DEVAM: 3. Sabah
Namazının Sünnetini Kısa (Sürelerle) Kılmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
الْمُغِيرَةِ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنِي
أَبُو
زِيَادَةَ
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
زِيَادَةَ
الْكِنْدِيُّ
عَنْ بِلَالٍ أَنَّهُ
حَدَّثَهُ
أَنَّهُ
أَتَى
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَيُؤْذِنَهُ
بِصَلَاةِ
الْغَدَاةِ
فَشَغَلَتْ
عَائِشَةُ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
بِلَالًا
بِأَمْرٍ
سَأَلَتْهُ
عَنْهُ
حَتَّى
فَضَحَهُ
الصُّبْحُ
فَأَصْبَحَ
جِدًّا قَالَ
فَقَامَ بِلَالٌ
فَآذَنَهُ
بِالصَّلَاةِ
وَتَابَعَ أَذَانَهُ
فَلَمْ
يَخْرُجْ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَلَمَّا
خَرَجَ
صَلَّى
بِالنَّاسِ
وَأَخْبَرَهُ
أَنَّ
عَائِشَةَ
شَغَلَتْهُ
بِأَمْرٍ
سَأَلَتْهُ
عَنْهُ حَتَّى
أَصْبَحَ
جِدًّا
وَأَنَّهُ
أَبْطَأَ
عَلَيْهِ
بِالْخُرُوجِ
فَقَالَ
إِنِّي كُنْتُ
رَكَعْتُ
رَكْعَتَيْ
الْفَجْرِ فَقَالَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّكَ
أَصْبَحْتَ
جِدًّا قَالَ
لَوْ
أَصْبَحْتُ
أَكْثَرَ
مِمَّا
أَصْبَحْتُ
لَرَكَعْتُهُمَا
وَأَحْسَنْتُهُمَا
وَأَجْمَلْتُهُمَا
Bilal (r.a.)'den rivayet
edildiğine göre; Bilal (r.a.) bir gün Resûlullah (s.a.v.)'e sabah namazı
(vaktinin girdiği)ni haber vermek için gelince Hz. Âişe Bilâl'e bir şeyler
sorarak aydınlık iyice belirinceye kadar oyalanmış, artık iyiden iyiye sabaha
girmiş, bunun üzerine Bilâl kalkıp Nebi (s.a.v.)'e sabah(ın girdiğini) haber
vermiş ve hemen arkasından haberini yine tekrarlamışsa da Resûlullah (s.a.v.)
dışarı çıkmamış, (Bir süre sonra) dışarı çıkıp da halka namazı kıldırınca
Bilâl, Âişe'nin birşeyler sorarak kendisini tamamen sabah girinceye kadar
oyaladığını ve (Resûl-i Ekrem'in de) dışarı çıkmakta yavaş davrandığını
kendisine haber vermiş. Bunun üzerine (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
de): "Ben sabah namazının iki rekat sünnetini kılmıştım (da o yüzden
geciktim)" cevabını vermiş. Bunun üzerine Bilâl (r.a.): (Ama) Ey Allah'ın
Resulü, sen iyice sabaha girmiştin? deyince, "Eğer ben sabaha bundan daha
da çok girmiş olsaydım, yine de bu iki rekatı en güzel ve en kısa şekilde
kılardım" diye cevab verdi.
İzah:
Beyhakî,
es-Siinenü'l-kübrâ, II, 471.
Bu hadisin "sabah
namazının sünnetini kısa sûrelerle kılmak” babıyla ilgisi, hadisin son
cümlesini teşkil eden "yine de bu iki rekatı en güzel ve en kısa şekilde
kılardım" sözleridir. Görüldüğü gibi bu cümle Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in
sabah namazının sünnetinde kısa sureler okumayı tercih ettiğini açıkça ortaya
koymaktadır. Bir önceki hadis-i şerifin şerhinde bu mevzu ayrıntılı bir
şekilde ele alınmıştır.
Bu hadis-i şerif ayrıca
Resûl-i Ekrem Efendimizin hiç bir zaman sabah namazının sünnetini terk
etmediğine, vakit daralsa bile onu erkân ve âdabına riayet ederek en uygun
şekilde kıldığına, dolayısıyla sabah namazının sünnetinin müekked bir sünnet
olduğuna delâlet etmektedir.