DEVAM: 166-167.
Aksıran Kimseye Namazda "Yerhamukellah" Demek
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يُونُسَ
النَّسَائِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْمَلِكِ بْنُ
عَمْرٍو
حَدَّثَنَا
فُلَيْحٌ
عَنْ هِلَالِ
بْنِ عَلِيٍّ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَسَارٍ
عَنْ
مُعَاوِيَةَ
بْنِ
الْحَكَمِ
السُّلَمِيِّ
قَالَ لَمَّا
قَدِمْتُ
عَلَى
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلِمْتُ أُمُورًا
مِنْ أُمُورِ
الْإِسْلَامِ
فَكَانَ
فِيمَا
عَلِمْتُ
أَنْ قَالَ
لِي إِذَا عَطَسْتَ
فَاحْمَدْ
اللَّهَ
وَإِذَا
عَطَسَ
الْعَاطِسُ
فَحَمِدَ
اللَّهَ
فَقُلْ
يَرْحَمُكَ
اللَّهُ قَالَ
فَبَيْنَمَا
أَنَا
قَائِمٌ مَعَ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فِي
الصَّلَاةِ
إِذْ عَطَسَ
رَجُلٌ فَحَمِدَ
اللَّهَ
فَقُلْتُ
يَرْحَمُكَ
اللَّهُ
رَافِعًا بِهَا
صَوْتِي
فَرَمَانِي
النَّاسُ
بِأَبْصَارِهِمْ
حَتَّى
احْتَمَلَنِي
ذَلِكَ فَقُلْتُ
مَا لَكُمْ
تَنْظُرُونَ
إِلَيَّ بِأَعْيُنٍ
شُزْرٍ قَالَ
فَسَبَّحُوا
فَلَمَّا
قَضَى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
الْمُتَكَلِّمُ
قِيلَ هَذَا الْأَعْرَابِيُّ
فَدَعَانِي
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَقَالَ
لِي إِنَّمَا
الصَّلَاةُ
لِقِرَاءَةِ
الْقُرْآنِ
وَذِكْرِ
اللَّهِ
جَلَّ وَعَزَّ
فَإِذَا
كُنْتَ
فِيهَا
فَلْيَكُنْ
ذَلِكَ
شَأْنُكَ
فَمَا
رَأَيْتُ
مُعَلِّمًا قَطُّ
أَرْفَقَ
مِنْ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Muaviye b. el-Hakem
es-Sülemî'den; demiştir ki: Ben Resûlullah'ın yanına gelip İslâmiyetle ilgili
bazı şeyler öğrendim. Öğrendiklerimden biri de (Resûlullah sallallahu aleyhi ve
seltemîn) bana söylediği şu sözdür: "Aksırdiğında elhamdülillah (Allah'a
hamd olsun) de ve bir kimse aksırıp da Allah'a hamd edecek olursa sen de: "Yerhamukullah
(Allah sana merhamet etsin)" de."
(Muâviye) dedi ki: Ben
Resûlullah (s.a.v.)'la beraber namazda iken adamın biri aksırip Allah'a hamd
ediverdi. Ben de (hemen) sesimi yükselterek "yerhamukellahu" dedim.
Cemaat gözlerini bana çevirdi. Bu benim ağrıma gitti. Bunun üzerine ben,
"Size ne oluyor da bana (böyle) yan gözle bakıyorsunuz?” dedim. (Muaviye)
diyor ki; Bunun üzerine "Sübhanellah" demeye başladılar. Resûlullah
(s.a.v.) namazı bitirince: "Konuşan kimdi?" buyurdu. (Kendisine:) Şu
A'rabi idi diye cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) beni çağırdı
ve: "Namaz ancak Kur'an okumaktan, Aziz ve Celil olan Allah'ı zikretmekten
ibarettir. (Bir daha) namazda iken durumun böyle (başka birşeyle
uğraşma)!" dedi. Resûlullah (s.a.v.)'den daha yumuşak bir muallimi asla
görmedim.
Diğer tahric: Müslim,
mesâcid; Nesâî, sehv; Ebû Dâvûd, eymân; Dârimî, nüzur; Muvatta, ıtk; Ahmed b. Hanbel,
II, 291; HI, 452; IV, 222, 388, 389; V, 447 - 449.