SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

VİTR BAHSİ

<< 1534 >>

بَاب الدُّعَاءِ بِظَهْرِ الْغَيْبِ

29. Kişiye Ğıyabında Dua Etmek

 

حَدَّثَنَا رَجَاءُ بْنُ الْمُرَجَّى حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ أَخْبَرَنَا مُوسَى بْنُ ثَرْوَانَ حَدَّثَنِي طَلْحَةُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ كَرِيزٍ حَدَّثَتْنِي أُمُّ الدَّرْدَاءِ قَالَتْ حَدَّثَنِي سَيِّدِي أَبُو الدَّرْدَاءِ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِذَا دَعَا الرَّجُلُ لِأَخِيهِ بِظَهْرِ الْغَيْبِ قَالَتْ الْمَلَائِكَةُ آمِينَ وَلَكَ بِمِثْلٍ

 

Ümmu'd-Derdâ (r.anhâ) demiştir ki; Efendim Ebu'd-Derdâ (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinlediğini bana haber verdi: "Bir kimse müslüman kardeşi için onun gıyabında dua ettiği za­man, melekler "Amin, benzeri sana da verilsin" derler."

 

 

Diğer tahric: Müslim, zikr

 

AÇIKLAMA:

 

Müslim, bu hadisi birbirinden küçük farklarla ayrılan üç  değişik lâfızla rivayet etmiştir. Bunlardan ikisinde Ebu Davud'un rivayetinden fazla birşey yoktur. Üçüncüsü ise, şu şekildedir: "Müslümanın müslüman kardeşi için onun gıyabında yaptığı dua kabul edilir. Onun başucunda görevli bir melek vardır. Müslümanın din kardeşi için yaptığı her hayırlı duaya o görevli melek, "âmin, onun bir misli de sana olsun” der.

 

Hadis-i şerifte müslümanların din kardeşleri için onların gıyabında et­tikleri duaların mutlaka kabul edildiği, ayrıca dua edene de kardeşine istedi­ğinin mislinin verilmesi için bir meleğin dua ettiği bildirilmektedir.

 

Bir kimsenin gıyabı denildiği zaman, önce "ondan uzakta, onun bulun­madığı yer" akla gelir. Burada zikr edilen gıyabdan maksat ise, Aliyyül Kaari'nin ifâdesine göre, dua edilen kişinin dua edenin duasını işitmemesidir. Bu bedenî uzaklıkla olabileceği gibi dua edenin kalbiyle veya dua edilenin duyamayacağı kadar kısık bir sesle dua etmesi ile de mümkündür.

 

Taberânî'nin bir rivayetinde Yusuf b. Esbât "ben uzun zaman bu hadi­sin bedenî uzaklığa delâlet ettiğini zannettim. Ama şimdi anladım ki sesi du­yulmayan kişi aynı sofrada bile olsa gâibdir." demiştir.

 

Nevevî, müslümanlardan bir grup için hatta tüm müslümanlar için ya­pılan duaların da bu hadisin hükmüne gireceğini söyler. Nevevî'nin bildirdi­ğine göre eskilerden bazıları kendileri için dua etmek istedikleri zaman, onu diğer müslümanlar için isterlerdi. Çünkü bu şekilde yapılan dualar makbul­dür ve isteğinin bir misli de kendisine verilecektir. Bezzâr'ın İmrân b. Husayn (r.a.) vasıtasıyle yaptığı bir rivayette de Peygamber (s.a.v.) "Kardeşin (din) kardeşi için onun gıyabında yaptığı dua geri çevrilmez" buyurmaktadır.

 

Müslümanlar için onların haberi olmadan yapılan dualar tam bir sami­miyet taşıdığı, gösteriş ve riyadan uzak olduğu için bu derece önemli bir özellik arz etmektedir. Üstelik bu, dua edenin âli cenabhğına delâlet eder. Onu kıs­kançlık ve hırs gibi kötü huylardan uzaklaştırır. "Sizden biri kendisi için is­tediğini müslüman kardeşi için de istemedikçe kâmil imana sahib olmuş olmaz" hadis-i şerifindeki yüce duyguyu gerçekleştirir. Müslümanı fedakârlığa ulaştırır.

 

Müslümanların birbirleri için dua etmelerini emreden ve bize yapa­cağımız duayı öğreten âyetler konunun Önemini açık bir şekilde ortaya koy­maktadır.Bunlardan sonra gelenler de şöyle derler: Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden evvel iman eden kardeşlerimizi bağışla"[Haşr  10]

 

"Hem    kendinin hem de  erkek ve kadın mü'minlerin günahları için mağfiret dile."[Muhammed  19.]

 

"Ey Rabbimiz! Hesap sorulduğu gün beni, anamı babamı ve bütün mü'minleri yarlığa."[İbrahim  41.]