DEVAM: 7. Yolculukta
Nafile Namaz
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا عِيسَى
بْنُ حَفْصِ
بْنِ عَاصِمِ
بْنِ عُمَرَ
بْنِ
الْخَطَّابِ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ صَحِبْتُ
ابْنَ عُمَرَ
فِي طَرِيقٍ
قَالَ فَصَلَّى
بِنَا
رَكْعَتَيْنِ
ثُمَّ
أَقْبَلَ
فَرَأَى نَاسًا
قِيَامًا
فَقَالَ مَا
يَصْنَعُ
هَؤُلَاءِ
قُلْتُ
يُسَبِّحُونَ
قَالَ لَوْ
كُنْتُ
مُسَبِّحًا
أَتْمَمْتُ
صَلَاتِي يَا
ابْنَ أَخِي
إِنِّي
صَحِبْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي السَّفَرِ
فَلَمْ
يَزِدْ عَلَى
رَكْعَتَيْنِ
حَتَّى قَبَضَهُ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ
وَصَحِبْتُ
أَبَا بَكْرٍ
فَلَمْ
يَزِدْ عَلَى
رَكْعَتَيْنِ
حَتَّى
قَبَضَهُ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ وَصَحِبْتُ
عُمَرَ
فَلَمْ
يَزِدْ عَلَى
رَكْعَتَيْنِ
حَتَّى
قَبَضَهُ
اللَّهُ تَعَالَى
وَصَحِبْتُ عُثْمَانَ
فَلَمْ
يَزِدْ عَلَى
رَكْعَتَيْنِ
حَتَّى
قَبَضَهُ
اللَّهُ
تَعَالَى وَقَدْ
قَالَ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ
لَقَدْ كَانَ
لَكُمْ فِي
رَسُولِ
اللَّهِ
أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ
Hafs b. Âsim b. Ömer b.
el-Hattab dedi ki: "Ben Mekke yolunda İbn Ömer'le beraber bulundum. Bize
iki rekat namaz kıldırdı, sonra dönüp bir baktı ki halk uzakta dikiliyorlar: Bunlar
ne yapıyorlar? dedi. Ben: Nafile namaz kılıyorlar, dedim. O da: Ben nafile
kılacak olsam namazımı (dörde) tamamlardım. Ey kardeşimin oğlu! Gerçekten ben
Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte seferde bulundum. Allah ruhunu kabzedinceye
kadar iki rekattan fazla kılmadı. Ebû Bekir'le birlikte bulundum, o da Allah
ruhunu kabzedinceye kadar iki rekatten fazla kılmadı. Ömer'le de beraber
bulundum, o da Allah ruhunu kabz edinceye kadar iki rekattan fazla kılmadı.
Sonra Osman'la beraber bulundum o da Allah Teâlâ ruhunu kabz edinceye kadar iki
rekattan fazla kılmadı. Allahu Teâlâ da; "Gerçekten Resûlullah da sizin için güzel
bir örnek vardır" buyurmuştur, dedi.
izah:
Buhârî,
taksîrü's-salât; Müslim, musâfirîn; Nesâî, taksiru's-salât; İbn Mâce, ikâme
Bu hadis-i şerif
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in yolculukta beş vakit namaza bağlı olarak kılınan
revâtib sünnetleri kılmadığını ve Râşid halifelerinin de aynı yolu takip
ettiklerini ifâde etmektedir. Buhârî'nin, Salim b. Abdillah'dan rivayet ettiği
hadis-i .şerif ise, Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in yolculukta hayvan üzerinde
hayvanın gidiş istikâmetine doğru yönelerek nafile namaz kıldığım [Buhârî,
taksîrü's-salât] ifâde etmektedir. Bu da gösteriyor ki seferde nafile kılmakta
hiçbir sakınca yoktur. Esasen ulemâ bu mevzuda ittifak etmiştir. Ancak her ne
kadar mevzumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisinde Hz. Osman'ın da hayatının
sonuna kadar seferde iki rekattan fazla namaz kılmadığı ifâde ediliyorsa da
Müslim'in rivayet ettiği, "Resûlullah (s.a.v.) Mina'da namazı iki rekat
kıldı. Ondan sonra Ebû Bckr, Ebu Bekr'den sonra, Ömer ve hilâfetinin ilk
zamanlarında Osman da hep ikişer rekat kıldılar. Bir müddet sonra Osman dört
rekat kılmağa başladı. İbn Ömer imamla kıldığı vakit dört, yalnız kıldığında
iki rekat kılmış”[Müslim, musâfirîn] mealindeki hadis-i şeriften ömrünün son
zamanlarında seferde farz namazları dörde tamamladığı anlaşılıyor. Binaenaleyh
bu iki hadis-i şerif arasında da bir çelişki söz konusu değildir. Çünkü iyice
dikkat edilirse, Ebü Dâvûd hadisindeki "Hz. Osman, seferde Allah ruhunu
kabzedinceye kadar farzları ikişer rekat kıldı'' ifadesi Hz. Osman'ın Minâ'nm
dışındaki yolculuklarıyla ilgilidir. Müslim hadisindeki hayatının son
zamanlarına doğru farzları dörde1 tamamlayarak kıldığına dâir olan ifâde ise,
Minâ'da kıldığı namazlarla ilgilidir. Hz. Osman'ın Minâ'da sonraları namazını
niçin kıldığı meselesi de ihtilaflıdır. Bir kavle göre Osman (r.a.) namazını
özellikle tam kılmıştır. Ulemâdan bazılarına göre, Hz. Osman bu babda mubah ile
amel etmiştir. Çünkü yolcu için namazı iki rekat kılmak da, dört rekat kılmak
da caizdir. Zührî'ye göre Osman (r.a.)'in Minâ'da namazlarını dört rekat olarak
kılması o sene orada bedeviler çok bulunduğu içindir. Osman (r.a.) onlara
kıldığı namazların esas itibariyle dörder rekatlı olduğunu göstermek
istemiştir. Zührî'den diğer bir rivayete göre hac'dan sonra Minâ'da ikâmete
niyet ettiği için dört rekat kılmıştır. Zührî'den bunlara yakın daha başka
rivayetler de vardır. Fakat bu rivayetlerin hepsine itiraz olunmuştur. Hz.
Osman'ın Minâ'da namazlarım tam kıldığı için kendisine itiraz edilince ;
"Ey nâs! Ben buraya gelince evlendim. Ben Re-sûlullah (s.a.v.)'den,
"Bir kimse bir beldeden evlenirse, orada namazlarını mukim namazı gibi
kılsın" dediğini işittim" dediği rivayet olunursa da bu rivayet
munkati'dir.
İbn Battal diyor ki:
"Bu kaviller içinde sahih olanı -Allahii a'lem- şudur: Osman ile Âişe
(r.anhumâ)'nın seferde namazlarını tamam yani dört rekat üzerinden kılmaları
Peygamber 'in kasrla tamam kılma arasında muhayyer bırakılınca ümmetine kolay
geleni seçtiğini [Müslim, fedâil] bildikleri içindir. Gerek Âişe (r.anhâ)
gerekse Osman (r.a.) kendileri hakkında ruhsatı bırakarak şiddeti tercih etmişlerdir.
Çünkü bunu da kendileri için mubah görmüşlerdir. Bu hadisle ilgili hükümler
bir önceki hadisin açıklamasında geçmiştir.