SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALATU’T-TATAVVU BAHSİ

<< 1343 >>

DEVAM: 26. (Nebi s.a.v.) Gece Namazı(nı Nasıl Kılardı?)

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ بِإِسْنَادِهِ نَحْوَهُ قَالَ يُصَلِّي ثَمَانِيَ رَكَعَاتٍ لَا يَجْلِسُ فِيهِنَّ إِلَّا عِنْدَ الثَّامِنَةِ فَيَجْلِسُ فَيَذْكُرُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ ثُمَّ يَدْعُو ثُمَّ يُسَلِّمُ تَسْلِيمًا يُسْمِعُنَا ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ بَعْدَمَا يُسَلِّمُ ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَةً فَتِلْكَ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً يَا بُنَيَّ فَلَمَّا أَسَنَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَخَذَ اللَّحْمَ أَوْتَرَ بِسَبْعٍ وَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ بَعْدَمَا يُسَلِّمُ بِمَعْنَاهُ إِلَى مُشَافَهَةً

 

(Önceki 1342. hadisin) bir benzeri de aynı senetle Katâde'den rivayet edilmiştir. (Said) dedi ki: "Sekiz rekat namaz kılardı. Bunlarda sadece sekizinci rekatta otururdu. Allah'ı zikreder, duâ eder ve bize işittirerek selâm verirdi. Selâm verdikten sonra oturarak iki rekat namaz kılardı. Sonra bir rekat daha kılardı. Ey oğulcuğum, işte bunlar onbir rekattir. Resûlullah (s.a.v.) yaşlanıp da şişmanlayınca yedi rekat vitr kılardı. Selâm verdikten sonra iki rekatte oturarak kılardı. (Katade önceki hadisin) mânâsını, "(kendi) ağzından dinlerdim" kelimesine kadar nakletti.

 

 

İzah:

Müslim, müsâfirîn; Nesaî, kıyâmu'l-leyl

 

Bu hadisi Said b.  Ebî Arûbe Katâde'den;  Katâde de: Zürâre vasıtasıyla sa'd b. Hişâm'dan nakl etmiştir.Hadisin tamamı zayıf bir senetle Sünen-i Nesaî'de şu mânâya gelen lâfızlarla rivayet edilmiştir:

 

Sa'd b. Hişam anlatıyor: İbn Abbas'la karşılaştım, ona Resûlullah (s.a.v.)'ın vitri nasıl kıldığını sordum:

 

Sana Resulüllah'ın vitri hakkında en çok bilgi sahibi olan birini söyle­yeyim mi? dedi.

 

Söyle dedim.

 

Âişe. Git ona sor, verdiği cevapları bana da bildir" dedi. Giderken Hakîm b. Eflâh'a rastladım. Onu da götürmek istedim. O:

 

Ben gitmem. Çünkü ben ona şu iki grub arasında cereyan eden olay­larla ilgili bir şey söylememesini emretmiştim. Fakat o dinlemedi, dedi. Ye­min verdim, bunun üzerine benimle o da geldi. Âişe'nin huzuruna girince Hakîm'e:

 

Yanındaki kim? diye sordu.

 

Sa'd b. Hişâm, dedi.

 

Hangi Hişâm? dedi.

 

Âmir'in oğlu, deyince; Âmir'e rahmet okudu.

 

Âmir ne iyi insandı, dedi.

 

Mü'minlerin annesi! Bana Resûlullah (s.a.v.)'ın ahlâkından bahset, dedim.

 

Kur'ân okuyor musun? dedi.

 

Okuyorum, dedim.

 

Resûlullah (s.a.v.)'ın ahlâkı, Kur'ân idi, dedi. Tam kalkacaktım, Resû­lullah (s.a.v.)'ın gece kıldığı namazlar akjıma geldi.

 

Mü'minlerin annesi! Bana Resûlullah (s.a.v.)'ın gece namazlarından bah­set, dedim.

 

Yâ eyyü'el-müzzemmil sûresini okuyor musun? dedi.

 

Okuyorum, dedim.

 

Aziz ve celîl olan Allah, bu sûrenin başında gece namazını farz kılmış­tı. Bunun için Hz. Nebi ve ashabı bir sene bu namazı kıldılar. Namaz­da ayakları şişerdi. Nihayet azız ve celîl olan Allah, on iki ay sonra surenin sonunu da inzal etti. Bu emir de hafifleyerek gece namazı önce farzken son­radan nafile oldu, dedi.

 

Yine tam kalkacağım sırada Resûlullah (s.a.v.)'in nasıl vitr kıldığı aklına geldi:

 

Ey Mü'minlerin annesi, bana Resûlullah (s.a.v.)'in vitrini anlat, dedim.

 

Bu sefer de şunları anlattı:

 

Biz misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Aziz ve celil olan Allah gece onun ne zaman kalkmasını isterse o zaman kaldırırdı. O da dişlerini misvaklar, abdest alır ve hiç teşehhüde oturmadan sekiz rekat namaz kılar­dı. Sekizinci rekatte oturur, aziz ve celîl olan Allah'ı zikreder, dua eder ve bize işittirerek selâm verirdi. Daha sonra oturduğu yerden iki rekat daha kı­lar selâm verir bu selâmdan sonra da bir rekat daha kılardı.[Nesaî, kıyâmu'l-leyl]

 

Ancak bu rivayet bazı noktalarda bir önceki hadisin sözlerine uyma­maktadır. Çünkü birincide "Ancak sekizinci rekatte otururdu, sonra kalkar bir rekat daha kılardı, sekizinci ve dokuzuncu rekatların dışında oturmazdı ve sadece dokuzuncu rekatte selâm verirdi. Daha sonra kalkar iki rekat da oturarak kılardı" denildiği halde, burada:

 

a. Sekizinci rekatte selâm verdiği ifade ediliyor,

 

b. Bu hadisin Nesâî'deki devamında sekizinci rekatten sonra selâm ve­rip oturduğu yerden iki rekat daha kıldığı İfâde ediliyor.

 

c. Yine burada vitrin oturarak kılınan iki rekatten sonra kılındığı ifâde ediliyor. Halbuki önceki hadiste en son olarak vitrin kılındığı ifade edil­mektedir.

 

Nitekim Nesâî'de bu farklılığa işaret ederek şöyle demiştir: "Benim ki­tabımda vitrin yeri bu şekilde belirlendi. (Fakat diğer rivayetlere ters düş­mektedir). Bu sebeple bu rivayetteki hatayı hangi râvinin yaptığını bilemiyorum."[Bezi sahibinin beyanına göre bu hatayı râvî Muhammed b. Beşşâr işlemiş.]