بَاب
مَتَى
يَقْصُرُ
الْمُسَافِرُ
2. Yolcu, Namazını Ne
Zaman Kısaltmaya Başlar?
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
جَعْفَرٍ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ يَزِيدَ
الْهُنَائِيِّ
قَالَ
سَأَلْتُ أَنَسَ
بْنَ مَالِكٍ
عَنْ قَصْرِ
الصَّلَاةِ
فَقَالَ
أَنَسٌ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا خَرَجَ
مَسِيرَةَ
ثَلَاثَةِ
أَمْيَالٍ
أَوْ ثَلَاثَةِ
فَرَاسِخَ
شَكَّ
شُعْبَةُ
يُصَلِّي
رَكْعَتَيْنِ
Yahya b. Yezîd el-Hunâî
demiştir ki: Enes b. Mâlik'e namazı kısaltarak kılmayı sordum. (O da);
Resûlullah (s.a.v.) üç millik yahut -Şu'be şüphe etmiştir- üç fersahlık yola
çıktığı zaman iki rekat kılardı, diye cevap verdi.
İzah:
Müslim, musâfirin
Bu hadis-i şerif bir
yolcunun dört rekatlı namazları kısaltarak kılabilmesi için gerekli olan
mesafenin miktarını tayin etmektedir. Ancak râvî Şu'be hadisi naklederken bu
mesafenin miktarında tereddüt etmiş üç mil mi yoksa üç fersah mı, olduğunu
kesinlikle hatırlayamamıştır. Ayrıca birer uzunluk ölçüsü olan fersah ve mil
kelimelerinin ifâde ettikleri miktar da değişiklik arz ettiğinden ulema bu
ölçülere tekabül eden mesafelerde de ihtilâfa düşmüşlerdir.
Mil Ne Kadardır?
Esasen eski Arablara
göre mil, gözün ufukta görebildiği son noktaya kadar olan mesafeye denir. Çünkü
göz ufukta erişebileceği bu son noktaya eriştikten sonra daha ilerisine
erişemeyeceğini anladığı için arza ve etrafına meyletmeye başlar. Bu mana ile
ilgisinden dolayı bu mesafeye "mîl" denildiği söylenir. Karşıdaki
kimsenin erkek mi yoksa kadın mı, geliyor mu yoksa gidiyor mu olduğunun
bilinemeyeceği kadar uzaklığa "mil" denildiğini söyleyenler de
vardır. Tabiî bunlar kesin bir miktarı ortaya koyabilen tarifler değildir.
Bu ölçüyü kesin
rakamlarla metre cinsinden ortaya koyabilmek için eski ve yeni ulemânın bu
mevzudaki görüşlerini bilmek gerekmektedir.
Eski astronomi
ulemâsına göre bir mil 3000 zira'dır. Daha sonraki ulemâya göre ise, 4000
zira'dır. Aslında bu fark lâfızdadır. Zira' kelimesine her iki grup ulemanın
farklı değer biçmelerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü bunlar bir milin 96000
parmak olduğunda ittifak etmişlerdir. Ancak eski ulemaya göre bir zira' otuz
iki parmak, yenilere göre ise, yirmi dört parmaktır. Buna göre 96000 rakamı
32'ye bölünürse 3 bin rakamı elde edilir ki, bu rakam eski ulemaya göre bir
milin karşılığı olan zira' miktarıdır. 96.000 rakamı 24'e bölünürse, karşılığı
olan 4 bin rakamı da yeni ulemaya göre zira' cinsinden milin değerini verir.
Netice olarak eski ulemâya göre bir milin 3.000 zira, yeni ulemâya göre de
4,000 zira' olduğu anlaşılır. İşte Hanefî uleması da yeni ulemânın görüşünü
kabul ettiği için seferi sayılabilmek için gerekli mesafenin en az dört bin
zira' olması lâzım geldiğini söylemiştir. Muhtar olan görüş de budur.
Mâlikî ulemâsının sahih
olan görüşüne göre bir mil 3500 zirâ'dır. 3000 zira' olduğu da rivayet edilir.
Meşhur olan görüşlerine göre bir mil bin zira'-dır. Bir zira' da 360 parmaktır.
Şafiî ve Hanbelî
ulemâsına göre ise, bir mil 6000 zirâ'dır. Bir zira' ise, 24 parmaktır.[Menhel,
VII, 53. Bu ölçülerin teferruatı için bk. Ö.N. Bilmen, Istılahat-ı fıkhiyye
Kamusu, IV, 127.]
Ancak günümüzdeki
ölçülerle ilgili bir rakam vermek.gerekirse, İmam Şafiî, İmam Mâlik ve Ahmed b.
Hanbel'e göre sefer müddeti 16 fersah yani 48 mildir. Bu da (48.140) metreye
eşittir. İmam Şafiî'nin eski kavline göre ise bir gün bir gecedir. Delilleri
ise Buhâri’nin Atâ b. Ebî Rebâh'dan talikan rivayet ettiği şu hadistir:
"İbn Ömer ve İbn Abbâs dört berîdlik yolculukta iftar ederler ve namazları
ikişer rekat kılarlardı. Bir berid (16) fersahtır."[Buhârî,
taksîru's-salât]
Hanefî ulemasına göre,
sefer müddeti en az (18) fersahlık bir mesafedir. Bir fersah üç mil, her mil
20 dakika sürecek olsa (18) saat eder ki 90 km.'lik bir mesafeye denktir.[Ö.
N.Bilmen, Büyük islam İlmihali, 174.]
Delileri ise
"mestler üzerine meshin müddeti yolcular için üç gün, mukîmler için de
bir gün bir gecedir'* mealindeki 157 numaralı Ebû Dâvûd hadisidir. Hanefî
ulemâsına göre, bu hadisin sefer müddetinin en az üç günlük olduğuna delâlet
eden yönü şudur: Bu hadis-i şerife göre kendisine müsâfir denebilen herkes için
üç gün müddetle mest üzerine meshetmek caizdir. Çünkü "el-Müsâfir"
kelimesinin başında bulunan "el" harf-i tarifi istiğrak için olup her
yolcuyu içine alır. Bu yolculuğun da en az müddeti üç gün olur. Çünkü üç günden
daha az bir müddet içerisinde sona eren yolculuk için hadiste ifade edilen üç
günlük mest müddeti gerçekleşmemiş olur.
Normal olarak bir günde
yürünebilecek yol ise, ancak altı saatlik bir zaman süresidir ki üç günlük
toplam süre 18 saat eder. Bu da 18 fersaha eşittir.
es-Sâdık, Ahmed b. İsa,
el-Kâsım ve el-Hadi'ye göre yolcu sayılabilmek için en az mesafe, bir berîdlik
(16 fersah, yani 80 km.lik) bir mesafedir. Delilleri de Hâkim'in merfû' olarak
rivayet ettiği, "Kadın yanında mahremi bulunmadıkça bir berîdlik mesafeye
yolculuk yapamaz" mealindeki hadistir.
İmam-i Evzaî'ye göre
ise, yolcu sayılabilmek için en az bir günlük mesafe bulunmalıdır. Delilleri
de "Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir kadının beraberinde mahremi
olmaksızın bir günlük yola gitmesi helâl değildir"[Müslim, hac] mealindeki
hadistir.
Zâhiriyye mezhebine
göre müsafir sayılabilmenin en az müddeti üç mildir. Delilleri ise, Beyhakî
ile Tahâvî'nin Ebû Bekre vasıtasıyla Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet ettikleri
"Kadın yanında kocası veya mahrem akrabasından biri olmadıkça bir
fersahlık (üç millik) yere sefer edemez." hadis-i şerifidir.
Yine Zâhiriyye
mezhebinin imamlarından İbn Hazm'a göre ise yolculuğun en az müddeti bir
millik bir mesafedir. Delili ise, yukarıda tercümesini sunduğumuz Nisa
Sûresi'nin (101) âyet-i kerimesidir. İbn Hazm'e göre, gerek bu âyet-i
kerime'de ve gerekse Resûl-i Ekrem'in sünnetinde hiçbir yolculuğa ayrı bir
özellik verilmemiştir. Bu bakımdan her yolculuk için namazlar, kısaltılabilir.
Ancak bir milden daha aşağı yolculuklar için kısaltmak caiz değildir. Çünkü
Resûl-i Ekrem'in bir milden daha aşağı yolculuklar için namazı kısaltmadığı
bilinmektedir. Nitekim Bakî' mezarlığına ve abdest bozmaya gitmiş ve bu yüzden
namazı kısaltmamıştır.
İbn Hazm'ın bu
sözlerine ulemâ şöyle cevab vermiştir:
Resûl-i
Ekrem(s.a.v.)'in sünnetinde iki merhaleden aşağı yolculuklar için namazın
kısaltılabileceğine dair örnek yoktur. İmam Nevevî'ye göre Resul-i Ekrem'in üç
mil uzaklığında bir yolculuk yaptığı zaman dört rekatlı namazları yarıya
indirerek kıldığım ifade eden ve mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif aslında
yolcu sayılabilmek için gerekli olan en az uzunluk miktarını değil de ResûM
Ekrem Efendimiz (s.a.v.)'in yola çıktıktan ne kadar zaman sonra namaz
kıldığını gösterir.
Bilindiği gibi Resûl-i
Zişân efendimiz namaz vakti girince namazı kılmadan yola çıkmazdı. Yola
çıkınca önlerinde bulunan namaz vakti bazan üç millik bir mesafe kat ettikten
sonra bazan daha az, bazan da daha fazla bir yolculuktan sonra girerdi. Hz.
Peygamber de gideceği yol uzun olduğu için namazını kısaltarak kılardı. İşte
İbn Hazm'in delil diye sarıldıkları hadislerin aslı bunlardan ibarettir.
Bu mevzu ile ilgili
olarak bir sonraki hadisin açıklama kısmında izahat verilecektir, isteyen oraya
müracaat edebilir.