DEVAM: 23. Dua'nın
Fazileti Ve Âdabı
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
أَبِي
زِيَادٍ عَنْ
شَهْرِ بْنِ
حَوْشَبٍ
عَنْ
أَسْمَاءَ
بِنْتِ
يَزِيدَ
أَنَّ النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ اسْمُ
اللَّهِ
الْأَعْظَمُ
فِي هَاتَيْنِ
الْآيَتَيْنِ
وَإِلَهُكُمْ
إِلَهٌ وَاحِدٌ
لَا إِلَهَ
إِلَّا هُوَ
الرَّحْمَنُ
الرَّحِيمُ
وَفَاتِحَةِ
سُورَةِ آلِ
عِمْرَانَ
الم اللَّهُ
لَا إِلَهَ
إِلَّا هُوَ
الْحَيُّ
الْقَيُّومُ
Esma bint Yezîd
(r.anha)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah
(c.c.)'in ism-i azâmi şu iki âyettedir: "Hepinizin ilahı, tek bir olan
ilâhtır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O hem rahmandır, hem
rahimdir"[Bakara 163] ve Âl-i İmrân suresinin başı = Elif Lâm Mim. Allah o Allah'tır ki,
kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. (O) hayydır, kayyumdur."
İzah:
Tirmizî, deavât; İbn
Mâce, dua; Ahmed b. Hanbel, VI, 461; Dârimî, fedailü'I-Kur'an 14-15.
Esma b. Yezîd; Ümmü Seleme
diye meşhurdur. Ensarın Eşhel koluna mensuptur. Peygamber (s.a.v.)'e biat etmiş
ve Yermük muharebesinde hazır bulunmuştur. Ebû Dâvûd'tan başka Müslim ve
Buhârî'nin el-Edebü'I-Müfred'inde rivayetler vardır. (Bilgi için bk.
İbnu'1-Esir, Üsdü'î-ğâbe, VII, 343; Ibn Hacer, el-İsâbe, IV, 460).
Hadisin Ahmed b.
Hanbel'in Müsned'indeki rivayeti Muhammed b. Bekir tarikiyledir. O rivayette
Resulüllah'ın içerisinde ism-i azamın
bulunduğunu söylediği el-Bakara süresindeki âyet, buradaki değil, âyetü'I-Kursî
yani âyetidir.
Ebû Dâvud'daki bu
hadise göre Allah'ın ism-i azamı metinde zikredilen âyetlerdedir. Bu ismin her
iki âyette müşterek olan kelimeyi tevhid olmalıdır. İsm-i azamın olduğunu
söyleyenler de vardır.
Allah'ın ism-i azaminin
nerede olduğu konusunda başka görüşler de vardır. Bunların en meşhurları
şunlardır:
a. İsm-i azam: Allah
ismidir. Çünkü bu esmâü'I-hüsnâ'mn aslıdır. Cenâb-ı Hak'tan başka hiç kimseye
ad olarak verilemez.
b. (Allahü
er-Rahmanü'r-Rahim)dir.
c.
(el-Hayyü'l-Kayyum)dur. Bu görüş, İbn Mace ve Hâkim'in Ebû Ümâme'den rivayet
ettikleri bir hadise dayanır. Sözkonu-su rivayette Resulüllah (a.s.):
-"Şüphesiz
Allah'ın ism-i azamı Kur'an-i Kerimdeki üç surededir. Bu sureler: Bakara, ÂI-i
İmran ve Taha'dir" buyurmuştur.
Râvi Kasım b.
Abdirrahman bu sureleri araştırdığını bu üç suredeki müşterek İfadelerin
Bakara suresinde âyetü'l-Kursî âl-i İmrân'da ayeti, Taha'da da = insanlar diri olan ve her an yarattıklarını
gözetip duran Allah'a boyun eğmiştir"[Taha
111.] âyeti olduğunu söyler. Bu âyetlerdeki "Hayy" ve
"Kayyum" isimleri Rubûbiyet sıfatlarına delâlet ettikleri ve bu
isimlerin yerini başka bir şey tutmadığı için Fahreddin Râzî ve Nevevî de bu
görüşü tercih etmişlerdir.
4. (Lâilâhe
iIlahüve'l-Hayyü'l-Kayyûm)'dur.
5. (Rab)dır. Bu görüş
Hâkim'in İbn Abbâs ve Ebü'd-Derdâ'dan rivayet ettiği bir habere dayanır.
(Allahû lâ ilahe illâ
huve'I-ehadü's-Samed ellezî lem yelid ve lem yûled ve Iem yekûn lehû kü-füven
ehad)'dir. Bu görüş 1493 numarada geçen Büreyde hadisine dayanır.
7. (el-Hannânü'l-mennân,
bedî'üVSemâvâti ve'1-Ardı zü'l-Celâli ve'1-ikrâm el-hayyü'I-Kayyûm)dür. Ahmed
b. Hanbel'in rivayet ettiği bir hadise dayanır
8. (Allahu Allahu,
AUahu ellezî lâ ilahe illâ huve Rabbü'l-Arşi'l-azîm)'dir. Bu görüş îmam
Zeyne'l-Abidin'den nakledilmiştir.
9. Kelime-i tevhîd
Lâilâhe illalîahû. Bu görüşü Kadı İyâz bazı âlimlerden nakletmektedir.
10. Ism-i Azam,
esmâ'ül-hüsna içerisinde gizlidir.
11. İsm-i Âzam, Cenab-ı
Allah'ın isimlerinin tamamıdır. Kul Allah'a dua ederken kendisini tamamen ona
verir ve hatırına Allah'tan başka hiçbir şey getirmezse, ism-i âzamin
bereketine nail olur.
12. îsm-i âzam'ın ne
olduğunu sadece Allah bilir, onu hiç kimseye öğretmemiştir.
Taberânî bu görüşlerin
hepsinin doğru olduğunu, çünkü bunlardan hiçbiri için onun ism-i azam olup,
o.ıdan daha büyüğü olmadığına dair bir haberin vârid olmadığını söyler. Sanki
Taberî Allah'ın isimlerinden her birine ism-i azam demenin caiz olduğunu
"âzam" kelimesinin "azîm" manasına geldiğini benimser.
Bazı âlimler ise, Allah'ın
isimleri arasında tercihin söz konusu olmadığı dolayısıyla ism-i azam diye bir
ism-i ilâhinin olmadığı görüşündedirler.