DEVAM: 20. Kur'an
Okumada Tertil Müstehabtır
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
خَالِدِ بْنِ
مَوْهَبٍ
الرَّمْلِيُّ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
مُلَيْكَةَ
عَنْ يَعْلَى
بْنِ
مَمْلَكٍ
أَنَّهُ
سَأَلَ أُمَّ
سَلَمَةَ
عَنْ
قِرَاءَةِ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ وَصَلَاتِهِ
فَقَالَتْ
وَمَا لَكُمْ
وَصَلَاتَهُ
كَانَ
يُصَلِّي
وَيَنَامُ
قَدْرَ مَا
صَلَّى ثُمَّ
يُصَلِّي
قَدْرَ مَا
نَامَ ثُمَّ
يَنَامُ
قَدْرَ مَا
صَلَّى
حَتَّى يُصْبِحَ
وَنَعَتَتْ
قِرَاءَتَهُ
فَإِذَا هِيَ
تَنْعَتُ قِرَاءَتَهُ
حَرْفًا
حَرْفًا
Ya'lâ b. Memlek'den
rivayet edildiğine göre; O: Ümmü Seleme (r.anha)'ya Resulullah (s.a.v.)'in
(Kur'an) okuyuşunu ve gece namazını sordu. Ümmü Seleme (r.anha): Onun
namazından size ne? Namaz kılar namaz kıldığı kadar uyur sonra uyuduğu kadar
namaz kılar, sonra namaz kıldığı kadar yine uyurdu. Bu hal sabah oluncaya kadar
(böylece devam eder)di, dedi. Ve Resulüllah'in okuyuşunu tarif etti: öyle ki
Onun okuyuşunu harf harf tarif ediyor(du.)
İzah:
Tirmizî,
sevâbü'l-Kur'an; Nesâî, iftitahü'l-Kur'an, kıyamü'l-leyl; Ahmed b. Hanbel VI,
294, 300. (Ayrıca bk Ebu Davud'da 4001, -badis).
Ümmü Seleme
(r.anha)'nın, kendisine Peygamber (s.a.v.)'in Kur'an okuyuşunu ve gece namazını
soran zâta "onun namazından size ne?" demesi, soruyu lüzumsuz görmek
veya onu inkâr değildir. Aksine soru sahibini hayrete düşürmek, bunu
öğreneceksin de ne olacak, sanki sen onun yaptığını yapabilecek misin?"
diye Resulüllah'ın kıldığı namazın çokluğuna işaret etmektedir. Ümmü
Seleme'nin bu sözü Peygamber (s.a.v.)'in hallerini hatırlayıp teessüründen
söylemiş olması da mümkündür. Sonradan Ümmü Seleme (r.anha)'nin Hz.
Peygamberdin namazım anlatması bunu gösterir.
Hadis metninde
görüldüğü üzere Ya'Iâ'mn sorusuna Ümmü Seleme (r.anha) ilk anda sadece namazı
anarak "Onun namazından size ne?" demiş, Kur'an-ı Kerim okuyuşuna
temas etmemiştir. Tiybî bu cümlenin mukadder bir cümleye bağlı olduğunu, bu
mukadder cümle ile birlikte sözün tamamının "Onun okumasından ve namazından
size ne?" şeklinde anlaşılması gerektiğini söyler.
Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre, Hz. Peygamberin geceleri kıldığı namazla uykusu denkti. Yani
bir miktar namaz kılar sonra namazda geçen vakit kadar uyuyup tekrar kalkar ve
uyuduğu kadar namaz kılar tekrar uyurdu. Bu hal aynı vaziyette sabaha kadar
devam ederdi. Muhammed b. Nasr'ın Abdurrahman b. Avf (r.a.) vasitasıyle ismi
anılmayanı bir adamdan rivayeti de Ümmü Seleme'den yapılan rivayete çok benzer.
Anılan rivayet şöyledir:
"Bir adam
yolculuklarından birinde nasıl namaz kıldığım görmek için Resulüllah (s.a.v.)'i
gözetledi. Hz. Peygamber (s.a.v.) geceleyin bir müddet uyudu sonra (kalktı
biraz) gidip oturdu. Gökyüzüne baktı ve Âl-i İmrân suresinden âyetinden
itibaren beş âyet okudu.[Al-i İmran 190] Sonra dişlerini misvaklayıp abdest
aldı ve (uyuduğu kadar) bir müddet namaz kıldı. Akabinde yine bir müddet uyudu
(ve kalktı) tekrar gidip gökyüzüne baktı ve evvelki okuduğu âyetleri okuyup
dişlerini misvakladı, abdest aldı, namaz kıldı. Bunu üç defa tekrarladı."
Yalnız şunu kaydetmek
gerektir ki, Hz. Peygamber'in gece namazı konusundaki âdeti devamlı olarak
yukarıdaki rivayetlerde anlatıldığı gibi değildi. Bazan farklı uygulamalarının
olduğu da olurdu. Nitekim yine İbn Nasr'm Ya'lâ b. Memlek'ten yaptığı bir
rivayette Ümmü Seleme (r.anha) Hz. peygamberin gece namazını şu şekilde haber
vermiştir: "Yatsı namazını kılar teşbih çeker, istediği kadar gece namazı
kılar, sonra çekilip namaz kıldığı kadar uyurdu. Sonra uykusundan uyanıp
uyuduğu kadar namaz kılardı. Resulüllah (s.a.v.)'in bu sön namazı sabaha kadar
sürerdi."
Üzerinde durduğumuz Ebu
Dâvud hadisinin sahabi ve tabii râvileriyle İbn Nasr'ın yukarıdaki rivayetinin
râviieri aynı zatlardır. Ayrıca her iki hadis de aynı konudan bahsetmektedir.
Bu yüzden aralarında bazı farklılıklar olan iki rivayetin asıllarının bir
olması muhtemel olduğu gibi, Ümmü Seleme'nin aynı zatın ayrı ayrı zamanlarda
soru sorduğundan her birine, Hz. Peygamberin değişik iki uygulamasını haber
vermiş olması da mümkündür. Hz. Peygamberin gece namazı ile ilgili daha geniş
malumat "Gece namazı" konusunda geçmiştir.
Hadis-i şerifin bu konu
ile ilgili olan bölümü Resulüllah'ın okuyuşunun tarif edildiği bölümdür.
Mü'minlerin annesi, Fahr-i Kâinatın okuyuşunu harf harf tane tane okuyarak göstermiştir."
Öyle ki dinleyen, okunan âyetlerin harflerini saymak, okuyan da okuduğunu
düşünmek imkânına sahib olurdu. İşte bu okuyuş şekli "tertîl" üzere
okuyuştur. İbn Nasr'ın naklettiği bir haberde Hz. Aişe (r.anha) Efendimizin
okuyuşunu "okuduğu zaman diye okuyuşunu âyet âyet keserdi" sözleriyle
tarif etmiştir.