DEVAM: 10. İmam,
Namazı Vaktinden Sonraya Bırakırsa (Cemaat Ne Yapmalıdır?)
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ إِبْرَاهِيمَ
دُحَيْمٌ
الدِّمَشْقِيُّ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
حَدَّثَنَا
الْأَوْزَاعِيُّ
حَدَّثَنِي
حَسَّانُ
يَعْنِي
ابْنَ عَطِيَّةَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ سَابِطٍ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
مَيْمُونٍ
الْأَوْدِيِّ
قَالَ قَدِمَ
عَلَيْنَا
مُعَاذُ بْنُ
جَبَلٍ
الْيَمَنَ
رَسُولُ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِلَيْنَا
قَالَ فَسَمِعْتُ
تَكْبِيرَهُ
مَعَ
الْفَجْرِ
رَجُلٌ أَجَشُّ
الصَّوْتِ
قَالَ
فَأُلْقِيَتْ
عَلَيْهِ
مَحَبَّتِي
فَمَا
فَارَقْتُهُ
حَتَّى
دَفَنْتُهُ
بِالشَّامِ
مَيِّتًا
ثُمَّ
نَظَرْتُ
إِلَى
أَفْقَهِ
النَّاسِ
بَعْدَهُ
فَأَتَيْتُ
ابْنَ
مَسْعُودٍ
فَلَزِمْتُهُ
حَتَّى مَاتَ
فَقَالَ
قَالَ لِي
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَيْفَ
بِكُمْ إِذَا
أَتَتْ
عَلَيْكُمْ
أُمَرَاءُ
يُصَلُّونَ
الصَّلَاةَ
لِغَيْرِ
مِيقَاتِهَا
قُلْتُ فَمَا
تَأْمُرُنِي
إِنْ
أَدْرَكَنِي ذَلِكَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ صَلِّ
الصَّلَاةَ
لِمِيقَاتِهَا
وَاجْعَلْ
صَلَاتَكَ
مَعَهُمْ سُبْحَةً
Amr b. Meymun el-Evdi
şöyle demiştir: Muaz b. Cebel (r.a.) bize -Yemen'e- Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in elçisi olarak geldi. Fecirle birlikte onun tekbirini
işittim. Kalın sesli biri idi. Onu sevdim. Artık onun cenazesini Şam'da
defnedinceye kadar bir daha yanından ayrılmadım. Ondan sonra insanların en
bilginini aradım ve İbn Mes'ud'a gelip ölünceye kadar onun peşine takıldım.
(Bir keresinde) İbn Mes'ud şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bana: "Size namazı (efdal) vakti dışında kıl(dır)an emirler geldiği zaman
haliniz ne olur, (Ne yaparsınız)" dedi. Ben de: Bu benim başıma gelirse ne
yapmamı emredersin Ya Resulallah? dedim.
"Namazı
vaktinde kıl, sonra onlarla birlikte
nafile olarak tekrar kıl" buyurdu.
Diğer tahric: Muslim,
mesacid (benzeri); İbn Mace, ikame; Ahmed, Hanbel IV, 124; V, 232.
AÇIKLAMA: Hadisteki
"subha" kelimesinden murad nafiledir. Farz namazlar dışındaki
namazlar, tesbihler gibi nafile oldukları için bu adla anılmıştır.