SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALATU’T-TATAVVU BAHSİ

<< 1370 >>

DEVAM: 27. Namazda Aşırılıktan Sakınmak, Orta Yolu Tutmak

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ كَيْفَ كَانَ عَمَلُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هَلْ كَانَ يَخُصُّ شَيْئًا مِنْ الْأَيَّامِ قَالَتْ لَا كَانَ كُلُّ عَمَلِهِ دِيمَةً وَأَيُّكُمْ يَسْتَطِيعُ مَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَسْتَطِيعُ

 

Alkame'den; dedi ki; Hz. Âişe'ye: Resûlullah (s.a.v.)'in ibâdet edişi nasıldı, günlerden birine tahsis ettiği bir şey olur muydu? diye sordum da: Hayır, onun ameli devamlıydı, Resûlullah (s.a.v.)'in güç yetirebildiği şeye sizin hanginiz takat getirebilir ki! cevabını verdi.

 

 

İzah:

Buharı, savm, nikâh; Müslim, müsâfirîn; Ahmed b. Hanbel, IV, 109; VI, 43, 55, 174, 189.

 

Hadis-i şerif ibadete devamı teşvik etmektedir. Çünkü devamlı olarak yapılan az ibâdet, bir müddet sonra kesilen çok ibadetten daha hayırlıdır. Çünkü devamlı olarak yapılan ibâdet az bile olsa Al­lah'a taat, zikir, murakabe ve ihlâsı devam ettiriyor, demektir. Bu devamlılık sayesinde az amel devam etmeyen çok ameli kat kat geçer.

 

Bununla beraber Hz. Nebi (s.a.v.) şaban ayına özel bir ilgi göste­rir. Ramazan ayından sonra tutulan en faziletli orucun Şaban orucu oldu­ğunu söylerdi.[Tirmizî, zekât] Nitekim kendileri de Ramazandan sonra en çok orucu bu ayda tutarlardı.[Buhârî, savm] Hatta bütün Şabanı oruçla geçirirlerdi.[Nesâî, sıyâm] Fahr-i Kâinat Efendimizin bu aya niçin ayrı bir değer verdiğim Hz. Üsâme b. Zeyd şöyle anlatıyor: "Hz. Nebie sordum:

 

Ya Resûlallah, (Ramazan dışında) Şaban ayı kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim. (Bunun sebebi nedir?)

 

"( Ey Usâme!) Receb ayı ile Ramazan ayı arasında yer alan bu ay insanların gafil bulunup değerlendiremedikleri bir aydır. Oysaki bu ay, (kul­ların yıllık) amellerin(in) âlemlerin Rabbi olan Allah'a yükselip sunulduğu aydır. Ben amellerimin Allah'a oruçlu olduğum zaman sunulmasını is­terim."[Nesâî, sıyâm; Ahmed b. Hanbel, V, 201.]

 

Ayrıca Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz haftanın günleri içerisinde Pa­zartesi günlerine ayrı bir değer verir ve bu günleri de oruçlu olarak geçirme­yi arzu ederlerdi.[Tirmîzi, savm; Nesâî, sıyâm; İbn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, VI, 80, 89,  106.] Sebebini de şöyle izah ederlerdi: "Kulların amelleri pazartesi ve perşembe günleri (Allah'a) arz olunur. Ben amellerimin Allah'a oruçlu iken sunulmasını severim."[Tirmîzi, Savm] Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, bir haf­tanın içerisinde yapılan ameller o hafta içerisinde biri pazartesi diğeri de per­şembe günü olmak üzere iki kere, yıllık ameller de yılda bir kere olmak üzere Şa'bân ayında Allah'a sunulur.[Aliyyü'l-kârî, mirkât 2-257; el-Bennâ Ahmed el-fethu'r-râbbânî 10-227.] Bu sebeple Hz. Nebi adı geçen gün­lere ve Şaban ayına özel bir değer verip o günlerde ibâdetini daha da çoğaltırdı.

 

Fakat bununla beraber Hz. Âişe'nin kendisine bu mevzu ile ilgili ola­rak yöneltilen soruya; "Hayır, onun ameli devamlıydı" diye cevap vermesi, izahı gerektiren bir durumdur. Bilindiği gibi "Resûlullah (s.a.v.) yolculukta veya mukîm iken eyyâm-ı bîzda (her ayın onüç,ondört ve onbeşinde) oruçlu olurdu."[Nesâî, sıyâm] Bunu duyan bir sahabî Hz. Nebi (s.a.v.)'in ibâdetlerinin eri yoğun olduğu günlerin bu üç gün olduğunu zannetmiştir. Bunu bir de Hz. Âişe'ye sormak ve bu konudaki bilgisini te'yid etmek istemiştir. Hz. Âişe validemiz de onun bu yanlış kanaatini sezdiği için Hz. Nebi'in sene­nin bütün ay ve günlerinde belli miktarlarda ibâdet ettiğim bunun sadece eyyâm-ı bîz'a ait bir durum olmadığını anlatmak için böyle olumsuz cevap vermiştir. Bu konu ileride oruç bölümünün 271. babında tekrar ele alınacaktır.