DEVAM: 191-192.
(Kıldığı Rek'at Adedinde Şüphe Eden) Zann-ı Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin
Delilleri)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
هِشَامٌ
الدَّسْتُوَائِيُّ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
أَبِي
كَثِيرٍ حَدَّثَنَا
عِيَاضٌ ح و
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
هِلَالِ بْنِ
عِيَاضٍ عَنْ
أَبِي سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِذَا
صَلَّى
أَحَدُكُمْ
فَلَمْ
يَدْرِ زَادَ أَمْ
نَقَصَ فَلْيَسْجُدْ
سَجْدَتَيْنِ
وَهُوَ
قَاعِدٌ
فَإِذَا
أَتَاهُ
الشَّيْطَانُ
فَقَالَ إِنَّكَ
قَدْ
أَحْدَثْتَ
فَلْيَقُلْ
كَذَبْتَ
إِلَّا مَا
وَجَدَ
رِيحًا
بِأَنْفِهِ أَوْ
صَوْتًا
بِأُذُنِهِ
وَهَذَا
لَفْظُ حَدِيثِ
أَبَانَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
و قَالَ
مَعْمَرٌ
وَعَلِيُّ
بْنُ
الْمُبَارَكِ
عِيَاضُ بْنُ
هِلَالٍ و
قَالَ
الْأَوْزَاعِيُّ
عِيَاضُ بْنُ
أَبِي
زُهَيْرٍ
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)
Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Sizden biri namaz
kıldığında eksik mi, yoksa fazla mı kıldığında tereddüt ederse, oturduğu yerden
iki defa secde yapsın. Şeytan kendisine gelip de "Abdestini bozdun"
dediği zaman, burnuyla bir koku veya kulağıyla bir ses duymadıkça "sen
yalan söyledin" desin."
Bu, Ebân'ın rivayet
ettiği hadisin lâfzıdır.
(Hadis iki ayrı senedle
rivayet edilmiştir. Bu metin Ebân'ın rivayet ettiği metindir.)
Ebû Dâvûd dedi ki:
(Seneddekı lyaz'ın) Ma'mer ve Ali b. el-Mubârek, "îyaz b. Hilâl"
Evzaî ise, "îyaz b. Ebî Züheyr" olduğunu söylemişlerdir.
İzah:
İbn Mâce, ikâme
Bu hadiste kıldığı
rekat adedinde şüpheye düşen kimsenin
yapması gereken şeye ilâveten namazda kendisine abdestin bozulduğuna
dair bir şüphe gelen kimsenin yapması gereken şey de mevzu-bahs edilmiştir.
Kıldığı rekat adedinde tereddüt eden kimsenin yapması gereken şey, daha önce
izah edilmiştir. Hz. Peyamber abdestin bozulması ile ilgili vesveseyi
"şeytan sana abdestini bozdun derse" şeklinde ifade etmiştir.
Böylece bu vesvesenin, şeytandan geldiğine işaret etmiştir. Yine Hz. Peygamber
böyle bir vesveseye düşen kimsenin "burnu île bir koku hissetmedikçe veya
kulağı ile bir ses duymadıkça*' abdestinin bozulmadığına hükmetmesini
emretmiştir. Burnun koku hissetmesi veya kulağın bir ses duymasından maksat,
abdestin bozulduğunu kesin olarak bilmektir. Yoksa ses duymadığı veya koku
hissetmediği halde yel çıkardığını bilen bir kimsenin abdesti bozulur. Çünkü
çıkan her yelde mutlaka koku ya da ses olacak diye bir şart yoktur. Fakat
abdesti bozduğu vehmine düşen bir kimse de abdestinin bozulmadığına
hükmedecektir.