بَاب
الْخُطْبَةِ
يَوْمَ
الْعِيدِ
239-242. Bayram Günü
Hutbesi (Okumak)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ
حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ
عَنْ
إِسْمَعِيلَ
بْنِ رَجَاءٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
ح وَعَنْ
قَيْسِ بْنِ
مُسْلِمٍ عَنْ
طَارِقِ بْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَبِي
سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ
قَالَ
أَخْرَجَ
مَرْوَانُ الْمِنْبَرَ
فِي يَوْمِ
عِيدٍ
فَبَدَأَ بِالْخُطْبَةِ
قَبْلَ
الصَّلَاةِ
فَقَامَ رَجُلٌ
فَقَالَ يَا
مَرْوَانُ
خَالَفْتَ
السُّنَّةَ
أَخْرَجْتَ
الْمِنْبَرَ
فِي يَوْمِ
عِيدٍ وَلَمْ
يَكُنْ
يُخْرَجُ
فِيهِ
وَبَدَأْتَ
بِالْخُطْبَةِ
قَبْلَ
الصَّلَاةِ
فَقَالَ
أَبُو سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
مَنْ هَذَا
قَالُوا فُلَانُ
بْنُ فُلَانٍ
فَقَالَ
أَمَّا هَذَا فَقَدْ
قَضَى مَا
عَلَيْهِ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَنْ
رَأَى
مُنْكَرًا
فَاسْتَطَاعَ
أَنْ يُغَيِّرَهُ
بِيَدِهِ
فَلْيُغَيِّرْهُ
بِيَدِهِ
فَإِنْ لَمْ
يَسْتَطِعْ
فَبِلِسَانِهِ
فَإِنْ لَمْ
يَسْتَطِعْ
فَبِقَلْبِهِ
وَذَلِكَ
أَضْعَفُ
الْإِيمَانِ
Ebû Saîd el-Hudrî
(r.a.)'den; demiştir ki: Bir bayram günü Mervân minberi (musallaya) çıkarıp
(üzerinde) namazdan önce hutbe okumaya başladı. Bir adam kalktı ve; Ey Mervan,
sünnet'e muhalefet ettin. Bayram günü minberi çıkardın, halbuki o çıkarılmazdı.
Hutbeye de namazdan önce başladın, dedi.
Ebû Saîd el-Hudrî; Bu
kim? diye sordu. Falan oğlu falan, dediler.
Bu adam üzerine düşeni
yaptı. Ben Resûlullah (s.a.v.)'in, "Bir kötülük gören kimse, eğer onu eli
ile değiştirebilirse eli île değiştirsin. Buna gücü yetmezse, dili ile
değiştirsin. Onu da yapamazsa, kalbi ile (buğz etsin). Ancak bu, imanın en
zayıfıdır*' buyurduğunu işittim dedi.
İzah:
İbn Mâce, ikâme, fiten;
Ahmed b. Hanbel, III, 10, 20.
Buhari'nin aynı konuda
yine Ebû Saîd el-Hudrî'den yaptığı bir rivayette Kesir b. es-Salt'ın musallaya
kerpiç ve çamurdan bir minber yaptığı, Mervân'ın da bu minbere çıkıp hutbe
irad ettiği bildirilmektedir. Bu rivayete göre, Ebû Saîd buna mani olmak
istemiş fakat Mervân keadisini dinlememiştir.
Görüldüğü gibi
Buhârî'nin rivayetinde musallada inşâ edilmiş bir minber olduğu bildirilirken,
Ebû Dâvûd'da minberin çıkarıldığından bahs edilmektedir. Bu hadisler arasında
bir ihtilâf olduğu izlenimini vermektedir. Ancak Mervân'ın önceleri minberi
dışarıya çıkarttığı halde cemaatin karşı koyması üzerine oraya sabit bir minber
inşâ ettirmiş olması mümkündür.
Burada Mervân'ın
karşısında kalkıp ona yaptığının yanlış olduğunu söyleyen zatın ismi
verilmemiştir. Gerçi Buhârî'deki rivayette bu zâtın bizzat Ebû Saîd el-Hudrî
olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Ebû Davud'un rivayetinin siyakından adı
verilmeyen kişinin Ebû Saîd olduğunu anlamak mümkün değildir. O zaman Buhârî'de
bildirilen olay ile üzerinde durduğumuz hadisteki olayın ayrı ayrı zamanlarda
vuku bulmuş olduğuna hükmetmek yerinde olacaktır.
Hadiste haber verilen
olay, Buhârî'nin rivayetinden anladığımıza göre, Mervân'ın Medine valisi olduğu
zaman meydana gelmiştir.
Hadisten anladığımıza
göre, Mervân'ın, "Sen sünnete muhalefet ettin" itirazı ile karşı
karşıya gelmesine sebep iki hareketidir. Bunlardan birincisi, minberi musallaya
çıkarmasıdır. Çünkü daha önceleri bayram namazlarında minber musallaya
çıkartılmazdı.
İkincisi de bayram
hutbesini namazdan önce irad etmiş olmasıdır. Buradan hutbeyi namazdan önce ilk
kez Mervân'ın okuduğu anlaşılmaktadır. Ancak daha önce, Hz. Osman'ın hutbeyi
namaza takdim ettiği de söylenmektedir. İbnu'l-Münzir'in Hasen el-Basrî'den
yaptığı bir rivayete göre, Hz. Osman b. Affân mûtad olduğu üzere bayram
namazını kıldırmış sonra hutbe iradına başlamış, fakat cemaatten bazılarının
namaza yetişemediğini görünce, hutbeyi namazdan önce okumaya başlamıştır.
Aynî, Hz. Osman'ın bunu
yapmadığını söyler. İmam Şafiî Müsned'in de Abdullah b. Yezid el-Hatmî'den
Resûlullah (s.a.v.) Ebû Bekir, Ömer ve Osman (r.anhum)'ın hutbeden önce namaz
kıldıklarım, Muâviye gelince, önce hutbe okumaya başladığını rivayet etmiştir.
Bu rivayete göre bayram hutbesini namazdan önce ilk okuyan Muâviye olmuştur.
kadı îyaz, "bir
zatın Mervân'a karşı kalkıp yaptığının sünnete muhalif olduğunu hatırlatması ve
Ebû Said'in, Mervan'ın bu hareketini "münker" olarak değerlendirmesi,
Hz. Nebi'in sünnetinin ve halifelerin tatbikatının bunun aksi olduğunu
gösterir" der. Bu da namazı hutbeden sonraya ilk bırakanın Hz. Osman
olduğunu bildiren görüşlerin tutarsızlığını gösterir. Gerçekten Hz. Osman'ın
öyle yaptığı kabul edilse bile, onun yaptığı ile Mervan'ın yaptığı bir
tutulamaz. Çünkü Hz. Osman cemaat namaza yetişebilsin diye onların maslahatı
için böyle yapmıştır. Mervan ise, konuşmasını dinletmek için önce hutbe
okumuştur. Zira insanlar namazı kılınca hutbeyi dinlemeden bırakıp
gidiyorlardı. Mervân onun için namazdan önce hutbe okuma yolunu seçmiştir.
Hadiste görüldüğü gibi
Ebû Said el-Hudrî adamın Mervân'a karşı çıkışını görünce, "bu adam
vazifesini yaptı" demiş ve iyiliği emr edip, kötülükten sakındırma
konusunda Hz. Nebi'den duyduğu bir hadisi nakletmiştir. Kötülüğe engel olmayı
emreden bu hadis, "Kitâbü'l-Melâhim"in 17. babında "Emir
bi'1-ma'rûf ve nehiy an'H-münker" başlığı altında tekrar gelecektir.
İnşaallah orada "emir bi'1-ma'ruf ve nehiy ani'l-münker" konusunda
geniş olarak bilgi verilecektir, burada şu kadarım söyleyelim, görülen bir
kötülüğe engel olma veya insanlara iyiliği emretme farzdır. Bazı âlimler bu
farzın, farz-ı kifâye olduğunu; bazıları ise, farz-ı ayn olduğunu söylerler.
Sahih olan farz-ı kifâye olduğudur.