بَاب
الْفَرِيضَةِ
عَلَى
الرَّاحِلَةِ
مِنْ عُذْرٍ
9. Hayvan Üzerinde Özrü Olmadan Farz Namaz
Kılmak
حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
شُعَيْبٍ
عَنْ النُّعْمَانِ
بْنِ
الْمُنْذِرِ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ أَبِي
رَبَاحٍ
أَنَّهُ
سَأَلَ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا هَلْ
رُخِّصَ
لِلنِّسَاءِ
أَنْ
يُصَلِّينَ
عَلَى
الدَّوَابِّ
قَالَتْ لَمْ
يُرَخَّصْ
لَهُنَّ فِي
ذَلِكَ فِي
شِدَّةٍ
وَلَا رَخَاءٍ
قَالَ
مُحَمَّدٌ
هَذَا فِي
الْمَكْتُوبَةِ
Atâ b. Ebî Rebâh'tan
rivayet olunduğuna göre kendisi, Âişe (r.anhâ)'ye; "kadınlara hayvan
üzerinde namaz kılmalarına izin verildi mi?" diye sormuş. O da; "Onlara darlık halinde de genişlik
halinde de bu konuda izin verilmedi" diye cevap vermiş.
İzah:
Kütüb-i Sitte
sahiplerinden sadece Ebü Dâvûd rivayet etmiştir.
(Râvî) Muhammed (b.
Şuayb), bunun farz (namaz)lar hakkında olduğunu söyledi.
1. Hadis-i. şerifte
geçen darlık hâlinden maksat, insana büyük bir sıkıntı ve zorluk veren özür
hâli değildir. Bu kelimeyle insan için büyük bir sıkıntı ve zorluk teşkil
etmeyen küçük çaptaki sıkıntılı haller kast edilmiştir. Çünkü büyük çapta
sıkıntı ve zorluğa sebeb olan özür hallerinde kadın-erkek herkese hayvan
üzerinde farz namaz kılma izni verildiğinde şüphe yoktur. İlim adamları bu
mevzuda görüş birliğine varmışlardır. Nitekim Beyhakî'nin, Amr b. Osman b,
Ya'la, Osman b. Ya*la ve Ya'la vasıtasıyla rivayet ettiği bir hadiste;
"Resûl-i Ekrem
(s.a.v.)'in hava yağmurlu ve yer çamurlu olduğundan dolayı müezzinine ezan
okuyup kamet etmesini emrettikten sonra öne geçip onlara hayvan üzerinde
secdede, rükudan biraz daha fazla eğilmek suretiyle imâ ile namaz
kıldırdığı" ifâde edilmektedir. Bu hadis-i şerif Tirmizde şu şekilde
rivayet edilmiştir:
"Ya'lâ b. Murre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; "Bir seferde Resülullah (s.a.v.) ile
beraber idiler. Derken bir dar geçide vardılar: Namaz vakti girmiş ve yağmura
tutulmuşlardı. Üstlerinden yağmur (iniyor) ve altlarından ıslaklık
(yükseliyordu). Resûlullah (s.a.v.) devesinin üzerinde ezan okudu ve kamet
getirdi. Müteakiben devesinin üzerinde öne geçerek onlara namaz kıldırdı. İmâ
ile kıldırıyor ve secdeyi rükû'dan daha aşağı yapıyordu."
Daha sonra Tirmizî
şunları söylemektedir: "Bu hadis garibtir. Bunu sadece Ömer b. er-Remah
el-Belhî rivayet etmiştir ve yalnız onun rivayetinden bilinmektedir. İlim
adamlarından müteaddit kişiler bu hadisi ondan rivayet etmişlerdir. Keza Enes
b. Mâlik'den su ve çamurda hayvanın üzerinde namaz kıldığı rivayet edilmiştir.
İlim adamlarının ameli bu hadise göredir. Ah-med b. Hanbel ve İshak'ın görüşü
de böyledir.
Tirmizî, salât; Ahmed
b. Hanbel, IV, 174; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, II, 1, Mubârekfûri,
Tuhfetü'l-ahvezî, II, 451-452.
Tirmizî bu sözleriyle
İmam Ahmed ile îshak'ın da havanın yağmurlu ve yerlerin çamur olması gibi bir
sebeple başka bir çare kalmadığı zaman hayvan üzerinde farz namazın
kılınabileceği görüşünde olduklarını söylemek istiyor.
2. Bu konuda Şrfiî
ulemâsından İmam Nevevî şunları söylüyor:
"Zarûretsiz olarak
hayvan üzerinde namaz kılmanın caiz olmadığına dair icmâ' vardır. Ancak hayvan
üzerinde kıbleye yönelmeye, kıyam, rükû ve sücûda imkân verecek bir taht-i
revân bulunacak olursa o zaman duran hayvan üzerinde özürsüz olarak farz namazı
kılmak bizim mezhebimizde sahih olan görüşe göre caizdir. Fakat yürümekte olan
hayvan üzerinde caiz olmayacağına dâir İmam Şafiî'nin kesin beyânı vardır.
Ancak bir kafile içerisinde yolculuk yaparken hayvandan inip de farz namazını
kıldığı takdirde kafileyi kaybedeceğinden ve kendisine de bu yüzden bir zarar
erişeceğinden korkan bir kimse bu namazı hayvan üzerinde mümkün olduğu şekilde
kılar, daha sonra da imkân bulunca bu namazı yeniden kılar. Çünkü bu çok nadir
rastlanan bir özürdür.
3. Hanefî ulemâsına
göre ise, yere inmenin mümkün olmaması, hastalanması veya hastalığın artması
korkusu, düşman ve yırtıcı hayvan korkusu,
hayvanın ürküp kaçması tehlikesi, yerlerin çamur oluşu veya yol
arkadaşlarını kaybetme ve bu yüzden bir zarara uğrama ihtimali gibi bir zaruret
bulunmaksızın hayvan üzerinde farz namaz kılmak caiz değildir. Bu gibi
zaruretler bulunduğu zaman başı secdede rükûdan biraz daha fazla eğmek
suretiyle ima ile hayvan üzerinde farz namaz kılmak caizdir. Bu konuda başla,
imâ için başı secde halinde rükû halindekinden biraz daha eğmek yeterlidir. Alm
yastık ve benzeri şeyler üzerine koymak gerekmediği gibi, farz namazlarda
sadece iftitah tekbiri alırken kıbleye dönmekle namazın geri kalan kısmını
hayvanının gidiş istikâmetine doğru kılmak caizdir. Daha önce de ifâde
ettiğimiz gibi hayvan üzerinde kılınan nafile namazlarda ise iftitâh tekbîri
alırken de kıbleye dönmek şartı yoktur. Hayvanın üzerinde, eğerinde veya
özengilerinde pislik bulunmasının bir zararı yoktur. Bu konuda cenaze namazı
ile vâcib namazlar da farz namazlar gibidir. Özürsüz olarak hayvan üzerinde
kılınamazlar.
4. Mâliki ulemâsına
göre ise, farz namazlar kıbleye karşı olsa bile hayvan üzerinde kesinlikle
kılınamaz. Ancak bundan hayvandan inmeye imkân vermeyen savaş hali, düşman
korkusu bulunması hâli müstesnadır. Fakat bu şekilde kılınan namazın vakit
içinde korku hâlinin gidip emniyet hâlinin gelmesiyle iadesi gerekir.
Seferde ve hazarda
yerlerin çamur olması dolayısıyla veya hayvandan inmeye imkân vermeyen bir
hastalık sebebi ile hayvandan inip yerde kılmak caizdir. Sanki yerde kılıyormuş
gibi bütün inceliklerine riâyet ederek kılmak mümkün olursa hayvan üzerinde
namaz kılmak sahihtir. Ancak yerde kılındığı zaman, namaz daha mükemmel
olacaksa, o zaman yerde kılmak vâcib olur. Hayvan üzerinde namaz kılmanın sahih
olduğu bütün bu hallerde mümkün olduğu takdirde kıbleye dönmek icab eder.
Fakat kıbleye dönmek imkânsız olduğu takdirde mümkün olan tarafa doğru
kılmakta bir sakınca yoktur.
Metinde geçen
"Muhammed bunun farz (namaz)lar hakkında olduğunu söyledi"
cümlesinden maksat, "Hayvan üzerinde kılınmasına izin verilmeyen namaz
farz namazdır" demektir. Özürsüz olarak hayvan üzerinde farz namaz
kılınamayacağını ifâde için söylemiştir.