DEVAM: 26. (Nebi
s.a.v.) Gece Namazı(nı Nasıl Kılardı?)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سَعِيدٍ عَنْ
سَعِيدٍ عَنْ
قَتَادَةَ
بِإِسْنَادِهِ
نَحْوَهُ قَالَ
يُصَلِّي
ثَمَانِيَ
رَكَعَاتٍ
لَا يَجْلِسُ
فِيهِنَّ
إِلَّا عِنْدَ
الثَّامِنَةِ
فَيَجْلِسُ
فَيَذْكُرُ
اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ
ثُمَّ
يَدْعُو
ثُمَّ يُسَلِّمُ
تَسْلِيمًا
يُسْمِعُنَا
ثُمَّ يُصَلِّي
رَكْعَتَيْنِ
وَهُوَ
جَالِسٌ بَعْدَمَا
يُسَلِّمُ
ثُمَّ
يُصَلِّي
رَكْعَةً
فَتِلْكَ
إِحْدَى عَشْرَةَ
رَكْعَةً يَا
بُنَيَّ
فَلَمَّا أَسَنَّ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَأَخَذَ
اللَّحْمَ
أَوْتَرَ
بِسَبْعٍ
وَصَلَّى
رَكْعَتَيْنِ
وَهُوَ
جَالِسٌ
بَعْدَمَا
يُسَلِّمُ
بِمَعْنَاهُ
إِلَى
مُشَافَهَةً
(Önceki 1342. hadisin)
bir benzeri de aynı senetle Katâde'den rivayet edilmiştir. (Said) dedi ki:
"Sekiz rekat namaz kılardı. Bunlarda sadece sekizinci rekatta otururdu.
Allah'ı zikreder, duâ eder ve bize işittirerek selâm verirdi. Selâm verdikten
sonra oturarak iki rekat namaz kılardı. Sonra bir rekat daha kılardı. Ey
oğulcuğum, işte bunlar onbir rekattir. Resûlullah (s.a.v.) yaşlanıp da
şişmanlayınca yedi rekat vitr kılardı. Selâm verdikten sonra iki rekatte
oturarak kılardı. (Katade önceki hadisin) mânâsını, "(kendi) ağzından dinlerdim"
kelimesine kadar nakletti.
İzah:
Müslim, müsâfirîn;
Nesaî, kıyâmu'l-leyl
Bu hadisi Said b. Ebî Arûbe Katâde'den; Katâde de: Zürâre vasıtasıyla sa'd b.
Hişâm'dan nakl etmiştir.Hadisin tamamı zayıf bir senetle Sünen-i Nesaî'de şu
mânâya gelen lâfızlarla rivayet edilmiştir:
Sa'd b. Hişam
anlatıyor: İbn Abbas'la karşılaştım, ona Resûlullah (s.a.v.)'ın vitri nasıl
kıldığını sordum:
Sana Resulüllah'ın
vitri hakkında en çok bilgi sahibi olan birini söyleyeyim mi? dedi.
Söyle dedim.
Âişe. Git ona sor, verdiği
cevapları bana da bildir" dedi. Giderken Hakîm b. Eflâh'a rastladım. Onu
da götürmek istedim. O:
Ben gitmem. Çünkü ben
ona şu iki grub arasında cereyan eden olaylarla ilgili bir şey söylememesini
emretmiştim. Fakat o dinlemedi, dedi. Yemin verdim, bunun üzerine benimle o da
geldi. Âişe'nin huzuruna girince Hakîm'e:
Yanındaki kim? diye
sordu.
Sa'd b. Hişâm, dedi.
Hangi Hişâm? dedi.
Âmir'in oğlu, deyince;
Âmir'e rahmet okudu.
Âmir ne iyi insandı,
dedi.
Mü'minlerin annesi! Bana
Resûlullah (s.a.v.)'ın ahlâkından bahset, dedim.
Kur'ân okuyor musun?
dedi.
Okuyorum, dedim.
Resûlullah (s.a.v.)'ın
ahlâkı, Kur'ân idi, dedi. Tam kalkacaktım, Resûlullah (s.a.v.)'ın gece kıldığı
namazlar akjıma geldi.
Mü'minlerin annesi!
Bana Resûlullah (s.a.v.)'ın gece namazlarından bahset, dedim.
Yâ eyyü'el-müzzemmil
sûresini okuyor musun? dedi.
Okuyorum, dedim.
Aziz ve celîl olan
Allah, bu sûrenin başında gece namazını farz kılmıştı. Bunun için Hz. Nebi ve
ashabı bir sene bu namazı kıldılar. Namazda ayakları şişerdi. Nihayet azız ve
celîl olan Allah, on iki ay sonra surenin sonunu da inzal etti. Bu emir de
hafifleyerek gece namazı önce farzken sonradan nafile oldu, dedi.
Yine tam kalkacağım
sırada Resûlullah (s.a.v.)'in nasıl vitr kıldığı aklına geldi:
Ey Mü'minlerin annesi,
bana Resûlullah (s.a.v.)'in vitrini anlat, dedim.
Bu sefer de şunları
anlattı:
Biz misvakını ve abdest
suyunu hazırlardık. Aziz ve celil olan Allah gece onun ne zaman kalkmasını isterse
o zaman kaldırırdı. O da dişlerini misvaklar, abdest alır ve hiç teşehhüde
oturmadan sekiz rekat namaz kılardı. Sekizinci rekatte oturur, aziz ve celîl
olan Allah'ı zikreder, dua eder ve bize işittirerek selâm verirdi. Daha sonra
oturduğu yerden iki rekat daha kılar selâm verir bu selâmdan sonra da bir
rekat daha kılardı.[Nesaî, kıyâmu'l-leyl]
Ancak bu rivayet bazı
noktalarda bir önceki hadisin sözlerine uymamaktadır. Çünkü birincide
"Ancak sekizinci rekatte otururdu, sonra kalkar bir rekat daha kılardı,
sekizinci ve dokuzuncu rekatların dışında oturmazdı ve sadece dokuzuncu rekatte
selâm verirdi. Daha sonra kalkar iki rekat da oturarak kılardı" denildiği
halde, burada:
a. Sekizinci rekatte
selâm verdiği ifade ediliyor,
b. Bu hadisin
Nesâî'deki devamında sekizinci rekatten sonra selâm verip oturduğu yerden iki
rekat daha kıldığı İfâde ediliyor.
c. Yine burada vitrin
oturarak kılınan iki rekatten sonra kılındığı ifâde ediliyor. Halbuki önceki
hadiste en son olarak vitrin kılındığı ifade edilmektedir.
Nitekim Nesâî'de bu
farklılığa işaret ederek şöyle demiştir: "Benim kitabımda vitrin yeri bu
şekilde belirlendi. (Fakat diğer rivayetlere ters düşmektedir). Bu sebeple bu
rivayetteki hatayı hangi râvinin yaptığını bilemiyorum."[Bezi sahibinin beyanına
göre bu hatayı râvî Muhammed b. Beşşâr işlemiş.]