SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

VİTR BAHSİ

<< 1543 >>

DEVAM: 32. İstiaze

 

حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى الرَّازِيُّ أَخْبَرَنَا عِيسَى حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَدْعُو بِهَؤُلَاءِ الْكَلِمَاتِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ النَّارِ وَعَذَابِ النَّارِ وَمِنْ شَرِّ الْغِنَى وَالْفَقْرِ

 

Âişe (r.anhâ)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) şu sözlerle duâ ederdi: "Allah'ım! Cehennemin fitnesinden (Cehenneme götürecek kötü amellerden) Cehennemin azabından zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım."

 

 

İzah:

Buharî, deavat; Müslim, zikr; Nesaî, isti'âze; Tirmizî, deavat; İbn Mace, dua; Ahmed b. Hanbel, VI, 57, 207.

 

Hadis-i şerifin İbn Mâce'deki rivayeti şu mânâyı verecek lafızlar ihtiva etmektedir: "Şüphesiz Resülullah (s.a.v.) şu sözlerle dua ederdi: Allah mı, cehennemin fitnesinden ve azabından, kabrin fit­nesinden ve azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Mesihü'd-Deccâl'in fitnesinden de sana sığınırım. Allah'ım! Hatalarımı kar ve dolu suyuyla yıka, beyaz elbiseyi kirlerden te­mizlediğin gibi, benim kalbimi de hatalardan temizle. Doğu ile batının ara­sım açtığın gibi benimle halalarımın arasım da aç. Allah'ım! Tenbellikten, ihtiyarlıktan, günahtan ve borçtan sana sığınırım."

 

Görüldüğü gibi İbn Mâce'nin rivayeti oldukça uzundur.

 

Hadis-i şerifte beyân edilen "Cehennemin fitnesi"nden maksat, "kişi­nin Cehenneme girmesine sebeb olacak olan kötü amellerdir." Efendimiz hem bu amellerden hem de Cehennem azabından Rabbine sığınmıştır. Çe­şitli vesilelerle ifâde edildiği gibi, Hz. Peygamber'in bu şekilde dua etmesi Cehenneme gireceği korkusundan değil, ümmetine öğretme maksadına mebnidir.

 

Zenginliğin Şerri: Allah'ın verdiği malda cimrilik edip onun istediği yol­larda harcamamak, zekât, fitre gibi mâli görevleri ihmal etmek ya da malı haram yollarda harcamak ve mal sebebiyle kibirlenmek, övünmektir.

 

Fakirliğin Şerri: Allah'ın verdiğine razı olmamak, Allah'ın taksimine isyan etmek, yoksulluğa sabretmemek, zenginlerin elindekini kıskanıp ona göz dikmektir.

 

Fakirliğin çeşitli mânâları vardır:

 

a. Mal azlığı zekâtın sarf yerlerinin belirtildiği âyette geçen fukara, ma­lı az olanlardır.

 

b. Nefsin fakirliği. Bu, nefsin tama ve aç gözlülüğüdür. "Kanaati yiti­ren kişiyi mal zenginleştirmez" diye meşhur olan sözde kast edilen bu fakir­liktir.

 

c. Allah'a muhtaçlık: Bu nevi fakirlik, zengin-fakir, zayıf-kuvvetli tüm insanlığa şâmildir. = Ey insanlar! Siz Al­lah'a muhtaçsınız"[Fâtır 15.] âyet-i kerimesinde bu fakirliğe işaret edilmiştir.

 

Hz. Peygamberin duasında, Allah'a sığındığı fakirlik şüphesiz ilk iki sınıf fakirliktir. Allah'ın koruması olmasa, mal ya da nefis fakirliğinin sebeb ol­mayacağı kötülük, doğurmayacağı fitne yoktur. Bugün insanlığın başına belâ olan bazı rejimler, zenginlik-ve fakirlik fitnelerinin eseridir. Büyük düşünür­lerden Sadî'nin Gülistan adındaki eserinde "fakir zorla almaya kalkmadan önce ona ver" mânâsındaki sözü, bugünün fitnesine senelerce evvel yazıl­mış bir reçetedir.