَامِدٌ فَأَنْكَرُوا عَلَيْهِ فَتَرَكَهُ سُفْيَانُ قَالَ أَبُو دَاوُد فَهَذِهِ الزِّيَادَةُ وَهْمٌ مِنْ ابْنِ عُيَيْنَةَ

 

İyad (b. Abdillah) dedi ki: Ebû Saîd el-Hudrî'yi şöyle derken işittim: Ben asla bir sâ' 'dan başkasını vermem. Zira Resulullah (s.a.v.) zamanında biz kuru hurma veya arpa veya keş veya kuru üzümden bir sâ' verirdik.

 

Bu, Yahya'nın hadisidir. Süfyan b. Uyeyne ise, (yaptığı rivayette bu sayılanlara) "veya undan bir sâ" sözünü ilâve etti.

 

Hâmid b. Yahya dedi ki: (Muhaddisler) bu ilâveden dolayı Süfyan'ı kınadılar da ondan vazgeçti.

 

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu ilâve, îbn Uyeyne'nin hatasıdır.

 

 

İzah:

Ebû Said el-Hudrî, "ben asla bir sâ'dan başkasını vermem" sözüyle Hz.Muavıye mn yarım sa buğdayın ve­rilebileceğine dair görüşüne katılmadığını söylemek istemiş, sanki buğdayı diğerlerine mukayese ederek ondan da bir sâ verilmesi gerektiğini irriâ et­miştir.

 

Malik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, İshak ve Hasan el-Basrî, hazeratı; "Fıtır sada­kası arpa, kuru hurma veya kuru üzümden bir sâ verildiği gibi buğdaydan da bir sâ verilmelidir. Yarım sâ' yeterli değildir" demişlerdir. Sahâbîler-den Ebû Said el-Hudrî, Ebû'l-ÂIiye ve Câbir b. Zeyd de bu görüştedirler.

 

Hanefîler ise, fıtır sadakası arpa, kuru hurma veya kuru üzümden verildiği zaman bir sâ verilmesi gerektiğini, ama buğdaydan verildiği za­man yarım sa'ın kâfi geldiğini söylemişlerdir. Delilleri bundan sonraki babta gelecek olan hadislerle ashâb-ı kiramın Muâviye (r.a.)'nin görüşüne uyma­larıdır. Şayet ashâb-ı kiram Resûlullah (s.a.v.)'den buğdayın bir sâ' olması gerektiğine dair bir hadis bilselerdi, susup da Hz.Muâviye'nin sözüne uy­mazlardı. Çünkü "mevrid-i nassta içtihada mesâğ yoktur". Yani hakkın­da âyet veya hadis bulunan konuda ictihad yapmak caiz değildir. Binae­naleyh buğdaydan bir sâ* verilebileceğine dair,rivâyet edilen; hadisler sahih değildir.

 

Hanefîlerin bu görüşü aynı zamanda sahâbîlerden Ebû Bekr, Ömer, Osman, AH, Ebû Hureyre, Câbir b. Abdullah, İbn Abbâs ve İbnü'z-Zübeyr (r.a.)'in görüşüdür. Hatta Tahâvî, Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Ali (r.a.) dönemlerinde bu konuda icmâ' meydana geldiğim söylemiştir.

 

es-Sübkî el-Menhel adlı şerhinde şöyle demektedir: "Yarım sâ' buğ­dayın verilebileceğini söyleyenlerin görüşü kuvvetli ve tercih edilen görüş­tür. Çünkü ashâb-ı kiram ile tabiûn, Muâviye döneminde bu hususda itti­fak etmişlerdir. Ayrıca buğdaydan bir sâ' verileceğini açıkça belirten sahih bir hadis yoktur."

 

Süfyan b.Uyeyne'nin rivayetinden anlaşıldığına göre unun fıtır sada­kası olarak verilmesi caizdir. Hanefîler ile Hanbelîler bu görüştedirler. Ancak Hanbelîler bir sâ' verilmesi gerektiğini söylerken; Hanefîler, arpa unun­dan bir sâ, buğday unundan ise yarım sâ verileceğini ifâde etmişlerdir.

 

Mâlik, Şafiî ve âlimlerin çoğuna göre ise, fıtır sadakasının undan ve­rilmesi caiz değildir. Çünkü un'un zikredildiği hadisler delil olmaya elve­rişli değildir. Süfyân b. Uyeyne'in rivâyetindeki "veya undan bir sâ" sö­züne muhaddislerin itiraz ettiklerini söyleyen Hamid b.Yahya'nın bu sözü bunun bir delilidir.

 

Fıtır sadakasının verildiği maddelerle ilgili hadislerin zahirinden anla­şıldığına göre mükellef, zikredilen maddelerden herhangi birisini vermekte muhayyerdir. Hanbelîler bu görüştedirler.

 

Hanefîlere göre ise, mükellef, buğday, arpa, kuru hurma ve kuru üzüm­den istediğini verir. Diğer maddeleri ise, ancak bu dördünden birinin de­ğerine muâdil olması halinde verebilir.

 

Mâlikîlerle Şâfiîlere göre mükellefin oturduğu yer halkının en çok yedikleri maddeden vermesi gerekir.

 

Şafiî, Ahmed b. Hanbel ve âlimlerin çoğuna göre, sayılan maddelerin değerini para olarak vermek caiz değildir. Fıtır sadakasını mutlaka sayılan maddelerin kendisinden vermek gerekir.

 

Hanefilere göre değerini vermek caizdir. Mâlikîlere göre de caiz ol­makla beraber mekruhtur.