بَاب
فِي
تَخْفِيفِهِمَا
3. Sabah Namazının
Sünnetini Kısa (Sürelerle) Kılmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ أَبِي
شُعَيْبٍ الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرُ بْنُ
مُعَاوِيَةَ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سَعِيدٍ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ عَمْرَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ
كَانَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُخَفِّفُ
الرَّكْعَتَيْنِ
قَبْلَ
صَلَاةِ الْفَجْرِ
حَتَّى
إِنِّي
لَأَقُولُ
هَلْ قَرَأَ
فِيهِمَا بِأُمِّ
الْقُرْآنِ
Âişe (r.anhâ)'dan;
demiştir ki: Nebi (s.a.v.) sabah namazından Önceki iki rekatı (o.kadar) kısa
bir zamanda kılardı (ki) ben (kendi kendime) "acaba bu iki rekatta
Ummü'l-Kur'an'ı okudun mu ki?" derdim.
İzah:
Buhârî, teheccüd;
Müslim, müsâfırîn; Nesaî, iftitâh; Muvatta', salâtu'I-leyl; Ahmed b. Hanbel,
VI, 165, 235.
Metinde geçen
"Ümmü'l-Kur'fin" kelimesi ile Fatiha Sûresi kasd edilmektedir.Bu
kelime "Kur'ân'ın anası" anlamına gelir.Fâtiha'ya bu ismin verilmesi
Fâtiha'nın Kur'an-ı Kerim'in şu üç mühim esasını ihtiva etmesindendir:
1. Mebde': Allah
Teâlâ'ya hamd-ü senada bulunmak,
2. Me'âş (hayat):
Yalnız ona ibâdet etmek ve yalnız O'ndan yardım-istemek,
3. Me'âd (Allah'a
dönüş): Amellerden hesaba çekilmek ve onların karşılığını görmek,
Hz. Âişe'nin metinde
geçen; "ben (kendi kendime) acaba bu iki rekata UmmiFI-Kur'ân'ı okudu mu
ki? derdim" sözü, onun okuyup okumadığından şüphe etmesi anlamına gelmez.
Bu sözden maksad, Nebi (s.a.v.) diğer nafileleri uzun tuttuğu halde sabah
namazının sünnetini son derece kısa olarak kıldığını ifâde etmektir.
Binaenaleyh "sabah namazının sünnetinde kıraat yoktur" diyen Ebû
Bekr el-Esam ile İbn Uleyye ve Zâhiriyye mezhebinden bir taifenin bu hadisi
kendi görüşleri için delil getirmeleri isabetli değildir. Nebi (s.a.v.)'in
sabah namazının sünnetini hafif kılmasının hikmeti, sabah namazının farzına
ilk vaktinde yetişmektir. Gece namazına nasıl hafif iki rekatla hazırlanıyorsa
[bk. 1323 numaralı hadis.] gündüz namazına da aynı şekilde hafif iki rekat namazla
başlamak istemiş olması da muhtemeldir.