بَاب
الْإِجَابَةِ
أَيَّةُ
سَاعَةٍ هِيَ
فِي يَوْمِ
الْجُمُعَةِ
202. Cuma Günü Duanın Kabul
Edildiği Vakit Hangi Vakittir?
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
عَمْرٌو يَعْنِي
ابْنَ
الْحَارِثِ
أَنَّ
الْجُلَاحَ مَوْلَى
عَبْدِ
الْعَزِيزِ
حَدَّثَهُ
أَنَّ أَبَا
سَلَمَةَ
يَعْنِي
ابْنَ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
حَدَّثَهُ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
قَالَ يَوْمُ
الْجُمُعَةِ ثِنْتَا
عَشْرَةَ
يُرِيدُ
سَاعَةً لَا
يُوجَدُ
مُسْلِمٌ
يَسْأَلُ
اللَّهَ
عَزَّ وَجَلَّ
شَيْئًا
إِلَّا
أَتَاهُ
اللَّهُ عَزَّ
وَجَلَّ فَالْتَمِسُوهَا
آخِرَ
سَاعَةٍ
بَعْدَ
الْعَصْرِ
Cabir b. Abdillah
(r.a.)'dan, Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Cuma günü on
iki'dir.” -Bununla saati kastediyor. [Bu cümle râvilerden birisi tarafından
tefsir olarak söylenmiştir.]- "O günde bir an vardır ki, onda Allah'tan
bîrşey isteyip de Allah'ın istediğini vermediği hiç bir müslüman bulunmaz. O
vakti son saatte, ikindiden sonra arayınız."
İzah:
Nesâî, cuma
Hadis-i şerifte Hz.
Nebi, günün on iki parçadan meydana geldiğini söylemiş fakat bu parçalardan
maksadının ne olduğunu açıklamamıştır. Râvilerden birisi Hz. Nebi'in bu söz
ile, saati murad ettiğini söylemiştir. Senenin her gününde gündüzler on iki
saat olmadığından, bu saatle on iki ayrı zaman parçasının kast edilmiş olması
muhtemel olduğu gibi, gündüzün on iki saat olduğu zamanlar gözönüne alınarak,
astronomik manadaki saatlerin kast edilmiş olması da muhtemeldir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz
daha sonra cuma günü duaların reddedilmediği bir vakit bulunduğunu* bu vaktin
de ikindiden sonra günün son vakti olduğunu bildirmiştir. Bu hadis 1046
numaralı hadisteki Abdullah b. Selâm'ın sözlerini takviye etmektedir. Gerçi bu
hadis bir sonraki hadise muhalif düşmektedir. Çünkü o hadiste icabet vaktinin
cuma namazında imamın minbere çıkışı ile namazın sonu arasında olduğu
bildirilmektedir. Ancak yerinde de belirtileceği gibi o hadis, zayıf
görülmektedir.
Buharı, Müslim ve
Taberânî'nin yaptıkları rivayetlerden bu zamanın çok kısa olduğu
anlaşılmaktadır. İbnu'l-Müneyyir, Hz. Nebi'in bu vakti çok kısa bir zaman
olarak haber vermesinin ibâdete teşvik maksadına yönelik olduğunu söyler.