DEVAM: 177-178.
Teşehhüdle İlgili Hadisler
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
وَطَاوُسٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
أَنَّهُ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُعَلِّمُنَا
التَّشَهُّدَ
كَمَا
يُعَلِّمُنَا
الْقُرْآنَ
وَكَانَ يَقُولُ
التَّحِيَّاتُ
الْمُبَارَكَاتُ
الصَّلَوَاتُ
الطَّيِّبَاتُ
لِلَّهِ السَّلَامُ
عَلَيْكَ
أَيُّهَا
النَّبِيُّ
وَرَحْمَةُ
اللَّهِ
وَبَرَكَاتُهُ
السَّلَامُ
عَلَيْنَا
وَعَلَى عِبَادِ
اللَّهِ
الصَّالِحِينَ
أَشْهَدُ أَنْ
لَا إِلَهَ
إِلَّا
اللَّهُ
وَأَشْهَدُ أَنَّ
مُحَمَّدًا
رَسُولُ
اللَّهِ
İbn Abbâs (r.a.)'dan;
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) bize, Kur'ân'ı öğrettiği gibi, teşehhüd'üde
öğretir ve şöyle derdi: “Her türlü selâmlar, bol hayır ve bereketler, bütün
ibâdetler ve güzel sözler Allah içindir. Selâm, Allah'ın rahmet ve bereketi
sana olsun ey Nebi! Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun.
Şehâdet ederim ki Allah'dan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed
Allah'ın Resûlüdür."
Diğer tahric: Müslim,
salât. Tirmizî, salât; Nesâî; İbn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, I, 292.
AÇIKLAMA:
Hadis'in başındaki “Her
türlü selâmlar, bol hayır ve ........
Nevevî bu kelimelerin aslında birbirine ma'tuf olduklarını fakat
aralarındaki atıf vav-larının ihtisar için olduğunu söyler. Terceme, Nevevî'nİn
bu sözleri göz önüne alınarak yapılmıştır.
Bu rivayette teşehhüdün
İbn Abbâs vâsitasıyle nakledilen şeklini görmekteyiz.Ibn Abbâs'ın
"Nebiimiz Kur'an'i öğrettiği gibi teşehhüdü öğretirdi" demesi, Hz.
Nebiin teşehhüde ne kadar önem verdiğine delildir. Bu, Ka'dede teşehhüd
okumanın vâcib olduğunu söyleyenlerin görüşünü desteklemektedir.
Genel mânâda, İbn
Mes'ûd'un naklettiği teşehhüd ile İbn Abbâs'ın naklettiği arasında pek az fark
vardır. İbn Abbâs'ın rivayet ettiği teşehhüdde bazı kelimeler arasına atıf
edatı konulmamış (ki bu, dipnotta da temas edildiği veçhile, ihtisar için
yapılmıştır) ve (et-lehıyyâtu) kelimesinden sonra (el-mübârekâtû) kelimesi yer
almıştır. Bîrde teşehhüdün son cümlesi Ibn-i Mes'ûd'uıı rivayetinde;
"Eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve Rasûlühü" şeklinde olduğu halde,
İbn Abbâs'ın rivayetinde; "Eşhedü enne Muhammeden Rasülullah"
tarzındadır.
Şâfiîler namazlarında
İbn Abbâs'ın teşehhüdünü okurlar. İmâm Şafiî hazetleri İbni Abbas hadisini
naklettikten sonra; "teşehhüd hakkında çok çeşitli hadisler rivayet
edilmiştir. Ama bu bana hepsinden daha sevimli geliyor. Çünkü bu, teşehhüd
hadislerinin en şumullüsudür" demiştir.
Bu konuda Hattâbî'nin
söylediği şu sözler kayda değer: "Teşehhüd hadislerinin isnad bakımından
en sahihi ve ravileri bakımından en meşhuru, İbn Mes'ud'un teşehhüdüdür. Ancak
İmam Şafiî İbn Abbâs'ın teşehhüdün-deki (oiTjUı) (el-mübârekâtu) ilâvesinden
dolayı onu benimsemiştir. Çünkü bu, Kur'an-ı Kerim'deki "Allah tarafından
mübarek, pek güzel bir sağlık (dilemiş) olmak üzere kendinize selâm
verin"[Nur 61] âyetine muvafıktır.
Mâlikilerin
namazlarında okudukları teşehhüd ise, Ömer b. el-Hattâb (r.a.)'dan rivayet edilmiştir.
Bu Teşehhüdün metni de şu şekildedir: el-Bâcî Mâlikilerin teşehhüdünün daha
sahîh olduğunu söylemiş ve görüşünü şu sözler ile isbatlamaya çalışmıştır:
"Mâlik'in
teşehhüdünün sıhhatine delil şudur; Ömer'in teşehhüdü mütevâtir haber
hükmündedir. Çünkü Hz Ömer bunu, insanlara minberden ilân etmiştir. Bu
sahabilerden bir cemaatin ve mü'minlerin ileri gelenlerinin huzurunda olduğu
halde, hiçbir itiraza uğramamıştır, diğeı tesehhiıdlerden hiç birisinin, bunun
yerine kâim olduğunu söyleyen de çıkmamıştır. Bu, sahabenin Hz. Ömer'in
teşehhüdünü ikrar ve ona muvafakat eniklerine delildir."
el-Bâcî'nin
söyledikleri oldukça ma'kuldür. Fakat diğer mezheplerin okudukları
teşehhüdleri takviye eden deliller vardır. Zaten, her mezheb kendi görüşünü haklı
kılacak sağlam bir dayanak bulamamış olsaydı, o görüşü be-. nimsernezlerdi.