بَاب
الْقِرَاءَةِ
فِي صَلَاةِ
الْكُسُوفِ
5. Küsûf Namazında
Kıraat
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
سَعْدٍ حَدَّثَنَا
عَمِّي
حَدَّثَنَا
أَبِي عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
حَدَّثَنِي
هِشَامُ بْنُ
عُرْوَةَ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ سُلَيْمَانَ
بْنِ يَسَارٍ
كُلُّهُمْ
قَدْ حَدَّثَنِي
عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ كُسِفَتْ
الشَّمْسُ
عَلَى عَهْدِ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَخَرَجَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَصَلَّى
بِالنَّاسِ
فَقَامَ فَحَزَرْتُ
قِرَاءَتَهُ
فَرَأَيْتُ
أَنَّهُ قَرَأَ
بِسُورَةِ
الْبَقَرَةِ
وَسَاقَ الْحَدِيثَ
ثُمَّ سَجَدَ
سَجْدَتَيْنِ
ثُمَّ قَامَ
فَأَطَالَ
الْقِرَاءَةَ
فَحَزَرْتُ
قِرَاءَتَهُ
أَنَّهُ
قَرَأَ
بِسُورَةِ آلِ
عِمْرَانَ
Âişe (r.anhâ)'den;
demiştir ki: Resûlullah (S.A.V.) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine
Peygamber (mescide) çıkıp cemaate namaz kıldırdı. (Bu namazda) kıyama durdu.
(Kıyamdaki) kıraatini tahmîn ettim. Bakara Sûresi (kadarı)nı okuduğunu
zannettim.
Râvi hadisi sevkedip
şöyle devam etti: Sonra iki defa secde yaptı, sonra kalkıp kıraati yine uzattı.
Onun buradaki okuyuşunu da tahmin ettim. Âl-i İmran Suresi (kadarı)nı okuduğunu
zannettim.
İzah:
Hâkim, el-Mustedrek, I,
333; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, III, 320, 322, 324, 325, 329, 335, 336, 337,
340.
"Hadisi
şevketti..." ifâdesi, aslında hadisin devamı olduğu, fakat müellifin o
bölümü kitabına almadığı intibaını vermektedir. Eğer varsa, bu alınmayan
kısmında Resûlullah (S.A.V.)'in rükû'u ve ikinci rekâtı kılışına dâir tafsilât
yer almış olmalıdır. Fakat aynı hadisin, Hâkim'in Müstedrek 'indeki rivayeti de
buradaki lâfızlardan ibarettir ve hadisin bir bölümünün zikredilmediği hissini
verecek bir ilâve mevcut değildir. Buna göre hadisin tamamı buradaki şeklinden
ibaret olmuştur.
Hadis-i şerif, küsûf
namazındaki kıraatin uzun olduğuna işaret etmesi yanında bu kıraatin gizli
olduğuna da delâlet etmektedir. Çünkü Hz. Âişe validemiz Resûl-i Ekrem'in
birinci rekatte Bakara, ikincisinde de ÂI-i İmran sûrelerim okuduğunu açıkça
söylememiş, Efendimizin kıraatini tahmin ve takdir ederek mezkûr sûreleri
okuduğunu zannettiğini söylemiştir. Ancak bu Resûlullah'dan gelen meşhur
rivayetlere muhaliftir. Hz. Peygamber açıktan okuduğu halde, Hz. Âişe'nin bunu
ayırt edememiş olması da muhtemeldir. Çünkü bundan sonraki hadiste Efendimizin
cehrî okuduğu bildirilmektedir. Yine hadis-i şerifte Hz. Peygamber'in birden
fazla rükû' yaptığına dair bir kayda rastlanmamaktadır. Bu küsûf namazının her
rekatında birer rüku' olduğunu söyleyen Hanefîlerin görüşlerine delildir. Bu ve
bundan evvelki babdaki hadisler arasında görülen farklı ifadeler, Hz. Peygamber
zamanında küsûf namazının teaddüdüne delil sayılmaktadır.