DEVAM: 5. İkindi
Namazının Vakti
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
زَكَرِيَّا
بْنِ أَبِي
زَائِدَةَ
وَيَزِيدُ
بْنُ هَارُونَ
عَنْ هِشَامِ
بْنِ
حَسَّانَ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
سِيرِينَ
عَنْ
عَبِيدَةَ
عَنْ عَلِيٍّ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
يَوْمَ
الْخَنْدَقِ
حَبَسُونَا
عَنْ صَلَاةِ
الْوُسْطَى
صَلَاةِ
الْعَصْرِ مَلَأَ
اللَّهُ
بُيُوتَهُمْ
وَقُبُورَهُمْ
نَارًا
Ali (r.a.)'den demiştir
ki; Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hendek günü, "Bizi orta
namazından (yani) ikindi namazından alıkoydular. Allah (da) onların evlerine ve
kabirlerine ateş doldursun" dedi.
Diğer tahric: Buhari,
Cihad, meğazi; Müslim mesacid: Tirmizî, tefsir-i sure; İbni Mace, salat;
Nesai, salat, Ahmed b. Hanbe!, I, 79,
113, 122. '26
AÇIKLAMA: Hadisin Müslim'deki
rivayetinde حَبَسُونَا kelimesinin yerinde شغلونا ifadesi yer almaktadır; ve her ikisi de aynı manaya
gelmektedir.
Hadisin
metninden de anlaşılacağı üzere Hz. Peygamberin müşriklere bedduada
bulunmasının sebebi Hendek Savaşında müslümanları meşgul edip ikindi namazını
kılmalarına fırsat vermemeleridir.
Hendek
Savaşı, bazı rivayetlere göre hicretin dördüncü senesi Şevval ayında,
bazılarına göre ise, Hicretin beşinci Senesi Zülka'de ayında cereyan etmiştir.
Kureyş ve Gatafan müşrikleri ile Yahudiler müşterek olarak müslümanlarla
savaştıkları için bu savaşa Ahzab Savaşı da denilir. Hendek savaşı denilmesine
sebep de, İran asıllı olan Selman-i Farisi (r.a'.)'ın fikri ile Medine'nin
etrafına hendek kazılarak müdafaa edilmesidir. Bu savaşta Müslümanların adedi
üç bin müşriklerin sayısı ise on veya on iki bin kişi idi. Yirmi dört gün
karşılıklı ok atışından sonra, Resulullah'ın kullandığı bir casus vasıtasıyla
düşman kuvvetlerinin araları açılmış nihayet şiddetli bir fırtına çıkıp
müşriklerin ağırlıklarını uçurunca müşrikler gerisin geri dönüp gitmek zorunda
kalmışlardır. Bu savaşta müslümanlar altı şehid, müşrikler de üç ölü
vermişlerdir. Harbin tafsilatı siyer kitaplarında mevcuttur.
Bu
hadis, salat-ı vusta'ya ikindi namazı diyenlerin görüşlerini takviye
etmektedir.
Ayni:
"Salat-ı vusta hakkında ulema ihtilaf etmiştir. Cumhura göre o, ikindi
namazıdır. İbn Mes'ud, Ebu Hureyre, Hanefi mezhebinin sahih görüşü, Ahmed b.
Hanbel ve Şafiilerin ekserisinin mezhebi budur" demiştir.
Bu
konuda diğer bazı alimlerin söyledikleri de şöyledir: Nevevi: "Salat-ı
vusta'nın ikindi namazı oluşu, sahabilerin alimlerinin çoğunluğunun görüşüdür."
Maverdi:
"Bu Tabiun'un cumhurunun görüşüdür."
İbn
Abdilberr: "Bu ehl-i eserin çoğunluğunun görüşüdür. Malikilerden İbn
Hubeyb, İbn Arabi ve ibn Atıyye de bu fikri paylaşmaktadırlar. Hafız ed-Dimyati
bu konuda, ''Keşfü'l-Muğatta ani's-Salati-l-Vusta" adında bir kitap te'lif
etmiş ve orada on dokuz görüş zikretmiştir:
1.
Sabah namazıdır,
2.
Öğle namazıdır, Ebu Hanife bir rivayette bu görüştedir.
3.
İkindi namazıdır.
4.
Akşam namazıdır. Çünkü bu namaz seferde kısaltılamaz ve kendisinden evvel
kıraati gizli, sonra da kıraati cehri ikişer namaz vardır.
5.
Bütün namazlardır.
6.
Cuma namazıdır,
7.
Cuma günü cuma, sair günler öğle namazıdır.
8.
Yatsı namazıdır. Çünkü o, seferde kısaltılmayan iki namaz (akşam ve sabah
namazları) arasındadır.
9.
Sabah ve yatsı namazlarıdır.
10.
Sabah ve ikindidir.
11.
Cemaatle kılınan namazdır.
12.
Vitir namazıdır.
13.
Korku namazıdır (Salatü'I-havf).
14.
Kurban bayramı namazıdır.
15.
Ramazan bayramı namazıdır.
16.
Kuşluk namazıdır.
17.
Beş vakit namazdan herhangi biridir.
18.
Sabah veya ikindidir.
19.
Hangi namaz olduğu bilinemez.
Yirminci
olarak da "gece namazıdır" diyenler olmuştur.
Görüldüğü
üzere salat-ı vustanın hangisi olduğu konusunda hayli ihtilaf vardır. Ancak bu
görüşler içerisinde en çok taraftar toplayanı yukarıda da işaret edildiği gibi
ikindi namazı olduğudur.
Bu
savaşta Hz. Peygamberin korku namazı kılmayıp da ikindiyi terketmelerine sebep,
o zaman korku namazının henüz meşru kılınmamış olmasıdır.
Bu
hadisin bab ile alakası şu olsa gerektir: Efendimiz: "Bizi orta namazından
-ikindi namazından- alıkoydular"
buyurmuştur. Namazdan alıkoyma, vaktin geçilmesini gerektirir. Bu da ancak
namaz için giriş ve çıkış zamanları belli bir vaktin olması ile mümkündür.