DEVAM: 32. İstiaze
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عُثْمَانَ
حَدَّثَنَا
بَقِيَّةُ
حَدَّثَنَا
ضُبَارَةُ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
السُّلَيْكِ عَنْ
دُوَيْدِ
بْنِ نَافِعٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
صَالِحٍ
السَّمَّانُ
قَالَ قَالَ
أَبُو
هُرَيْرَةَ
إِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يَدْعُو
يَقُولُ اللَّهُمَّ
إِنِّي
أَعُوذُ بِكَ
مِنْ الشِّقَاقِ
وَالنِّفَاقِ
وَسُوءِ
الْأَخْلَاقِ
Ebû Hureyre (r.a.)
demiştir ki: Resûlullah (s. a.) şöyle diyerek dua ederdi: "Allah'ım,
ihtilaf ve düşmanlıktan, nifak'tan ve kötü ahlâktan sana sığınırım."
İzah:
Nesâî, isti'âze
Nifak asıl itibariyle
kalpteki küfrü gizleyip mü'min görünmektir. Bu itikadı nifaktır. Ancak burada
hem itikadı hem de amelî nifakın kast edildiğini söylemek daha uygundur.
Amelî nifak, Peygamber
(s.a.v.)'in hadislerinden anlaşıldığına göre, yalan söylemek, emânete hiyânet
etmek ve va'dinde durmamaktır.
Tıybî, hadisteki
"nifak"tan maksadın "kişinin arkadaşına içindekinin aksini izhar
etmesi" olduğunu söyler. "Amelde gösteriş" diye tefsir edenler
de olmuştur.
Efendimizin Allah'a
sığındığı üçüncü sıfat da "kötü ahlak”tır. Aslında düşmanlık ve nifak da
kötü huylardandır. İfâde âmrnın hâss üzerine atfı ka-bilindendir.
Ahlâk, hulk kelimesinin
çoğuludur. Türkçede karşılığı "huy"dur. Daha geniş bir ifâdeyle
nefse yerleşen ve fiillerin kendisinden kolaylıkla çıktığı melekedir."
Eğer bu melekeden aklen ve dinen güzel görülen işler zuhur ederse, bu ahlâk
güzel ahlâk; hoş görülmeyen hareketler çıkarsa: kötü ahlâktır. Meselâ edeb,
tevazu, cömertlik (vs.) birer güzel meleke neticesidir.
İslâmiyet ahlâk ve
fazilet dinidir. Onun için güzel ahlâka fevkalâde önem vermiştir. Hz.
Peygamber'in "ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim,",
"sizin imanca en güzeliniz Ahlâkça en güzel olanınızdır." "Allah'a
kullarının en sevgilisi ahlâkça en güzel olanıdır" hadisleri, İslâmın
ahlâka verdiği önemi açıkça ortaya koyar. Peygamber (s.a.v.)'in, "Allahım!
Senden sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk isterim" diye dua etmesi de bu
gerçeğin en güzel örneğidir.
Alimler, ahlâkın
değişip değişmeyeceği konusunda değişik görüşler ileri sürmüşlerse de, meşhur
olan görüşe göre ahlâkın değişmesi, güzelleşmesi mümkündür. Öyle olmasaydı,
Resulullah (s.a.v.) "Ahlâkınızı güzelleştiriniz," buyurmazdı. Onun
için güzel ahlâkın en güzel şekilde temsil edildiği İslâm dinine mensup olan
müslümanların ahlâklarını güzelleştirmek için bir taraftan ruhî terbiyeye önem
vermeleri, diğer taraftan da Allah'a dua etmeleri gerekir.