DEVAM: 14. "İmam
(Arkasındaki Safla) Bir Rekat Kılınca Ayakta Beklerken (Bu Saftakiler) Diğer
Rekatı Kendi Başlarına Kılarak Namazı Tamamlarlar, Sonra Selam Verip Düşmana Karşı
Dururlar Ve (İmamın) Selam (ı Cemaatle ni, Yoksa Onları Beklemeden Yalnız
Başına mı Vereceği) Konusunda İhtilaf Edildi" Diyenlerin Görüşüyle İlgili
Hadisler)
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
يَحْيَى بْنِ
سَعِيدٍ عَنْ
الْقَاسِمِ
بْنِ
مُحَمَّدٍ
عَنْ صَالِحِ
بْنِ خَوَّاتٍ
الْأَنْصَارِيِّ
أَنَّ سَهْلَ
بْنَ أَبِي
حَثْمَةَ
الْأَنْصَارِيَّ
حَدَّثَهُ
أَنَّ صَلَاةَ
الْخَوْفِ
أَنْ يَقُومَ
الْإِمَامُ
وَطَائِفَةٌ
مِنْ
أَصْحَابِهِ
وَطَائِفَةٌ مُوَاجِهَةُ
الْعَدُوِّ
فَيَرْكَعُ
الْإِمَامُ
رَكْعَةً
وَيَسْجُدُ
بِالَّذِينَ مَعَهُ
ثُمَّ
يَقُومُ
فَإِذَا
اسْتَوَى قَائِمًا
ثَبَتَ
قَائِمًا
وَأَتَمُّوا
لِأَنْفُسِهِمْ
الرَّكْعَةَ
الْبَاقِيَةَ
ثُمَّ
سَلَّمُوا
وَانْصَرَفُوا
وَالْإِمَامُ
قَائِمٌ
فَكَانُوا وِجَاهَ
الْعَدُوِّ
ثُمَّ
يُقْبِلُ
الْآخَرُونَ
الَّذِينَ
لَمْ
يُصَلُّوا
فَيُكَبِّرُونَ
وَرَاءَ
الْإِمَامِ
فَيَرْكَعُ
بِهِمْ
وَيَسْجُدُ
بِهِمْ ثُمَّ
يُسَلِّمُ
فَيَقُومُونَ
فَيَرْكَعُونَ
لِأَنْفُسِهِمْ
الرَّكْعَةَ
الْبَاقِيَةَ
ثُمَّ
يُسَلِّمُونَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَأَمَّا
رِوَايَةُ يَحْيَى
بْنِ سَعِيدٍ
عَنْ
الْقَاسِمِ
نَحْوَ
رِوَايَةِ
يَزِيدَ بْنِ
رُومَانَ
إِلَّا أَنَّهُ
خَالَفَهُ
فِي
السَّلَامِ
وَرِوَايَةُ
عُبَيْدِ
اللَّهِ
نَحْوَ رِوَايَةِ
يَحْيَى بْنِ
سَعِيدٍ
قَالَ وَيَثْبُتُ
قَائِمًا
Sehl b. Ebi Hasme
el-Ensârî (r.a.)'den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Korku namazı (şöyle
kılınır): îmam cemaatinden bir zümre ile kalkar namaza durur. Diğer bir zümre
de düşman karşısında durur. İmam, arkasındaki cemaatle beraber rükû’ ve secdeyi
yaptıktan sonra ayağa kalkar, iyice doğrulup ayakta kalır. Cemaat de kalan
rekatı kendi başlarına tamamlarlar. Sonra imam ayakta dikilirken selâmı verip
giderler, düşmanın karşısında yerlerini alırlar. Sonra namazlarını kılmamış
olan zümre gelip imamın arkasında (iftitah) tekbiri alıp (namaza durur), imam
onlarla beraber rükû'a ve secdeye vardıktan sonra selâm verir, (namazdan çıkar.
Arkasındaki cemaat ise) kalkıp geriyekalan rükû' (ve secdeyi de) yaptıktan
sonra selâm verirler.
Ebû Dâvûd dedi ki: Yahya
b. Said'in el-Kasım'dan (naklettiği) rivayeti Yezid b. Rûmân'ın rivayeti
gibidir. Ancak Yahya b. Said selam konusunda Yezid b. Rûmân'a muhalefet
etmiştir. Ubeydullah'ınm rivayeti de Yahya b. Said'in rivayetine benzer.
(Ubeydullah da rivayetinde aynen Yahya gibi) "ayakta sabit kalır"
dedi.
Diğer tahric: Buhârî,
havf; Müslim, müsâfirîn; Nesâî, havf; Tirmizî, cuma; Muvattâ', havf; Ahmed b.
Hanbel, II, 132, 150, 155, 320, 522.
AÇIKLAMA:
Müellif Ebû Davud'un da
ifâde ettiği gibi Yahya b. Saîd'in el-Kâsım'dan rivayet ettiği 1239 numaralı
hadis, Yezid b. Rûmân'ın rivayet ettiği 1238 numaralı hadis-i şerife
benzemektedir. Ancak Yezid b. Rûman hadisinden farklı olarak, Yahya b. Said
hadisinde, "İmam, kendisine ikinci rekat (e uyan safın namazlarının geri
kalan kısmını bitirmelerini beklemeden selam verip namazdan çıkar” denildiği
halde Yezid b. Rûmân'ın rivayet ettiği hadiste imamın bu şekilde selâm vererek
namazdan çıktığına dair ifâde yoktur.İbn Cerîr'in Tefsîr'inde rivayet ettiği
Ubeydullah hadisi de Yahya b. Said hadisine benzer.[Tefsîr-i Taberi,
(et-Tab'atü's-saniye 1373), V. 252.] Bu hadisin sonunda İbn Cerir Ubeydullah'ın
şu sözlerini naklediyor: "Salat-ı havf konusunda işittiğim hadislerin
bence en güzeli bu hadistir" Ancak Ubeydullah'ın bu hadisini 1237 numaralı
Ubeydullah b. Muâz hadisiyle karıştırmamak lâzımdır. İbn Bükeyr'in beyânına
göre İmam Mâlik önceleri Yezid b. Rûmân'ın hadisiyle amel ederken daha sonra
Yahya b. Said'in hadisine dönmüş ve onu benimsemiştir. İbnu'l-Kasım ise, bu
mevzuda şunları söylüyor: "Yahya b. Said hadisi benim bu mevzuda gönlüme
en hoş gelen hadistir. Aynı zamanda Eşheb'in dışında bütün Mâliki ulemâsı da bu
hadisle amel etmişlerdir."
Bu mevzudaki diğer
mezhep imamlarının görüşü bir önceki hadisin açıklamasında geçtiğinden burada
tekrara lüzum görmüyoruz. Ancak tarif edilen bu korku namazını da birinci grub
olarak kılanlar namazı daha evvel bitirdiğinden imama uymak tam manâsıyla
gerçekleşmez. Bu bakımdan Hanefî ulemâsı
1244 numaralı hadisi bu hadise
tercih etmişlerdir.