بَاب
الصَّلَاةِ
بَعْدَ
صَلَاةِ
الْعِيدِ
247-250. Bayram
Namazından Sonra Namaz Kılmak
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
حَدَّثَنِي
عَدِيُّ بْنُ
ثَابِتٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ
قَالَ خَرَجَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَوْمَ
فِطْرٍ
فَصَلَّى
رَكْعَتَيْنِ
لَمْ يُصَلِّ
قَبْلَهُمَا
وَلَا
بَعْدَهُمَا
ثُمَّ أَتَى
النِّسَاءَ
وَمَعَهُ
بِلَالٌ
فَأَمَرَهُنَّ
بِالصَّدَقَةِ
فَجَعَلَتْ
الْمَرْأَةُ
تُلْقِي
خُرْصَهَا
وَسِخَابَهَا
İbn Abbâs (r.a.)'den
demiştir ki: Resûlullah ramazan bayramı günü çıkıp iki rekat namaz kıldı. Bu
rekatlerden önce ve sonra hiçbir namaz kılmadı. Sonra Bilâl ile beraber
kadınların yanına gelip onlara bağışta bulunmalarını emretti. Bunun üzerine
kadınlar (halkadan) küpelerini ve gerdanlıklarını (Bilâl'in eteğine) atmaya
başladılar.
İzah:
Buhârî, iydeyn, zekât,
libâs; Müslim, iydeyn; İbn Mâce, ikâmet; Ahmed b. Hanbel I, 280, 340, 220, 332.
Hadis-i şerif bayram
namazından önce ve sonra sünnet bir namazın olmadığını gösterir.
Ulemâ bunda müttefik
olmakla beraber, mutlak manada nafile kılmanın caiz olup olmadığında ihtilâf
etmişlerdir. Bir grub hem namazdan önce hem de sonra nafile kılmanın mekruh
olduğu görüşündedir. İbn Abbâs, İbn Ömer, Ali, İbn Mesûd, Huzeyfe, Câbir,
Seleme b. el-Ekva', İbn Ebî Evfâ, Abduüah b. Muğaffel, Mesrûk, Dahhâk, Kasım,
Salim, Ma'mer, îbn Cü-reyc, Şa'bî ve Ahmed b. Hanbel bunlardandır.
Zührî,
"âlimlerimizden hiçbiri bu ümmetin selefinden bir kimsenin bayramdan önce
ve sonra nafile kıldığını söylemediler" der. Ancak Irakî'nin bildirdiğine
göre Enes, Büreyde b. el-Hasib, Râfi' b. Hadîc, Sehl b. Sa'd, İbrahim en-Nehaî,
Said b. Cübeyr, Esved b. Yezid, Câbir b. Zeyd, Hasen el-Basrî, Said b.
Ebi'l-Hasan, Said b. el-Müseyyeb, Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Urve b. Zübeyr,
Alkame, Kasım b. Muhammed ve Mekhûl bayram namazından önce de sonra da nafile
kılmanın caiz olduğu görüşündedirler.
Bazıları ise, namazdan
önce kılınan nafile ile sonra kılınanın arasını ayırmışlar; herbirini ayrı
ayrı hükümler altında ele almışlardır. İbnu'l-Münzir, Mücâhid, Nehzî, Sevrî, ve
ashab-ı re'yin, bayram namazından önce değil de sonra nafile kılmanın cevazına
kail olduklarını nakletmiştir.
Basralılar ise tam
aksine namazdan önce kılmanın caiz, sonra kılmanın ise caiz olmadığı
görüşündedirler.
Şafiîlere göre, imamdan
başkaları için hem namazdan önce hem de sonra nafile kılmakta beis yoktur.
İmamın kılması ise, mekruhtur.
Mâlikîler musalla ile
evin arasını ayırmışlar, musallada hem namazdan önce, hem de sonra nafile klimaya
mekruh, evde kılmaya ise, caiz demişlerdir.
Ha ne filere göre
musallada hem namazdan önce hem de sonra namaz kılmak mekruhtur. Evde ise,
kılmakta beis yoktur. Bunlar Ebû Saîd el-Hudrî'nin; "Resûlullah (s.a.v.) bayram
namazından önce birşey kılmazdı, evine döndüğü zaman ise, iki rekat namaz
kılardı" rivayetine dayanmışlardır.
Bu ihtilâflara sebep
Hz. Nebi (s.a.v.)'in; ''Biriniz mescide geldiği zaman iki rekat namaz
kılsın" buyurmasına rağmen, kendisinin bayram namazına çıktığı zaman
sadece iki rekat bayram ^namazı kılmakla iktifa etmesi, önce ve sonra buna bir
şey ilâve etmemesidir. Ayrıca bayram namazının kendinden önce ve sonra nafile
kılmanın hükmü bakımından farz namazlara benzeyip benzememesi konusunda da
tereddüt edilmiştir. Bayram namazını yukarıdaki mânâda sünnet namazlar gibi
görüp "musallaya mescid denilemez" diyenler ne önce ne de sonra
nafile kılmayı uygun görmemişlerdir. Bundan dolayı, Mâliki mezhebinde bayramın
camide kılınması halinde hükmün ne olacağında tereddüt edilmiştir.
İbn Rüşd'ün
Bidâyetu'I-Müctehid'deki ifâdesine göre, musallaya mescid adı verilir diyenler
ve Resûlullah (s.a.v.)ın bayram günlerinde bayram namazından başka bir namaz
kılmayışıni ruhsat kabul edenler, bayramdan Önce nâfüe kılmayı müstehab
görmüşlerdir. Bayram namazını farz namazlara benzetenler de hem bayramdan önce
hem de sonra nafile kılmayı müstehab görürler. Bazı âlimler bayram namazından
önce ve sonra nafile kılmayı ne mekruh'ne de müstehab kabul etmemişler buna mubah
demişlerdir.