بَاب
مَنْ قَالَ
يُصَلِّي
بِكُلِّ
طَائِفَةٍ
رَكْعَةً
ثُمَّ
يُسَلِّمُ
فَيَقُومُ كُلُّ
صَفٍّ
فَيُصَلُّونَ
لِأَنْفُسِهِمْ
رَكْعَةً
16. İmam Her İki
Zümreye de (Ayrı Ayrı) Birer Rekat Namaz Kıldırır, Selam Verir. (Her İki Zümre
de Üzerlerinde Kalan) Rekatı Kendi Başlarına Kılarlar Diyenler(İn Delilleri)
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
زُرَيْعٍ
عَنْ
مَعْمَرٍ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَالِمٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَّى
بِإِحْدَى
الطَّائِفَتَيْنِ
رَكْعَةً
وَالطَّائِفَةُ
الْأُخْرَى
مُوَاجِهَةُ
الْعَدُوِّ ثُمَّ
انْصَرَفُوا
فَقَامُوا
فِي مَقَامِ أُولَئِكَ
وَجَاءَ
أُولَئِكَ
فَصَلَّى بِهِمْ
رَكْعَةً
أُخْرَى
ثُمَّ
سَلَّمَ عَلَيْهِمْ
ثُمَّ قَامَ
هَؤُلَاءِ
فَقَضَوْا
رَكْعَتَهُمْ
وَقَامَ هَؤُلَاءِ
فَقَضَوْا
رَكْعَتَهُمْ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَكَذَلِكَ
رَوَاهُ نَافِعٌ
وَخَالِدُ
بْنُ
مَعْدَانَ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَكَذَلِكَ
قَوْلُ مَسْرُوقٍ
وَيُوسُفُ
بْنُ مِهْرَانَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
وَكَذَلِكَ رَوَى
يُونُسُ عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ أَبِي مُوسَى
أَنَّهُ
فَعَلَهُ
İbn Ömer'den rivayet
edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) iki zümreden birine bir rekât kıldırdı.
(bu arada) diğer zümre düşman karşısında bulunuyordu. Sonra (berikiler)
namazdan ayrılıp öbürlerinin yerlerine durunca (bu sefer) onlar geldi.
Resûlullah (s.a.v.) onlara da bir rekat namaz kıldırdı. Selâm verdi. Sonra hem
kberikiîer hem de ötekiler birer rekat kaza ettiler.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu
hadisi aynı şekilde Nesâî ile Hâlid b. Mâdan da İbn Ömer vasıtasıyla Nebi
(s.a.v.)'den rivayet ettiler. Mesruk ile Yûsuf b. Mihran'ın İbn Abbas'tan
naklettikleri söz de böyledir. Yûnus'un Hasan (el-Basrî)'den naklettiği
rivayete göre Ebû Musa da (korku namazını) bu şekilde kılarmış.
Diğer tahric: Buhârî,
havf; Müslim, musâfırîn; Tirmizî, cuma; Nesaî, havf
AÇIKLAMA:
Düşman kıble
cihetinde bulunduğu zaman
İmam Ebû Hânife ile ashabına göre
korku namazı böyle kılınır. Bir numara sonra tercümesini sunacağımız İbn Mes'ûd
hadisi ile Bezhâr'm Ali (kerremallahü vecheh)den tahric ettiği rivayette tarif
edilen bu şekle uygun düşmektedir. Bu kılınış şeklinde ictihâd konusu olan bir
nokta kalıyor. Şöyle ki: İlk saf ilk rekatı ikinci secdeye kadar imam ile
beraber tam kıldığı halde düşmana karşı bekçi durumunda olan diğer saf ise»
imama rükû'dan itibaren uyabiliyor. Çünkü saflar yer değiştirinceye kadar imam
kıraatini bitirip rükû'a varmış oluyor. İmam selâm verdikten sonra da evvelki
saf namazını kıraatsiz sonraki ise, kıraatle tamamlar. Çünkü evvelki saf
Lâhik, sonraki saf ise mesbûk durumdadır. Bir numara sonraki hadisten de
anlaşıldığına göre imamın selâmından hemen sonra arkasındaki saf kalkıp namazını
tamamlamış ve düşman karşısında bekleyen grubun yerini alarak onların da namazlarını
imamla kılmalarını sağlamışlardır. Düşmanı gözetlemeye daha çok imkân verdiği
için Hanefî ulemâsı safların ikinci rekatı böyle nöbetleşe kılmalarını mendûb
görmüşlerdir. Nitekim, Evzâî ile Mâliki imamlarından Eşheb de korku namazının
bu şeklini tercih etmişlerdir. Ayrıca İmam Şafiî bu şekli caiz gördüğü gibi
Süfyan es-Sevrî'nin de caiz gördüğüne dâir rivayet bulunduğunu Hassâf
zikretmektedir.
Nitekim İbn Abdilber de
senedinin sağlam, metninin de "cemaatin imamdan önce selâm
veremeyeceği" esasına uygun oiduğu gerekçesiyle korku namazıyla ilgili bu
İbn Ömer hadisini bu konudaki diğer rivayetlere tercih etmiştir.