DEVAM: 22. Nebi
(s.a.v.) Gece Hangi Saatlerde (Namaza) Kalkardı?
حَدَّثَنَا
أَبُو
تَوْبَةَ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ سَعْدٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي سَلَمَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ قَالَتْ
مَا
أَلْفَاهُ
السَّحَرُ
عِنْدِي إِلَّا
نَائِمًا
تَعْنِي
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Âişe (r.anhâ)'dan;
demiştir ki: Seher vakti, Nebi (s.a.v.)'i benim yanımda ancak uyurken bulurdum.
İzah:
Buhârî, teheccüd;
enbiyâ; Müslim, musâfirîn; Ahmed b. Hanbel, VI, 161, 270.
Bir önceki hadisin
şerhinde de beyân ettiğimiz gibi Nebi (s.a.v.) gecenin altı cüzünden dördüncü
ve beşinci cüz'lerini ibâdetle geçirirdi. Gecenin sonundaki altıncı cüz'ünü de
Ramazan gecelerinin dışında uykuyla geçirirdi. Bilindiği gibi gecenin son
altıda bir kısmına seher vakti denir. İşte bu hadis-i şerifteki "seher
vakti, Nebi Efendimizi uyurken bulurdu" tabiriyle "Fahr-i Kâinat
Efendimiz seher vakti gelince uyurdu*' denilmek isteniyor.
Ancak Ramazan geceleri
ve kısa geceler bundan müstesnadır. Çünkü Ramazan gecelerinde seher vaktinde
sahura kalkar, sahur yemeğinden sonra uyumadan sabah namazına giderdi. Sahur
yemeği ile sabah namazı arasında elli âyet okuyacak kadar zaman
geçerdi.[Buharî, teheccüd]
Buharı sarihi Aynî,
daha önce geçen ve Müslim'in Sahih'inde de bulunan[Müslim, müsafirîn] Hz.
Âişe'nin rivayet ettiği, "Nebi (s.a.v.) sabahın iki rekat sünnetini
kıldığı vakit, şayet ben uyanık bulunursam benimle konuşurdu. Aksi takdirde
(istirahat için sağ tarafına) uzanırdı" anlamındaki 1263 numaralı hadîsi
delil getirerek "buradaki uykudan maksat, hakiki manada uyumak değil,
mecazî mânâda sabah namazının sünnetinden sonra uzanmaktır" demiştir.
Sarih Aynî'ye göre Müslim'in Sahih'inde konumuzu teşkil eden hadisin, Resûl-i
Ekrem'in sabah namazının sünnetinden sonra sağ tarafına uzanıp yattığına dâir
olan bâbda zikredilmiş olması [bk. Müslim müsafirîn] buradaki uyumanın gerçek
mânâda uyumak değil, mecazî mânada sabah namazının sünnetinden sonra yana
uzanmak anlamına geldiğini gösterir. Fakat 1263 numaralı hadisin ifâdesinde
devamlılık yoktur. Konumuzu teşkil eden hadis ise, devamlılık ifâde
etmektedir. Aralarında umum-husus farkı vardır. Bazılarına göre de buradaki
uyumaktan maksat, Davûd (aîeyhisselam)'ın yaptığı gibi seher vaktinde gerçek
mânâda uyumaktır. İleride tercümesini sunacağımız "Allah Teâlâ katında en
sevimli oruç, Dâvud (aleyhisselâmın) orucudur. Yisıe Allah Teâlâ katında en
sevimli namaz, (Nebiin) namazıdır. Gecenin üçte birisinde namaz kılardı. Gecenin
(son) altıda birinde yine uyurdu. Dâvud, bir gün iftar ederdi bir gün oruç
tutardı" mealindeki 2448 numaralı hadis-i şerif de bu görüşü te'yid
etmektedir.