بَاب
صَلَاةِ
الرَّجُلِ
التَّطَوُّعَ
فِي بَيْتِهِ
198-199. Nafile
Namazları Evde Kılmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ
أَخْبَرَنِي
نَافِعٌ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
اجْعَلُوا
فِي
بُيُوتِكُمْ
مِنْ صَلَاتِكُمْ
وَلَا
تَتَّخِذُوهَا
قُبُورًا
İbn Ömer (r.a.), Nebi
(s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Namazlarınızdan
bazılarını evlerinizde kılınız, oraları kabirlere çevirmeyiniz.
İzah:
Buhârî, salât,
teheccüd; Müslim, müsafirîn; Tirmizî, salât; Nesâî kiyamu'l-leyl, İbn Mâce,
ikâme; Dârimî, salât, Ahmed b. Hanbel, II, 6, 123, 367.
Hz.Nebi'in evlerde
kılınmasını emrettiği namaz, nafile namazdır.Bundan sonra gelecek olan hadis ve
Müslim'in "sizden biri mescidde namazım kıldığı zaman namazından evine de
nasib ayırsın..." ve Beyhakı'deki, "Resûlullah (s.a.v.) Abduleşhel
oğullan mescidine gelip orada akşam namazım kıldı. Namazlarını bitirince
onların nafile kıldıklarım gördü ve bu evlerin namazıdır" buyurdu"
şeklindeki rivayetler, evlerde kılınacak namazın nafile namazı olduğunu
göstermektedir.
Hz. Nebi'in nafileleri
evde kılmaya teşvik etmesindeki hikmet, riyadan uzak, ve evlere rahmet
meleklerinin inmesine sebep olmasıdır.Evde kadın ve çocuklara namazı öğretmek
ve çocukları namaza alıştırmak gibi başka büyük faydalan da vardır.
Kadı İyaz, Hz. Nebi'in
bu hadisteki evde kılınmasını istediği namazın bazı farz namazlar, bunun sebebinin
de cemaate gitmeyen kadın ve çocuklara cemaatle namaz kıldırmak olduğunu
söyler.
Ancak ulemânın
çoğunluğu bu namazın nâtıle namazlar olduğu kanaatindedir. Nevevî,
"doğrusu bu namazdan muradın, nafile olmasıdır. Çünkü bu babın tüm
hadisleri bunu gerektirir" der.
Hz. Nebi'in
"oraları kabirlere çevirmeyiniz" sözünün manasında değişik görüşler
ileri sürülmüştür. Meselâ:
1. Evlerinizde namaz
kılmamak suretiyle oraları kabir haline getirmeyiniz. Bu, içinde namaz kılınmayan
evleri, içindekiler hiç bir ibâdete muktedir olamayan kabirlere benzetmedir.
Müslim'in Ebû Musa'dan rivayet ettiği bir hadiste Resûlullah, "İçerisinde
Allah zikredilen evleri diriye, içinde Allah anılmayan evler de ölüye
benzetmiştir."
2. Evinde namaz
kılmayan kimse, kendisini ölü, evini de kabir haline getirmiş olur.
3. Hattâbî'ye göre,
"evlerinizi içinde namaz kılınmayan sadece uyku yerleri yapmayınız. Çünkü
uyku ölümün kardeşidir. Ölü de namaz kılamaz" demektir.
Bazı âlimler, hadis-i
şerifin bu bölümünden evlere ölü defnetmenin men'edildiğini anlamışlardır.
Hattâbî bu anlayışa karşı çıkmış ve "bu birşey değildir. Nitekim Hz. Nebi
hayatında ikâmet ettiği evine defnedilmiştir" demiştir.
Hafız İbn Hacer
el-Askalânî, Buhârî şerhinde, hadisin zahirinin delâleti evlere cenaze
defnedilmeyeceğidir, dedikten sonra, Hattâbî'nin sözünü nakletmiş ve
Hattâbî'ye cevab olarak Kirmânî'nin şu sözlerini kaydetmiştir:
"Herhalde bu, (Hz.
Nebi'in evine defnedilmesi) Resûlullahın hususiyetlerindendir.Nitekim Nebilerin
öldükleri yerlere defn edilmeleri gerektiği rivayet edilmiştir. Hz. Nebi'in
evine defn edilmesinin kendine has olduğu gözönüne alınınca başkalarının bundan
nehyedilmesi pek uzak bir anlayış olmasa gerektir. Çünkü evlere cenaze
defnedilmeye devam edilmesi, oraları kabristan haline getirir ve kabristanda
namaz kılmak da mekruhtur."
Evleri kabirlere
çevirme konusunda ileri sürülen bu görüşlerden en çok rağbet göreni birinci
maddede ifâde edilendir.